SKORER
PEMBENAR
CADDE
YAZARLAR

Dijital çağın en değerli emtiasının peşinde...

Deutsche Telekom Türkiye Genel Müdürü Sinan Kılıçoğlu, “Veri, dijital çağın en değerli emtiasına dönüştü” diyor.

|

Aylin Rana Aydin- Global rekabette söz sahibi olmanın anahtarı ‘veri’yi doğru yönetmekten geçiyor. Dünya ekonomisi teknoloji ve inovasyonun etrafında dönerken, veri de dijital çağın en değerli emtiası haline geldi. Deutsche Telekom Türkiye Genel Müdürü Sinan Kılıçoğlu, “5G, bulut, yapay zeka, blockchain gibi teknolojileri, şirketleri hem dünya sahnesine hem de geleceğe taşıyan en etkili yol olarak değerlendirmek gerekiyor. Artık tüm kurumlar teknolojik şirket olmanın, kurum itibarı üzerinde çok önemli bir etkiye sahip olduğunun farkında” diyor. Kılıçoğlu, Deutsche Telekom’un faaliyetlerini ve gelecek hedeflerini anlattı.

Deutsche Telekom olarak 2022 yılı nasıl geçti, 2023 yılına dair beklentileriniz nelerdir?

Deutsche Telekom, mevcut marka değeriyle, telekomünikasyon sektöründeki en başarılı küresel oyuncular arasındaki yerini daha da güçlendirmiş durumda. 2021 yılında 51.1 milyar dolar olan marka değerimizi, yüzde 18’lik bir artışla 60.2 milyar dolara yükselttik. Deutsche Telekom Türkiye olarak büyüme hedeflerimizi yakaladığımız bir yılı geride bırakıyoruz. Son iki yılda yıllık yüzde 25’lik bir artışla önemli bir büyüme yakaladık. Türkiye’de 5G mobil teknolojilerinin kullanılmaya başlamasıyla, iş ortaklarımızla çok daha büyük projelere imza atmaya hazırlanıyoruz. Deutsche Telekom, bugün dünya çapında dört segmentte faaliyet gösteriyor. Bu dört alan sabit ve mobil telefon, geniş bant internet hizmetleri, bilişim hizmetleri, ağ çözümleri ve dijital televizyon hizmetleri. Deutsche Telekom Türkiye olarak da sektördeki köklü tecrübemizle firmaların operasyonel mükemmelliğe ulaşmak için ihtiyaç duydukları bilgileri elde etmelerine ve yönetmelerine katkı sağlıyoruz. Esnek ürün ve çözümlerimizle şirketlerin dijital dönüşüm süreçlerine öncülük ediyoruz. 50’den fazla ülkede faaliyet gösteriyoruz.

Yeni yatırım planlarınız var mı?

Bugün, sahip olduğumuz teknolojiler, iş süreçlerini dönüştürdüğü gibi, çok daha verimli bir hale getiriyor. Bunun en somut örneği, dünyanın en büyük şirketlerinin bu teknolojileri kullanarak farklı iş alanları yaratan şirketler olması. Geleneksel şirketler çok uzun zamanlarda büyüme sağlarken, ileri teknolojileri kullanarak kurulan şirketlerin aynı büyümeyi birkaç sene içinde gerçekleştirebildiğini ve çok büyük pazar değerlerine ulaştığını görüyoruz. Bizim de öncelikli yatırım alanlarımız bulut hizmeti, connectivite, nesnelerin interneti ve siber güvenlik hizmetleri olacak. Dijital dönüşüm, her ülke için fırsatlar ve tehditler içeriyor. Doğru zamanda doğru adımı atarsanız sizin için fırsat olur bu dönüşüm. Dijital dönüşümü iyi anlayıp doğru adımları atabilirsek, artı değer üretebiliriz.

Pandemiyle birlikte dijitalleşme de hızlandı ve önemi giderek arttı. Pandemi telekom sektöründe neleri değiştirdi?

Pandemi sürecinin hayatımıza kattığı yeniliklerin kalıcı olacağını düşünüyorum. Dünya hızla değişiyordu, pandemi bu süreci hızlandırdı. Kesin olan şey, şirketlerin operasyon ve çalışma şekillerinin değişecek olması. Pandemi sonrası dünyasında başarının anahtarı, sürekli değişime uyum, becerilerin güncellenmesi ve yenilenmesi olacak. Pandemi sonrası bir dünyaya hazırlamanın en iyi yollarından biri teknoloji becerileri kazanmak.

Dünya ekonomisinde geleceğin dijital dönüşüm etrafında şekillendiği de belirtiliyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?

Dünya ekonomisi artık teknoloji ve inovasyonun etrafında dönüyor. Veri, dijital çağın en değerli emtiasına dönüştü. Global rekabette söz sahibi olmanın anahtarı, sahip olduğumuz veriyi doğru yönetmekten geçiyor. 5G, bulut, yapay zeka, blockchain gibi teknolojileri, şirketleri hem dünya sahnesine hem de geleceğe taşıyan en etkili yol olarak değerlendirmek gerekiyor. Artık tüm kurumlar teknolojik şirket olmanın, kurum itibarı üzerinde çok önemli bir etkiye sahip olduğunun farkında. Şirketlerin veri merkezlerinde toplanan milyonlarca verinin işlenmesi, elde edilen sonuçların iş planına dahil edilmesi, yeni ürünler ve hizmetlerin bu veriler ışığında oluşturulması gibi konular yarının dünyasında var olmak için çok önemli. Bu teknolojiler sağlıktan, ulaşıma, iletişimden, eğitime, enerjiden, güvenliğe kadar hayatımızın her alanını yeniden tasarlıyor.

Otomotivi etkileyecek

Eğitim büyük değişiklik içine girdi. Bu değişiklik ilkokul düzeyine kadar indi. Sağlık hizmetlerinde de bu dönüşüm olacak. Sağlık alanı, bizim ilgi alanımız. Uzaktan sağlık hizmetleri ile 2005’ten bu yana ilgileniyoruz. Teknoloji alanındaki yenilik, belki de en çok otomotiv sektörünü etkileyecek. Yapay zeka altyapısı ile birlikte kendi kendine giden otomobiller olacak. Teknolojik dönüşüm ve dijital altyapı şehir planlamasından konuk üretimine kadar her alanı da etkileyecek. Dijital dönüşümde işletmeleri KOBİ ve büyük işletmeler diye ayırmamak gerekir. Özellikle bulut ve öteki teknolojilere KOBİ’ler de rahatça ulaşabiliyor. Dijital dönüşüm KOBİ’lerin dünyaya açılmasına, daha geniş pazarlara ulaşmasına yardımcı olacak.

Teknolojideki gelişmeler ve dijital dönüşüm doğru insan kaynağına olan ihtiyacı da beraberinde getiriyor. Nasıl değerlendirirsiniz?

Her ne kadar büyük bir hızla dijital çağa geçsek de şirket başarısının temelinde ‘insan’ olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu kapsamda iki odak noktam var. Birincisi müşteri memnuniyetini ön sırada tutmak, müşterilerin ihtiyaçlarına cevap verecek sürdürülebilir çözümler üretmek ve güven ilişkisi oluşturmak. İkincisi; çalışanların yeniçağın becerilerine sahip olmasını sağlamak, onların fikirlerine değer vermek, çoğulcu ve katılımcılığı desteklemek. Dijital dönüşüm her ülke için hem fırsat hem tehdit barındırıyor. Konjonktürü iyi okur ve ona göre hazırlanırsanız bu bir fırsat ama bunu iyi algılayamazsanız bu bir tehdit. Sizin bütün eğitim sisteminizi bile buna göre yeniden organize ediyor olmanız lazım. Yeni nesli dijital teknolojilere yetkin şekilde yetiştirmek lazım. Doğru insan kaynağını yetiştirebilmek, gelecek dönemde ülkelerin en önemli sınavlarından biri olacak. Bu kapsamda, bugün daha çok üniversite seviyesinde verilen yazılım ve kodlama eğitimlerinin lise hatta ilköğretim seviyesine çekilmesi; bu alanlar üzerine özel eğitim yapılarının geliştirilmesi Türkiye’nin dijital yolculuğunda rekabet gücünü artıracak. Biz bir ihracat ülkesiyiz ama ithalata dayalı bir ihracat ülkesiyiz. Bu da çok fazla katma değer yaratmadığımızı ifade ediyor. Esas katma değer yaratacağımız kısımlar aslında bu önümüzdeki dönemde geliyor olacak. Bunun için de hazırlıklı olmamız lazım. İyi kaynak yetiştirip, yetiştirdiğiniz kaynağı da burada tutabilmeniz lazım.

Nesnelerin interneti konusunda neler yapıyorsunuz?

Nesnelerin İnterneti (IoT) en önemli çalışma alanlarımızdan birisi. IoT, ticari ve toplumsal dönüşümü yönlendiren temel bir unsur. IoT konusunda yakın gelecekte en fazla öne çıkan iş alanı otomotiv olacak. Son gelişmeler ve düzenlemeler otomotivin bu alandaki önemini ortaya çıkardı ve otomotiv üreticilerini de bu dönüşüm sürecine kanalize etmiş durumda. Otomotiv yakından ilgilendiğimiz sektörlerden biri. Önümüzdeki 10 sene içinde otonom sürüş çok ciddi anlamda devreye giriyor olacak. Bununla beraber elektrikli araçların olduğu yakıttan kurtulmuş bir yapı olacak. Dolayısıyla orada bir ekosistem oluşmasını öngörüyoruz. Normalde otomotiv sektörünün bütün katma değeri araç üreticileri ve yan sanayi üreticileri tarafından alınıyor. Ama önümüzdeki dönemde araçların dış dünyaya bağlı olmasıyla beraber araçlar bir platform haline gelecek. Bu platformun etrafında sizin bir ekosistem kuruyor olmanız lazım. Tabii bu yazılım ağırlıklı bir ekosistem olacak. Otomotivin yan sanayi yazılım sektörü olacak. Sadece otomotiv değil; tarımdan sağlığa her alanda IoT oyunun kurallarını yeniden belirleyecek.

Nesneler bağlanacak

Şirket olarak teknolojik altyapınıza şimdiye kadar ne kadar yatırım yaptınız?

Türkiye’de telekomünikasyon ve lisanslı hizmet sağlayıcısı olarak çalışmaya başladık. Son döneme baktığımız zaman katma değerli hizmetlerin ön plana çıktığını görüyoruz. Bunların başında da güvenlik yönetimi, iş network yönetimi, sistemlerin yönetimi, ESP yönetimi, son kullanıcı desteği geliyor. Tüm katma değer zincirine hizmet veren bir firma haline geldik. Hem telekomünikasyon anlamında hem de IT anlamında bu hizmetleri verebilen tek firmayız diye düşünüyoruz. Önemli bir marka yapılanmasına gittik. Değişim çalışmamızın 4 tabanı var. Bunlar; bulut hizmeti, connectivite yani bağlantı, dijitalleşme ve güvenlik. Dijital dünyada yaşıyorsanız bağlanıyor olmanız lazım. Orada da bizim hedefimiz herkes bağlanana kadar durmayacağız. Yani sadece insanlar değil nesneler de bağlanacak günün sonunda. Bu bağlantıyla beraber oluşan veriyi bir yerde topluyor olmanız lazım. Bu da bulut bilişim dediğimiz kısım. Nesnelerin internetiyle ilgili birtakım hizmetler veriyor olmamız lazım. Cloud ve IT hizmetlerinin hepsi dış dünyaya açık. Dolayısıyla dış dünyadan gelecek saldırılara da açık. Burayı da güvenli bir şekilde yönetiyor olmak lazım. Dijital dünyanın gerektirdiği 5G ile çok daha farklı bir dünya görmeye başlayacağız.

Yeni yatırımlar yolda

Şirket olarak dijitalleşme alanında gelecek hedefleriniz nelerdir?

Bir teknoloji şirketi olarak, teknolojinin insanlığa fayda sağlaması gerektiği yönünde farkındalığımız arttı. Teknolojinin, dünyayı daha iyi bir yere dönüştürmek için çok önemli bir güç ve sayısız fırsatlar yaratabildiğini gördük. Teknolojinin sağladığı bu gücün artık farkındayız ve bundan sonra bu gücü hem dünyamızın geleceği hem de hayatlarımızın her dakikasını daha mutlu ve verimli bir şekilde değerlendirmek için kullanacağız. Türkiye’de sürdürülebilir büyüme hedeflerimiz doğrultusunda mevcut sektörlerimiz dışında yeni alanlara yönelik yeni yatırım planlarımız bulunuyor. Önümüzdeki dönemin en önemli konularından birisi siber güvenlik konusu. Öte yandan sağlık alanı 2005’ten bu yana ilgilendiğimiz bir alan. Uzaktan sağlık hizmetleri önümüzdeki dönemde çok önemli bir gelişme gösterecek. İçinde bulunduğumuz süreçte, düzgün altyapılarla kurulmuş ‘tele sağlık’ yapısının ne kadar önemli olduğunu gördük. Bir diğer sektör otomotiv sektörü. Araçların akıllı olması, birbiri ile bağlantılı olması, kendi başına hareket eder yapıya gelmesi birçok endüstriyi değiştirecek. Bugün araç üreticileri sektörün katma değerini yaratıyor; ama önümüzdeki dönemde katma değerin büyük bölümünü yapay zeka ve yazılım altyapıları yaratıyor olacak.

Son olarak eğitim ve iş hayatınızın kilometre taşlarını paylaşır mısınız?

1972 İstanbul doğumluyum. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Aynı üniversitede Executive MBA yaptım. İş hayatıma Intertech şirketinde proje mühendisi olarak başladım. 1997-2001 arasında Vestel Elektronik’te grubun BT projelerinden sorumlu müdür olarak çalıştım. 2001 yılında, Avrupa’nın en büyük ICT şirketlerinden T-Systems’ın -o dönemde isim değişikliği henüz olmamıştı- BT dış kaynak kullanımı ve telekomünikasyon hizmetlerinden sorumlu genel müdür yardımcılığını üstlendim. 2006 yılına kadar, Türkiye’nin en büyük BT dış kaynak kullanımı projesini yönettim; telekom alanında pazarın serbestleşmesiyle beraber, şirketin telekomünikasyon faaliyetlerine ve yatırımlarına yön verdim. Ekim 2006’da şirketin Türkiye Genel Müdürlüğü’ne atandım.

Deprem için yardım

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Deutsche Telekom, Almanya’dan Türkiye ve Suriye’ye 6 Şubat-24 Şubat tarihlerinde yapılan arama ve gönderilen SMS’lerden ücret almadı. Türkiye ve Suriye’deki müşterileri için veri dolaşımları 15 Şubat’a kadar ücretsiz oldu. Deutsche Telekom, depremzedeler için “Aktion Deutschland Hilft”e (Almanya Yardım Ediyor) 1 milyon euro bağışta bulundu.

‘Siber güvenlikte ileride olmalıyız’

Bu yıl da dünya genelinde siber saldırıların artarak devam edeceği öngörülüyor. Şirket olarak siber güvenlik alanında ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Dört yapısal bloğumuzdan biri siber güvenlik. Hem müşterilerimiz açısından hem kendimizi korumamız açısından önemli. 180 milyon mobil aboneye sahibiz. Yaklaşık 40 milyon civarında karasal hat kullanan abonemiz var. Binlerce de kurumsal hizmet veriyoruz. Sürekli saldırı alıyoruz. Koruma bu nedenle çok önemli. Siber güvenlikte, siber korsanlardan ileride olmak zorundayız. Bu nedenle bu alana ciddi yatırım yapıyoruz. Güvenlik konusunun önemi giderek artacak. Güvenlik altyapısı olmadan dijital çağı sorunsuz sürdürmek mümkün değil. Siber güvenlik, dijital dönüşümde, iletişim tarafında ve sosyal medya öne çıkıyor bütün ülkelerde.

© Copyright 2024

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.