Baş belası dağınık zihin!
Yeni nesil cihazlar yatağa girerken ya da tatile çıkarken de artık bize eşlik ediyor, oysa bu alanlar yakın tarihe kadar, gündelik hayatımızı böyle bölen cihazların girebildiği alanlar değildi.
ŞÜKRÜ ANDAÇ- Bir proje üzerinde çalışırken, bir fikri hayata geçirmeyi planlarken ya da bir işi yapmayı tasarlarken bir şeyler sizi bunları yapmaktan alıkoyuyor mu? Ve bu bir şey, teknoloji olarak (yani iyi bir şey!) bizlere sunulan yenilikler silsilesinin bir parçası mı?
İş dünyasındaki konsantrasyon eksikliği veya zihin dağınıklığı günümüzde oldukça yaygın ve bir o kadar da kaygı verici hal almış durumda. Pek çok şirket ve yönetici bu sorunla baş edebilmenin yollarını arıyor. 'Dağınık Zihin' isimli kitap, bizlerin bir anda "tıklama transı" olarak da adlandırılabilecek bir tünele nasıl girebildiğimizi çok güzel bir dille ifade ediyor.
Ağaç, sincap ve yemiş
"Bilgi hiçbir zaman bu kadar kolay erişilir olmamıştı. Bilgisayarımızdaki birçok platformda pop-up bildirimler, e-posta bildirimleri, bir sürü okunmamış mesaj ve tweet, bekleyen sohbet mesajları, henüz bakılmamış sosyal medya mesajları, hatırlatmalar, güncelleme uyarıları, hatta bazı bilgisayarlarda sürekli zıplayıp duran uygulama simgeleri ile karşı karşıyayız.
Cihazımızı açtığımız an dikkatimizi kendine yönlendiren ve bir sonraki işimizin ne olduğunu hatırlatan sayısız uygulama karşımıza çıkıyor. Artık kendimizi, telefonların küçük ekranlarının, tabletlerimizin orta boy ekranlarının, bilgisayarlarımızın daha büyücek ekranlarının ve HD televizyonlarımızın dev ekranlarının önüne park ediyoruz. Ve bunların her biri de dikkatimizi o anda yaptığımız işten uzaklaştırıp, daha ilginç olabilecek bilgiler içeren bir çok pencere ve sekme vaadi (ya da tehlikesi) sunuyor.
Tüm ekranlar daha da fazla içeriğe bağlantı veriyor. İnternette sörf yapma kavramı yerinde bir kavram, bir fare tıklamasıyla bilgi kaynaklarından oluşan bir dalgadan diğerine atlıyoruz. Üstelik teknoloji, bir dizi cihaz aracılığıyla tüm duyuların uyarılmasını içeren yoğun bir duygusal deneyim de sunuyor. Hepimizde, dikkatlerimizi kendine çekecek birçok cihaz var ve buna bağlı olarak, mevcut kaynağımızı, onu tükettiğimiz için değil, duyu sistemimizi uyararak hemen yakında daha ilginç veya merak uyandırıcı bir şey olduğunu söyleyen güçlü etkiler yüzünden terk ediyoruz.
Çoğumuz cebimizde ya da çantamızda, uyurken yanı başımızda erişilirlik portalı taşıyoruz. Akıllı telefonlar her yerde yıldırım hızıyla çalışıyor. Hızı giderek artan kablosuz erişim neredeyse akla gelebilecek her yerde mevcut. Televizyonu hemen elimizin altındaki akıllı telefondan ve tabletten izleyebiliyoruz.
Haftanın her günü ve günün her saati en az bir cihaz olmadan yaşadığımıza çok ender rastlanıyor. Bu cihazlar yatağa girerken ya da tatile çıkarken de bize eşlik ediyor, oysa bu alanlar yakın bir tarihe kadar, gündelik hayatımızı böyle bölen cihazların sokulduğu alanlar değildi.
Her şey bir dokunuş ya da bir tıkla bizi bir şekilde daha "eğlenceli" olabilecek yerlere götüren bağlantılar içeriyor. Şunu da belirtmek gerekir ki bu erişilirlik, bilgi ararken teknolojiye ulaşmak kolaylığından ibaret değil, aynı zamanda artık teknolojinin de bize ulaşabilmesini sağlayan güçlü bir araç. İşte bu her şeyi değiştiriyor. Bu adeta, civardaki bir ağacın bir sincaba canı istediği zaman yemiş atması gibi bir şey. Bu bölünmeler yeni bir kaynağı tahmini geçiş süresini çarpıcı bir şekilde değiştiriyor çünkü sürekli bize kendisinin ne kadar erişilebilir olduğunu hatırlatıyor."