Çiğdemin gücü adına hedef dünya markası
“Sektörümüze kattığımız en büyük farklılık kendi tarihimizde çokça kullanılmış ama unutulmuş güzellik çiçeği çiğdemi günümüz kullanıcıları ile buluşturmak oldu. Stratejimizin arkasında ise bir dünya markası yaratma tutkumuz yatıyor”
DUYGU ERDOĞAN - Vegan dermokozmetik markası Cosmed, bu yıl 15. yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Kars bölgesine endemik bir çiçek olan çiğdem çiçeği ile rakiplerinden ayrışan marka, cilt bakımı ürünleriyle son 3 yılda 50 kat büyüdü ve 30 ülkeye ihracat yapar hale gelmiş. Markanın büyüme stratejisini ve cilt bakımına yönelik Türkiye’de öne çıkan alışkanlıkları Cosmed Kurucusu ve CEO’su Deren Öztürk Mataracı Milliyet Executive’e anlattı..
15. yaşınızı kutlarken bugüne kadar olan süreçte büyüme maceranızı anlatır mısınız?
Koç Üniversitesi’nde aldığım İşletme eğitimimin ardından, Bilgi Üniversitesi’nde Pazarlama İletişimi yüksek lisansı yaptım. Markamızın öyküsü 16 yaşımdayken yaptığım bir Paris seyahatinde başladı. Sokaklarda dolaşırken bitki özleriyle kişiye özel kozmetik ürünleri hazırlayan bir aromaterapi dükkânına rastladım.
Sahibi kozmetik aşığı Monique isminde bir kadındı ve onunla uzun bir sohbet imkânım oldu. Bitki özlerini karıştırarak yaptığı kozmetik ürünlerini incelerken bana suyun mucizevi gücünü anlattı. Canlılığın suda başlamasından, doğanın bize hediye ettiği mucizelerden, tedavi ettiği hastalardan ve kendini cilt sorunlarına adamasından konuştuk.
25 yılını kimyanın içinde, su kimyasalları üzerine çalışmalarla geçirmiş, dünyadaki su otoritelerinden biri haline gelmiş bir babanın kızı olarak bu işi benden daha uygun yapabilecek birini düşünemediğini söyledi. O gün aklımda bir kozmetik markası yaratma fikri oluşmaya başladı ve İstanbul’a döndüğümde bu fikir biraz daha netleşti. Bu fikirden hareketle Deren Kimya, kozmetik alanına yatırım kararı aldı. Bir tesis kuruldu, kozmetik otoriteleriyle görüşüldü, Türkiye pazarı araştırıldı, ürünler çalışıldı. 4 yılın sonunda, Türk insanının cildine ve sorunlarına yönelik ürünlerimizle 2009 yılının eylül ayında Cosmed markası ile yola çıktık.
Cilt, saç, vücut gibi kullanımlardaki ürünlerinizi üretim koşulları, Ar-Ge, sertifikalar ve deney yöntemlerinizle ilgili bilgileri paylaşır mısınız?
Ürünlerimizin içeriğinde kullandığımız etken maddeleri dünyanın birçok farklı noktasında alanında uzmanlaşmış ödüllü laboratuvarlardan tedarik ediyoruz. Kozmetik dünyasının en yeni trendlerini araştırıyor, 5-10 sene sonrasının ürünlerini kendi Ar-Ge laboratuvarlarımızda formüle ediyoruz. GMP sertifikasına sahip üretim tesislerimizde ürünlerimizi üretiyoruz. Ürünlerimizde kullandığımız etken maddelerin in-vivo ve in-vitro test sonuçları bulunuyor.
Bitmiş ürünlerimizin ise mikrobiyoloji testlerini kendi bünyemizdeki akredite mikrobiyoloji laboratuvarında test ediyoruz. Son olarak da ülkemizin önde gelen üniversiteleri ile ürünlerimizin etkinliğini test ettiğimiz klinik çalışmalar yapıyoruz.
Bakım, temizlik gibi alanlarda talep ve beklentiler son yıllarda nasıl dönüştü?
Pandemi sonrasında cilt bakımına yönelimde ciddi bir artış gözlemledik. Sektör rakamları da bunu doğrular nitelikte. Önceden cildi ve kusurları makyajla kapatırken, evde kaldığımız dönemde herkes cildindeki sorunlara konsantre olacak vakti bulabildi. Temizleme - nemlendirme - koruma olarak en standart gördüğümüz 3 adımlı cilt bakımı şu anda özellikle sosyal medya etkisi ve Z jenerasyonunun yönelimiyle 7-8 adımlı cilt bakımına dönüştü.
Tonikler, maskeler rutine dahil oldu, göz çevresi, dudak bakımı eklendi. Toplumumuzda en çok öne çıkan cilt sorunu akne ve lekeler. Genç yaşlarda akne sürecini nasıl ele aldığınız ilerideki yaşlardaki leke sürecinizi olumlu ve olumsuz da etkileyebiliyor. Bu nedenle her yaş ve her cilt için iyi bir temizlik ve güneş koruması olmazsa olmaz. Bu erkekler için de geçerli, artık erkekler de cilt bakımına önem veriyor.
Deren Öztürk Mataracı Osmanlı döneminin güzellik çiçeği çiğdemi günümüz ile buluşturduklarını söylüyor.
Tuzla’da 2. fabrikayla üretimi 4 kat artıracak
Çiğdem çiçeğinin sizin için özel bir yeri var mı?
Sektörümüze kattığımız en büyük farklılık kendi tarihimizde çokça kullanılmış, ama unutulmuş Osmanlı döneminin güzellik çiçeği çiğdemi günümüz kullanıcıları ile buluşturmak oldu. Ülkemize hatta özellikle Kars bölgesine endemik bir çiçek olan çiğdem çiçeği, ciltte, saçta ve hatta vücut bakımında ürün performanslarını pekiştiriyor. Bu özelliği ile yabancı rakiplerimizden ayrışırken bir yandan da hikâyemizle Cosmed dünyada çok büyük ilgi görüyor. Ülkemizden çıkan hikâyemizle ürünlerimiz şu anda 30 ülkede satılıyor.
15. yaşımızda Tuzla’da faaliyete geçecek ikinci fabrikamızla üretim kapasitemizi 4 katına çıkaracağız. En büyük hedeflerimizden biri de ihracat hacmimizi genişletmek, bu kapsamda ikinci fabrikamızla birlikte üretimimizin yüzde 40’lık bölümünü ihracata ayırmayı planlıyoruz. Son 3 yılda 50 kat büyüdük. Orta vadeli hedeflerimiz biri de ihracat yaptığımız ülke sayısını 30’dan 65’e çıkartmak.
Bir kadın girişimci olarak markalaşma sürecinde hangi zorlukları atlattınız?
Marka yaratmak özellikle maliyet açısından oldukça zor bir süreç. Bulunduğumuz sektör krizlerden etkilenmese de rekabetin yoğun düzeyde yaşandığı bir dinamiğe sahip. Sabırlı ve istikrarlı bir şekilde oluşturulan markalaşma stratejileri uzun vadede başarıya ulaşıyor. Bizler de bu stratejimizle bugünlere geldik.
Rekabetin zorlu, oyuncunun çok olduğu bir sektörümüz var. Özellikle yabancı rakiplerimizin yüksek bütçeli pazarlama çalışmaları ile marka bilinirliklerini pekiştirdikleri bir dünyada onlara kıyasla küçük bütçelerle hareket etmeye çalışmak ve dolayısıyla da doğru hamleleri yapmak durumundayız.
Stratejimizin arkasında ise bir dünya markası yaratma tutkumuz yatıyor. Hayallerimizi hedeflerimize dönüştürdüğümüz için de doğru adımlar atmak bizim için çok önemli. En büyük hedefimiz, dünyanın en başarılı etken maddeleriyle harmanlanmış dermokozmetik ürünler çıkarmayı sürdürerek, herkesin evinde, makyaj çantasında ya da valizinde yer alan uluslararası arenada gururla takip edilen bir Türk markası olmak.
Su kullanılmadan üretilen ürün artacak
Sürdürülebilir kaynaklar ve çevre konusunda üretiminizde öne aldığınız sistemler var mı?
Markamızın her bir ürünü, güçlü ve uzun araştırmalar sonucunda, dünya standartlarında üretiliyor; eczacı ve dermatologların tavsiyeleriyle son kullanıcıya ulaşıyor. Sürdürülebilirlik bizim için çok önemli. Ürünlerimizde doğaya dost içerikler kullanıyoruz, veganız, hayvansal içerikler içermiyoruz. Ürünlerimiz vegan ve hayvanlar üzerinde denenmiyor, uluslararası PETA organizasyonu tarafından onaylı.
Tüketiciler artık daha bilinçli, marka olarak sürdürülebilir, çevreye ve hayvanlara dost olmak önceliğimiz. Gelecekteki su kaynaklarının tükenme riskine karşı hem üretim de hem de kullanımda biz üzerimize düşeni nasıl yapabiliriz onu araştırıyoruz. Önümüzdeki yıllarda daha çok susuz, yani su kullanılmadan üretilen ürünlerle karşılaşacağız. Şu anda portföyümüzde bu kategoride 2 ürünümüz var, hedefimiz bunu daha da artırmak.
Ambalajlarımızda yeni tasarımlarımızla birlikte geri dönüştürülebilir kâğıt kullanmaya başladık, kutu kâğıttan üretiliyor deriz ama yıpranmasın diye üzerine kaplanan materyal onu geri dönüşümü olmayan bir plastik haline getiriyor, ürünü satın aldıktan sonra çöpe attığımız bir ambalajın da plastik olmasına gerek yok düşüncesiyle bu kararı aldık.
Farklı ürünleri ürün gamınıza ekleyecek misiniz?
Ar-Ge ekibimizin bu konudaki çalışmalarını çok beğeniriz. Geleceğin trendlerini en ilk uygulamamamızı sağlayan araştırmaları vardır her zaman. Yılda en az 5 yeni ürün lansmanı hedefimiz var, önümüzdeki günlerde çok sevilen bir serimizi biraz daha büyüteceğimiz ürünlerimiz çıkacak. Yine gıda takviyesi alanındaki ürünlerimize de yenileri eklenecek.