Balık mataraya tutuldu, tüm dünyayı çiniledi
“Hobisini işe dönüştüren ve İznik çinisine hayat veren bir iş kadını, Nejla Anıl... Nuruosmaniye’de gördüğü balık mataradan etkilendi, evini satarak sermaye yaptığı girişimiyle dünyada binden fazla projeye imza attı”
HANİFE BAŞ
Nejla Anıl İznik çinisine gönül veren bir kadın girişimci. Ölmeye yüz tutmuş bu sanatı, Türkiye ve dünya kültürüne geri kazandırmak için çalışıyor. Osmanlı Türk sanatının zirvelerinden biri olan İznik çinisini camilerde, saraylarda, altyapı ve konut projelerinde yaşatan pek çok projeye imza attı. Türkiye’deki büyük projeler yanında Uzakdoğu’dan Amerika’ya pek çok büyük projeye bu çininin girmesini sağladı. Firması Anikya Çini. İznik çinilerini geleneksel yöntemlerle aslına uygun olarak yeniden üretiyor ve özgün tasarımlarla gündelik yaşama katıyor.
Hep kendi işini istedi
Anıl, 1963 Mersin doğumlu. Lisede kendi işini kurma hayali vardı. Üniversite sınavları sonucunda kendisini Mülkiye’de buldu. 1984’te işletme bölümünden mezun olurken, içinde yaratıcılık olan bir mesleği olmasını istiyordu. Bu nedenle reklamcılığı seçti. ODTÜ İşletme’de yüksek lisansa başladı 1986’da İstanbul’a geldiğinde reklamcılık yaptı. 1999 depreminin ardından artık kendi işini kurma zamanı geldiğine karar verdi. Profesyonel çalışma hayatını sonlandırıp 10 yıldır hobisi olan İznik çinilerinin yaşaması için yeni yolculuğuna başladı. Nejla Anıl, İznik çinisiyle ilk tanışmasını şöyle anlatıyor: “Yabancı misafirlerime Türkiye’yi temsil eden hediyeler seçerken, İznik çinisiyle ilk defa İstanbul Nuruosmaniye’de tanıştım. Orada gördüğüm balık şeklindeki İznik çinisi matara beni çok etkiledi. İznik çinilerinin formüllerinin bulunamadığı için 350 yıldır üretilemediğini, günümüzde birkaç sanatçının bu alanda çalışma yaptığını, ne kadar az miktarda üretilebildiğini öğrendim. Kısa sürede hobim haline geldi. İznik çini sanatını bir iş modeli olarak ele alıp çalışma hayatımdan kalan vakitte fizibilite başlıklarını belirlemeye koyulmuştum.”
Evini satarak sermaye yaptı
İznik çinilerini, ahşap, gümüş, bakır, deri gibi doğal malzemelerle birleştirerek çini sanatına karolar dışında üçüncü bir kullanım alanı daha açtı. Böylece ürün gamını dekoratif objeler, ev, ofis eşyaları, aksesuarlar, kurumsal hediyeler ve mimari ürünler olmak üzere beş başlıkta topladı ve ürün geliştirmeye başladı. Önce kendi evi için sehpalar, masalar yaptı. Güzel tepkiler alınca bu yolda devam etti. Eşinin de desteğiyle evini satarak sermaye oluşturdu ve 2000’de şirketini kurdu. Tasarım, üretim ve satış süreçlerini tek başına yürütmekte zorlandığı 2003 yılının ortalarında ortağı Sevinç Öztürk’le yolları kesişti. Ortağı Sevinç Hanım da tam bir İznik çinisi sevdalısıymış. Kısa sürede bünyelerindeki çini sanatı konusunda akademik eğitim almış tasarımcıları, deneyimli satış grubu, destek ekibi ve atölyelerinde çinileri üreten çini sanatçılarıyla Türk çini sektöründe öncü bir firma haline geldiler. Anıl, Anikya’nın yoluna devam edebilmesi için de daha fazla ihracat yapmayı, ürün gamına yeni ve sürdürülebilir başlıklar eklemeyi hedefliyor. Anıl, Türkiye’deki çini sanatı konusunda da şu değerlendirmeyi yapıyor: “Çini sanatı geçmişe oranla çok daha iyi bir noktada. İznik’te 90’lı yıllarda 10’u bulmayan atölye sayısı irili ufaklı atölyelerle üç haneli rakamlara yükseldi. Özellikle kadınlar için istihdam alanı oluştu. Ancak sektörel dayanışma geçmişte olduğu gibi oldukça yetersiz ve sektörü geliştirecek STK yapıları eksik. Belli ölçeğin üstünde büyük üretici sayısı çok az. Pazarlama faaliyetleri profesyonel boyutlarda değil. Sektördeki haksız rekabet sektöre zarar veriyor. Tasarıma ağırlık veren firma sayısı az olduğu için ürün taklitleri çok fazla. Çini sanatına devlet desteği yurt dışına kaçırılan eserlerin ülkemize geri getirilme çabaları dışında yetersiz kalıyor.”
En büyük hobisi sanat kitapları
Ona, boş vakitlerinde neler yaptığını da soruyoruz:
“Aslında İznik çinisi benim hobimdi, hobimi işime dönüştürdüm. Şu anda en keyif aldığım hobim yemek yapmak, sanat kitapları okumak ve fütürist yayınları izlemek. Bir de dostlarımla sohbet etmek.”
AKM’den Japonya’ya kadar
Anikya’nın İznik çinisini yaşattığı bazı mimari projeler şu şekilde: “Atatürk Kültür Merkezi (AKM), Arter Müzesi, Acıbadem Akasya AVM Metro İstasyonu, Büyük Çamlıca Camii, Conrad Hilton Oteli, TBMM Yeni Binası, TBMM Meclis Başkanlığı Konukevi, Osmanlı Arşivleri, Maça Kızı Oteli, Yenikapı Mevlevihanesi, Eyüp Sultan Türbesi ve Bursa Yeşil Türbe. Yurtdışında ise Paris Kültür Ataşeliği, Köln Camii, Katar Merkez Camii, Türkmenistan Devlet Başkanlığı Konukevi, Japonya’da Bishin Hastanesi...