Bahar Kalkanı Harekâtı
.
Geçtiğimiz yazılarımda birkaç defa Kıbrıs sorunu üzerine müzakere ve diplomasi yürüten Kıbrıs Türk siyaset kurumunun seçilmiş ve atanmışlarına, garantör ülkemiz Türkiye’nin Suriye nezdindeki diplomasi ve müzakerelerini örnek olarak vermiştim. Habil ile Kabil’in birbirine kıydığı bu güzel coğrafyada tutunmak, varlık göstermek, huzur ve barışı tesis etmek yeryüzündeki en zor diplomasi sahası olsa gerek.
Türkiye güney sınırı, Suriye’nin kuzey bölgesinde Akdeniz’e kıyısı olması hayaliyle, coğrafyadaki huzur ve barışa zarar veren terör grupları uzunca bir süredir bahse konu alanda koridor bir uydu devlet için can alıp can vermektedirler. Cumhuriyet Türkiye’si sınırlarının hemen yanında olup biten vesayet savaşlarını dikkatle incelemiş, bölge insanının huzur ve sıhhati için sınırlarını açmıştır. Kaos ve kargaşanın hüküm sürdüğü coğrafyada bölge insanı ve milli güvenliği adına askerî harekâtlar yapmıştır. İnsan hak ve özgürlüklerini ön planda tutarak, askeri faaliyetleri sonrası bölge insanı için kamu hizmeti mahiyetinde hastane, bankacılık, eğitim öğretim faaliyetleriyle de dosta güven, düşmana korku veren kimliğiyle varlığını sürdürmektedir. Suriye iç savaşına bakışı ve müdahalesi, Suriye krizinin son bulması, dikta yönetimi Eset ve kabinesinin demokratik seçimlerle görevi Suriye halkına devretmesi içindir.
Nitekim Cumhuriyet Türkiye’sinin terörle mücadele ve milli güvenliği için yaptığı “Fırat Kalkanı”, “Barış Pınarı”, “Zeytin Dalı” ve son olarak da “Bahar Kalkanı” askerî harekâtıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tüm birlikleriyle ‘etkin ve caydırıcı’ olarak tanımlanabilen harekât tarzıyla faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu askerî faaliyetlerini de başta Rusya olmak üzere uluslararası alanda yürüttüğü diplomasiyle de desteklemekte ve meşru zeminde yürütmektedir.
Geçtiğimiz hafta Suriye rejim güçleri bölgede huzur ve barışın tesisi için görev yapan Mehmetçiklerimize hava saldırısı gerçekleştirmiş, 35 kahraman vatan evladımız şehit olmuştur. Sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri Bahar Kalkanı Harekatı’yla terör gruplarının temsilcileri ve Esed’e bağlı rejim güçlerine misliyle cevap vererek masumu korur bir tarzda operasyonlara başlamıştır. Diplomasi ve sahada etkin ve caydırıcı olarak görev yapan Türkiye dış politika yapıcıları ve askeri komuta kademesi siyasi iradenin tam desteğiyle bölge huzuru, milli güvenliği için faaliyet yapmaktadır. Başta da dediğim gibi kardeş kanının aktığı bu coğrafyada tutunmak ve var olmak çok zordur. Devlet ve millet aklıyla faaliyet yürütmek, ideolojiden arınmış siyaset kurumu milli güvenlik siyasetinde tek beden olmuştur.
Bir kırılma noktasındayız
Siyaset coğrafyamızda duygusal bağdan ziyade mantık, analitik, zekâ, barış ve huzur için plan yapılmalıdır. Kuzey Kıbrıs Başbakanı Cumhurbaşkanı adayı Sayın Ersin Tatar, coğrafyamızdaki yaşanan tehlikeleri ve gerilimlere atıfla “Bir kırılma noktasındayız. Ya Türkiye ile birlikte haklarımızı savunacak daha güzel, daha refah günlere doğru ilerleyeceğiz ya da başkalarının oyunlarına kanıp güvenliğimizden, özgürlüğümüzden olacağız.” demiştir. Sayın Tatar devlet adamına yakışır bir liderlikle süreci okumakta ve yönetmektedir. Kıbrıs müzakerelerinin son 4-5 yılı göz önüne alınarak gelinen nokta değerlendirmelidir. Türkiye’nin Suriye diplomasisi ve askeri harekatları Kıbrıs siyaset kurumu aktörlerine gelecek için öngörü olmalıdır.