Pablo Picasso'nun Yaşlı Gitarist'indeki gizli kadın Picasso'nun 'Mavi Periyod' (1901-1904) döneminde, resim malzemesi için yapılan yardımlar azdı. Sanatçı meteliksiz kaldığı dönemde, tuval yerine karton ya da mukavva kullanıyordu; tuval aldığında ise resmini yeniden işlevlendiriyordu. Picasso, en çok bilinen çalışmalarını bu dönemde yarattı, onlardan biri olan Yaşlı Gitarist'te de başka bir figür daha ortaya çıktı. Eğer tabloyu gördüyseniz, boynu bükük gitaristin arkasındaki diğer yüzü de fark etmişsinizdir. Gizli portre çok net olmamasına rağmen, x-ray görüntüleme sayesinde sonradan eklenen detaylar olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, küçük bir çocuğu emziren bu kadına bir koyun ve boğa da eşlik ediyor. Fransız neoklasik ressam Ingres'in 1811-12 yapımı portresinde, başka bir yüzün gölge şeklinde bir izi vardır. Kumaşların içinde, çocuk kafası şeklindeki bitmiş bir büst, çıplak gözle bile görülebilir. Ayrıca sanat tarihçileri, sağdaki Minerva büstünün dahil olduğu çerçeveden uzakta duran gelişigüzel bir eklentinin de farkına vardı. Sol tarafta aceleyle ve beceriksizce çıkarılan figürün, Roma Kralı lakabıyla tanınan, Napolyon'un oğlunun büstü olduğu sanılmakta. 1814 yılında, Napolyon gücünü kaybediyor ve ressamlar için, portresinin yapılması moda olmaktan çıkıyor. Ingres'in kendisinin yapıp yapmadığı muallakta olan düzeltmenin, siyasi anlamda bir motive sağlamak için yapıldığı düşünülüyor. Picasso'nun bir diğer Mavi Periyod dönemindeki 1901 tarihli resmi Mavi Oda, Yaşlı Gitarist ile benzer tonlara sahip olmaktan çok daha fazlasına sahip. Kızılötesi görüntüleme, oda sahnesinin arkasındaki bir başka portreyi ortaya çıkarıyor. Parmaklarında yüzükler olan, resmi kıyafetli, bıyıklı bir adam görülüyor. Bu adam da Yaşlı Gitarist tablosunda olduğu gibi, Picasso'nun bütçe sıkıntısı çektiği zamanlara denk gelmiş. Madame X, Metropolitan Sanat Müzesi'ndeki en bilindik portrelerden ve sade siyah elbisesi, mağrur ifadesi ve heykel gibi duruşuyla bir stil ikonu. Ancak portre bir zamanlar ahlak kurallarına aykırı olarak görülmüş ve yaratıcısının Avrupa kariyerinde adeta felaket etkisi yaratmış. Portredeki kadın Madame Pierre Gautreau, Amerikalı bir gurbetçi olarak Avrupa sahnesinde güzelliğiyle fark yaratmaya çalışmış. Resimde de fark edilen, bir eleştirmen tarafından kadavraya benzetilen soluk teni için arsenik kullanmış. Kına ile saçlarının rengini koyulaştırması ve kulaklarına allık sürmesiyle tanınıyormuş. Onu en dramatik haliyle yakalamak isteyen Sargent, giymesi için çarpıcı bir siyah elbise seçmiş ve mücevherli tek askısı omuzundan dökülen elbisesiyle Gautreau'yu resmetmiş. Portre ilk sergilendiğinde, bir anda haykırışlar başlamış. Eleştirmenler, öznenin kostümünün apaçık bir şekilde yetersiz olduğunu söylemiş ve kadının küçük düşen ailesi, portrenin sergi salonundan kaldırılmasını istemiş. Sargent da bir an kendisinden kuşku duymuş ve resimde değişik yaparak askıyı düzgün bir şekilde omuza yerleştirmiş. Böylelikle bugünkü ünlü tablo ortaya çıkmış. Londra'daki Ulusal Galeride, 1500'li yıllarda bilinmeyen bir sanatçı tarafından yapılan açık bir makyaj hilesi ortaya çıktı. Müze çalışanlarına göre, saçtaki kusurları gidermek için yapılan vernikleme sonucu, orijinal halinin üzerine sarı bukleler eklendi. Esmer görüntünün altında sarışın bir görüntü olması oldukça ilgi çekici bir konu oldu. Bakışlar ve vücut daha detaylı hale geldi; ifade ise daha kafa karıştırıcı oldu. Yani bir nevi tehditkar bakışlı sarışın kaldırılmış ve daha mütevazi duruşlu esmer haline getirilmiş. Rönesans kadının açık bir şekilde görüldüğü portre orijinal haline döndürülmüş vaziyette. Hendrick van Anthonissen'in Plaj Sahnesi'nde yeniden beliren balina 17. yüzyıla ait olan bu Hollanda resmi Fitzwilliam Müzesi'ne bağışlandığında, resmin basit bir plaj görüntüsü olduğu düşünüldü. Ancak müzede sergilenmeden önce resmin restorasyonundan sorumlu olan uzman, bir araya gelen kalabalığın görünürde bir sebep yokken sudan uzak durduğunu fark etti. Ufak bir temizlikten sonra ise ufukta yeni bir figür belirdi. Detaylı bir temizlikten sonra da bu figürün bir balina olduğu görüldü. Bu değişikliğin sebebinin ise basit bir dekorasyon sorunu olduğu düşünüldü. Düzeltmenin de 18. ya da 19. yüzyılda yapıldığı sanılıyor. Herhalde kıyıya vuran bir balina, misafir odası için çirkin bir görüntü olarak düşüldü ve değiştirilmeye gidildi. Şu anda eski ihtişamına kavuşmuş olan ölü balina, gururlu bir şekilde halka açık olarak yıllar boyunca sergilenecek. Ünlü İtalyan ressam Leonardo Da Vinci'nin yıllardır çözülmeye çalışılan en ünlü eseri Mona Lisa'nın şifresi gözlerinde çıktı. Kesin kimliği konusunda hala spekülasyonlar olan Mona Lisa'nın sağ göz bebeğinde L ve V harflerinin olduğu ortaya çıktı. Harfleri keşfeden İtalya Kültürel Miras Komitesi Başkanı Silvano Vincenti, bunun Da Vinci'nin baş harfleri olabileceğini de belirtiyor ancak ressamın neden böyle bir imza atma gereksinimi duyduğu sorusuna tatmin edici bir yanıt verilemiyor. Mona Lisa'nın sol gözünde ise CE ve B harflerinin gizlendiği belirlendi. Ancak 500 yıldan daha fazla süre önce yapılan tabloda zamanla oluşan yıpranma nedeniyle harfler net okunamıyor. Normal gözle bakıldığında farkedilemeyen işaretler, özel bir büyütme tekniği ile ortaya çıkarıldı. Tabloda gizlenen bir başka sembol de arka tarafta yer alan köprünün kemeri üzerinde yer alıyor. Kemer üzerinde '72' ya da 'L2' yazıyor. Ancak bu harf ya da rakamların ne anlama geldiği konusunda elle tutulur bir bilgiye henüz ulaşılmış değil. Uzmanlar sadece bu sembollerin rastlantı ile konmadığı, Da Vinci tarafından bilinçli olarak konduğunda hem fikir. Ürettiği pek çok yapıtta sembol ve şifreler kullanan ve ezoterik olduğu bilinen Da Vinci'nin şifrelerinin yakında çözüleceği umut ediliyor. Kendisi de bir Da Vinci uzmanı olan Silvano Vinceti, sanatçının Mona Lisa'ya diğer tablolarından çok daha fazla önem verdiğini ve hayatının son döneminde onu yanından ayırmadığını vurguluyor. Vinceti, Leonardo Da Vinci'nin mezarını açmak için izin almaya çalışan bir grubun üyesi. Kafatası incelemesiyle Da Vinci'nin yüzünün bire bir görüntüsünü elde etmeye çalışan grup, Mona Lisa'nın sanatçının bir oto portresi olup olmadığını ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Mona Lisa'yı bu kadar ünlü bir eser haline getiren gülümseme de tabloda çözülmeye çalışılan sırlar arasında. Kısa bir süre önce Da Vinci'nin, Mona Lisa'nın bu esrarengiz, buğulu gülümsemesindeki optik efektleri nasıl yarattığı ilk kez ortaya çıkarıldı. Fransız Müzeleri Araştırma Merkezi ve Restorasyon Laboratuvarı ile Avrupa Sinkrotron Radyasyonu Tesisi'nin ortaklaşa yürüttüğü çalışmada bilim insanları Mona Lisa'nın buğulu gülümsemesinin ardında ünlü ressamın parmaklarıyla tabloya sürdüğü aşırı derecede ince cam cilanın olduğunu belirledi. Röntgen ışınlarıyla yapılan incelemede araştırmacılar, sürülen cila ve boya tabakalarının yüzün farklı bölgelerinde değişen seviyelerde nasıl oluşturulduğunu görebildi. Farklı renkte boyalarla ustaca karıştırılmış, her biri insan saçından 50 kat ince 40 kat cilanın, Mona Lisa'ya belli belirsiz gülümseyişi veren hafif buğulu ve gölgeli etkiyi verdiği tespit edildi. Cilanın kuruması aylar aldığından esrarlı gülümseyişin oluşmasının da yıllar aldığı kaydedildi. Tabloya sürekli bakıldığında bu gülümseyişin kaybolduğu izlenimi oluşuyor.