Corona'yı dize getirdi... 'İlk kez bende denendi'
Corona virüsü yenen sunucu Burak Akkul ve eşi hastalığa yakalanma, iyileşme ve evdeki süreci anlattı. Eşinin uyutulmadan önce kendisine geri döneceğine dair söz verdiği söyleyen Seda Akkul, "Umudumu kaybetmedim" dedi.
Geçtiğimiz Mart ayında korona virüse yakalanan ve Türkiye'de yaklaşık 1 ay tedavi gördükten sonra iyileşen "Çok Gezenti" programının sunucusu Burak Akkul (48), evde geçirdiği karantina döneminde eşi Seda Akkul'un da (36) desteği ile hayata sımsıkı tutundu.
21 GÜN UYUTULDU
Yaşadığı süreci anlatan Akkul, virüsün kendisini ve eşini çok korkuttuğunu belirterek, "Yoğun bakımda bir dakika kalsanız, evden dışarı adım atmaya korkarsınız. Hastanedeki 1 aylık sürecin 21 günü entübe olarak uyutuldum. Bu virüs nedeniyle bu kadar uzun süre uyutulan hasta pek olmamıştır sanırım" dedi.
VERDİĞİ SÖZÜ TUTTU
Eşinin kendisine verdiği sözü tuttuğunu anlatan Seda Akkul ise, "Ben hiç umudumu kaybetmedim. Burak uyutulmadan 10 dakika önce telefonda konuşmuştuk. 'Uyanacağına dair bana söz verir misin?' dedim ve söz verdi. Uyanana kadar Burak 'Bana söz verdi ve uyanacak' dedim ve bu umutla bekledim. Burak ikinci hayatında bana verdiği sözü tuttu. Şu anda eşimle yeniden hayata tutunduğumuz için çok ama çok mutluyuz" diye konuştu.
HAVAALANINDA 5 SAAT
Virüsü İngiltere'ye gitmeden önce ya İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'nda ya da Londra'daki havaalanında kapmış olabileceğini düşündüğünü ve Londra'ya gitmesinin üçüncü gününde öksürmeye başladığını söyleyen Akkul, "Öksürük başlangıcından sonra 2-3 gün daha orada kaldık ve Londra'daki NHS sağlık merkezine gidip muayene oldum. Bunun grip olabileceğini söylediler. Zaten Mart'ın ilk haftasında bu virüs daha İngiltere'de kimsede yoktu bile. Biz de bunun üzerine normal hayatımıza devam ettik. Benim eskiden beri olan bademcik iltihabı hastalığım vardı. 10 Mart'ta Türkiye'ye döndüğümüzde de özel bir hastanede muayene olduğumda onlar da bademcik iltihabı teşhisi koydu. Her iki hastanedeki yetersiz teşhis, bizim koronayı fark etmemizi geciktirdi" dedi.
13 Nisan'da da taburcu olduktan sonra fizik tedavi sürecini evde geçirdiklerini belirten Akkul, "Kendimi toplayıp eski yürüme düzenine geçinceye kadar evden dışarı çıkmayı düşünmüyorum. Pazartesi günü itibariyle yemek yeme düzenim normale döndü, artık istediğim her şeyi yiyebiliyorum. Ancak uyuduğum süre boyunca hem 17 kilo verdiğim için hem de kaslarım zayıfladığı için, yanımda biri olmadan kendi başıma yürümekte zorlanıyorum. Ama her gün daha da iyileşiyorum" dedi.
'İLK KEZ BENDE DENENDİ'
Kendisine de virüsün bulaştığını, 7 gün hastanede yattıktan sonra 23 gün boyunca pozitif olarak tedaviye devam edildiğini söyleyen Seda Akkul, "Televizyonlara ve gazetelere çıkmamızın yegane sebebi, hastalara umut olmak. Ben o umutsuzluğu çok net yaşadım. Hastalar ve yakınları, aynı umutsuzluğu yaşamasınlar istiyoruz" şeklinde konuştu.
Hastalığın ilerlediği günlerde iyice emin olmak için bu kez de 13 Mart'ta Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde test yaptırdığını ve birkaç gün sonra sonucun pozitif çıktığını dile getiren Akkul, "Beni acilen entübe olarak tedavi altına aldılar. Hem Çin'den getirtilen hem de Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen ilaçları ilk kez bende denemeye karar verdiler ve gerek yaşımın genç olması gerekse hiç sigara kullanmamış olmamdan dolayı olumlu sonuç aldılar. Dış dünya ile tüm bağlantım kesilmişti. Bu süre zarfında 17 kg verdim" dedi. Yoğun bakımdaki sürecin bambaşka bir duygu olduğunun altını çizen deneyimli sunucu, "İnsanın sürekli canını düşünmesi, çok yabancı ve bilinmeyen bir hastalıkla burun buruna gelmesi, oradaki hastalarla birlikte çaresizce beklemek, yakınlarınızdan kimseyle görüşememe, uyandırıldıktan sonra adapte olamama, hiçbir şeyin tadını ve kokusunu alamama, canınızın yanması, doktor ve hemşirelerin canla başla bizim etrafımızda olmaları; sanki bilim kurgu filmi gibi. Hep söylüyorum; yoğun bakımda bir güne şahit olsanız, değil evden dışarı çıkmak, burnunuzu bile çıkarmazsınız" açıklamasını yaptı. (Yeniasır)