Balık imparatorluğu
Türkiye'de 18 tesisi bulunan, yurt dışında 3 farklı ülkede üretim tesisi işleten Group Sagun orkinostan çipuraya, levrekten somona Japonya'dan Amerika'ya kadar ihracat yapıyor. Şirketin kaptan köşkündeki Oğulcan Kemal Sagun ve Nazlıcan Sagun Çiftçi Türkiye'de balık tüketimini artırmayı hedefliyor.
AYLİN RANA AYDİN- 60 yılı aşkın süredir su ürünleri sektöründe faaliyet gösteren Group Sagun, birbirinden farklı 10 şirketi bünyesinde barındırıyor. Orkinostan çipuraya, levrekten alabalık ve somona kadar pek çok ürünün yanı sıra kurbağa, mantar, salyangoz gibi ürünlerin de ihracatını gerçekleştiren firma geniş bir ürün yelpazesine sahip. Türkiye genelinde 5 ayrı bölgede ve 18 farklı tesis ile faaliyet gösteren şirketin, yurt dışında 3 farklı ülkede üretim tesisleri bulunuyor. Hedefleri arasında iç pazardaki balık tüketimini artırmaya yönelik çalışmalar da bulunan grubun kaptan köşkünü babaları Tuncay Sagun'dan devralan Sagun Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğulcan Kemal Sagun ve Sagun Group Yönetim Kurulu Üyesi Nazlıcan Sagun Çiftçi hedeflerini anlattı...
Group Sagun'un kuruluş hikâyesini dinleyebilir miyiz?
Oğulcan Kemal Sagun (OKS):
Grubun bugünkü amiral gemisi sayabileceğimiz Kemal Balıkçılık'ın resmi kuruluş tarihi 1988 olarak kayıtlara geçmiş olsa da, ailemizin balıkçılıkla olan serüveni çok daha eskiye, dedemizin 70'li yılların başındaki ihracat serüvenine dayanıyor. Ondan önce dedemizin babası küçük takası ile balık avcılığı yapan bir balıkçı ama o amatör, yani o zaman şirketleşme söz konusu değil. Dedemiz Kemal Sagun, İstanbul'da bazı aracılara tuzlanmış hamsi satarken kendilerinden Fransa'dan kurbağa bacağına talep olduğunu öğreniyor. Bize anlatılana göre, o zamanlar, yani 70'li yıllarda ihracat yapmak hiç kolay değil ve o nedenle aracılar beyanname düzenleyerek birçok işe aracılık ediyorlar. Dedemiz bu bilgi ile birlikte saha araştırması ve iş geliştirme çalışmalarına başlayarak Trakya bölgesinde bolca bulunan su kurbağalarını köylülere toplatarak, önce canlı, sonra işlenmiş şekilde Fransa ve İsviçre'ye göndermeye başlıyor. Bu öncü adım, ailenin deniz ürünleri ticaretinde önemli bir dönemeç. İhracat ayağının başlangıcı olarak kabul edilebilir. Ailemize bakacak olursak, annemizin ailesi de balıkçı bir kökene sahip, anne tarafından dedemizin de biz küçükken avcılık yapan gırgır gemileri ve Samsun Balık Hali'nde bir işletmesi vardı. Sonuç olarak hem anne hem baba tarafından 4. nesil balıkçıyız.
Group Sagun olarak faaliyetlerinizi anlatır mısınız?
Nazlıcan Sagun Çiftçi (NSÇ):
Şirketimizin temeli, Samsun'da amatör olarak başlayan balıkçılıkla atılıyor ve bugün itibarıyla Group Sagun, birbirinden farklı 10 şirketi bünyesinde barındıran, Türkiye genelinde 5 ayrı bölgede ve 18 farklı tesis ile faaliyet gösteren, ayrıca yurt dışında 3 farklı ülkede üretim tesisleri bulunan bir yapıya sahip. Mantalitemiz bir denizler ülkesi olan Türkiye'de balıkçılığın sanayiye dönüşmesine bizzat katkı sağlamak ve sektörün gelişimine öncülük etmek. 60 yılı aşkın bir zamandır su ürünleri sektöründe lider konumda var oluşumuzun bir neticesi olarak en kaliteli deniz ürünlerini en uygun fiyata ve her daim aynı kalitede tedarik etmeye çalışıyoruz.
2023 yılı sizin için nasıl geçti? 2024 yılına dair hedefleriniz nelerdir?
OKS: Geçtiğimiz yılda da Türkiye'nin su ürünleri ihracatındaki etkileyici performansımızı sürdürmek adına birçok projeye imza attık. Özellikle ihracat portföyümüzü genişletmeye özen gösterdik. Japonya, Amerika, Avrupa ve Arap coğrafyası gibi önemli pazarlarda varlığımızı güçlendirdik. Bu süreçte, kalite standartlarımızı daha da yükseltmek ve müşterilerimize en üst düzeyde hizmet sunmak için çaba harcadık. Tüm bunların yanı sıra yurt dışı yatırımlarımıza ağırlık verdik. 2024 yılına gelince, Group Sagun olarak hedeflerimiz büyük ve iddialı. İlk olarak, sürdürülebilir üretim ve çevre dostu uygulamalara olan bağlılığımızı daha da pekiştirmek istiyoruz. Su ürünleri sektöründeki liderliğimizi korumak ve daha geniş coğrafyalara açılmak amacıyla yurt dışındaki yatırımlarımızı sürdüreceğiz. 2024 yılında, iç pazardaki balık tüketimini artırmaya yönelik kampanyalar ve bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık vereceğiz. Türkiye'de balık tüketimini Avrupa standartlarına yaklaştırmak ve sektördeki büyümeye katkı sağlamak için çeşitli projeler hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Tunus'ta orkinos besiciliğine başladı
Ürünlerinizi nerelerde yetiştiriyorsunuz?
NSÇ:
Group Sagun olarak Türkiye'nin farklı bölgelerinde 18 tane tesise sahibiz ve bu tesislerde çeşitli su ürünleri yetiştiriyoruz. 5 farklı bölgede bulunan yetiştiricilik tesislerimizde çipura, levrek, orkinos, somon ve alabalık gibi çeşitli su ürünlerini üretiyoruz. Ayrıca, Tunus'ta da orkinos besiciliğine başladık. İstanbul genel merkezimiz Sagun su ürünleri halinin ana yerleşim yeri. İzmir Urla'da su ürünleri işleme ve depolama tesisimiz, ayrıca çipura, levrek ve mavi yüzgeçli orkinos çiftliklerimiz bulunuyor. Aydın'da Biomar Sagun balık yemi fabrikamız faaliyet gösteriyor. Antalya'da 2 adet su ürünleri işleme ve depolama tesisimiz ayrıca çipura - levrek tesislerimiz bulunuyor. Sinop'ta iki adet su ürünleri işleme ve depolama tesisimiz ayrıca Karadeniz somonu tesislerimiz var. Kayseri'de gökkuşağı alabalığı ve somon tesislerimiz, ayrıca yavru kuluçkahanemiz bulunuyor. Kırşehir, Karacaören ve Tunceli'de de gökkuşağı alabalığı ve somon tesislerimiz bulunmakta. Adana, İpsala ve Tekirdağ'da da su ürünleri işleme ve depolama tesisimiz var.
Hangi ülkelere ihracatınız var?
OKS:
Japonya, Amerika, Avrupa, Rusya ve Arap coğrafyası başta olmak üzere dünya üzerinde birçok yere doğrudan ihracat yapıyoruz. Özellikle Japonya, bizim için önemli bir Pazar.
Hangi pazarlarda, hangi ürünleriniz ilgi görüyor?
OKS:
Çipura, levrek bütün, fileto veya işlenmiş olarak genellikle Avrupa ülkeleri, Rusya ve Arap ülkelerinde rağbet görüyor. Gökkuşağı alabalığı başta Rusya ve Balkan ülkelerinde bütün, işlenmiş veya füme olarak rağbet görüyor. Karadeniz somona Rusya, Japonya ve Amerika başta olmak üzere birçok ülkeden talep var. Mavi yüzgeçli orkinosun büyük bölümünü bu ürünün dünyadaki en büyük tedarikçisi olan Japonya alıyor. Fakat özellikle sushi sektörünün dünyada parlamasından dolayı Amerika, İspanya, hatta günümüzde Arap ülkelerinden dahi talep geliyor. Deniz salyangozu ve matsutake mantarı gibi niş ürünler genellikle Kore, Çin ve Japonya gibi ülkelerde rağbet görmektedirler.
Japonya 80 kilo yiyor bizde tüketim 5 kilo
Türkiye'de deniz ürünlerine ilgiyi nasıl değerlendirirsiniz?
NSÇ: Deniz ürünlerine olan ilgi Türkiye'de maalesef hâlâ çok yetersiz. Türkiye, Avrupa'nın en güçlü deniz ürünleri üreticisi olmasına rağmen tüketim miktarımız oldukça düşük. ABD ve AB ülkelerinde kişi başına yıllık tüketim 25 kilogram, Japonya'da ise bu rakam 80 kilograma kadar çıkıyor. Avrupa'nın tükettiği her 3 balıktan birini biz satıyoruz ancak ne yazık ki halkımız yeterince balık tüketmiyor. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde kişi başına yıllık ortalama balık tüketimi 5-6 kilogram seviyesinde. Ancak yine de her geçen gün bir artış olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen deniz ürünü tüketimi az. Bunun nedeni nedir, bunu artırmak için neler yapılmalı?
OKS:
Bu durumun birkaç nedeni var. Öncelikle, deniz ürünleri tüketimi kültürel alışkanlıklarla ilgili bir konu. Türk mutfağında geleneksel olarak et ağırlıklı yemekler ön planda olduğu için, deniz ürünleri bazen göz ardı edilebiliyor. Bu durumu değiştirmek için, deniz ürünlerini daha çeşitli yemek tarifleriyle buluşturarak ve bu lezzetleri daha geniş kitlelere tanıtarak farkındalık yaratılabilir. Ayrıca, tüketicilere yönelik bilinçlendirme kampanyaları düzenleyerek deniz ürünlerinin sağlıklı beslenme ve besin değeri açısından önemini vurgulamak da önemli. Group Sagun olarak, Türkiye'de deniz ürünleri tüketimini artırmak için çeşitli projelere katkıda bulunuyoruz.
'Bir iş insanının sağında avukatı, solunda muhasebecisi olmalı' ilkesi
Güneş enerjisi yatırımlarınız da var. Bunları anlatır mısınız?
NSÇ:
Group Sagun bünyesinde bulunan tüm fabrikalarımızın elektrik enerjisi ihtiyacı için Antalya Elmalı'da 9 megavatlık güneş enerjisi santralı (GES) kurmak üzere hazırlıklara başladık. Güneş enerjisi yatırımlarımız, çevresel sürdürülebilirlik ve yeşil enerjiye olan katkımızın bir parçasını oluşturuyor. Antalya Elmalı Bölgesi'nde kurulmakta olan güneş santrali projemiz, temiz enerji üretimi ile çevresel etkileri en aza indirme hedefimizi destekleyecek. Güneş enerjisi santralleri, fosil yakıtların kullanımını azaltarak karbon ayak izimizi düşürmeye yardımcı olurken, aynı zamanda yerel ekonomiye de katkıda bulunuyor.
4.kuşak olarak iş başında yer alıyorsunuz. Aile şirketinde çalışmayı nasıl değerlendirirsiniz?
OKS:
Aile şirketinde çalışmak, benim için hem büyük bir sorumluluk hem de büyük bir gurur kaynağıdır. 4. kuşak olarak iş başında yer almak, ailemizin köklü geçmişini sürdürme ve geleceğe taşıma sorumluluğunu taşımak beni motive ediyor. Aile şirketinde çalışmak, sadece bir iş değil, aynı zamanda bir mirası devralmak anlamına gelir. Bu süreçte, önceki kuşaklardan gelen tecrübeleri özümsemek, şirketimizi daha da büyütmek ve sektörde öncü olmak için çalışıyoruz. Aile şirketinde çalışmanın en güzel yanı, birlikte çalıştığımız insanlar arasında kurduğumuz sıkı bağlar ve aile değerlerine olan bağlılık. Bu, işimizi daha anlamlı ve kişisel kılıyor.
Hep bu işi mi yapmak istediniz, yoksa farklı hayalleriniz de var mıydı?
OKS:
Çocukluğumdan beri ailemizin işine ilgi duymakla birlikte, farklı hayallerim ve ilgi alanlarım da oldu. Ancak zamanla, aile şirketimizin köklü geçmişi, sektördeki liderliği ve işimize olan tutkum beni bu alanda kariyer yapmaya yönlendirdi.
NSÇ:
Çoğu insanda olduğu gibi benim de hayatımın farklı evrelerinde farklı hayallerim ve ilgi alanlarım oldu. Ancak üniversiteye hazırlandığım yaşa geldiğimde kesinlikle hukuk okumak istediğimi ve bunun yanı sıra aile işimi de devam ettirmek istediğimi biliyordum.
Eğitim ve iş hayatınızın detaylarını paylaşır mısınız?
OKS:
Liseyi Saint-Joseph Fransız Lisesi'nde tamamladıktan sonra Sabancı Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldum. Su ürünleri alanında daha derin bir bilgi ve uzmanlık kazanmak amacı ile de Ege Üniversitesi'nde Su Ürünleri İşletmeciliği üzerine yüksek lisans eğitimine başladım. Hâlâ doktorama devam ediyorum, bu süreçte sektöre dair derinlemesine bir anlayış geliştirmek ve katkıda bulunmak adına çalışmalar yürütüyorum.
NSÇ:
Lise eğitimimi Saint-Benoit Fransız Lisesi'nde tamamlayıp, Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. Sonrasında yasal stajımı tamamlayıp aile işime geri döndüm. Hukuk okumak her zaman hayalimdi. Babam Ahmet Tuncay Sagun ‘un her zaman söylediği bir söz var: "Akıllı bir iş insanının sağında avukatı, solunda muhasebecisi olur." Sanırım bu düşünce ile de hukuk okumam için beni çok teşvik etti. Şu anda da şirkette hukuk departmanından sorumluyum.
‘Aile kültürü'yle geleceğe hazırlık
Babanız Tuncay Bey'den neler öğrendiniz? Bayrağı daha ileriye taşımak için neler yapacaksınız?
OKS:
Babam Ahmet Tuncay Sagun'dan öğrendiğim birçok değerli şey var. İlk olarak, iş dünyasındaki zorluklarla başa çıkma, sorumluluk alma ve kararlılık gösterme konusunda ondan ilham aldım. Babam, attığı cesur adımlarla başarıya ulaşmanın ve sektörde lider konuma gelmenin mücadelesini verdi. Ayrıca, sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmanın, çalışanlara değer vermenin ve kalite standartlarına bağlı kalarak müşteri memnuniyetini sağlamanın önemini öğrendim. Ben de aile şirketimizin bayrağını daha ileriye taşımak için çeşitli hedefler belirledim. Sürdürülebilirlik ilkesine dayalı, teknolojiye ve bilime dayalı projelerle sektörde öncü olmaya devam etmeyi planlıyorum. Ayrıca, genç nesilleri sektöre çekmek ve onlara mentorluk yaparak deneyimlerimi paylaşmak benim için önemli bir hedef.
Yeni kuşak olarak nasıl bir iş bölümü planladınız? Bir sonraki kuşağı nasıl hazırlıyorsunuz?
NSÇ:
Yeni kuşak olarak, aile işimiz Group Sagun'un geleceğini şekillendirmek ve daha da güçlendirmek adına bir dizi stratejik plan ve iş bölümü oluşturduk. Bu, sadece işimizi sürdürmekle kalmayıp aynı zamanda sektördeki liderliğimizi daha da pekiştirmek amacını taşıyor. Bizim ailemizde iş bölümü, birlikte çalışmanın ve dayanışmanın önemini vurgulayan özel bir anlam taşır. Babamın öğretileri ve aile değerlerimiz, her birimizin kendi güçlü yönlerimize odaklanarak aile şirketimizi daha da büyütmek ve güçlendirmek için işbirliği içinde olmamız gerektiğini öğretti. Babamızın bizlere aşıladığı bu aile
Kültürü, bir sonraki kuşağı hazırlarken de önemli bir rol oynuyor. Kendi çocuklarımızın da bizler gibi iş bölümü içerisinde birlikte çalışmasını isteriz.
Meslek lisesiyle istihdam artışı
Group Sagun'un sosyal sorumluluk projeleri neler?
NSÇ:
Babamın en büyük hayallerinden biri balıkçılık ile ilgili bir Meslek Lisesi açmaktı. Bu hayali doğrultusunda çalışmalara başladık. Meslek Lisesi'nde verilecek eğitim ile sektördeki en büyük eksikliklerden biri olan nitelikli ve eğitimli eleman yetiştirilmesini amaçlıyoruz. Mezun olan öğrencilere de iş imkânı sunma gibi bir hedefimiz var. Umarım en kısa sürede bu projemizi ülkemize ve sektörümüze kazandırabiliriz.