Yayınlanan ilk bölümlerden sonra gelen tepkiler sizi tatmin etti mi? Hiç izlemeden beş bölüm çektik. O yüzden bazı aksaklıklar oldu. Ama diziyi izledikten sonra Hakan Kurşun hocama güvenmekte ne kadar iyi yaptığımı gördüm. İzleyenlerden aldığım tepkilerde çok iyi. İnsanlar bana En güzel göründüğüm iş olduğunu söylüyorlar. Açıkçası böyle gözükmesi için Hakan Hoca'nın kullandığı kamera lensleri ve kullanılan ışıklar etkili oldu. Ağlatan Dans oyunculuk anlamında en çok konsantre olduğum iş diyebilirim. Her gün sette olduğum için oyunculuk anlamında motorum açıldı. İlk çektiğimiz sahneler çok bıçak sırtı sahnelerdi. Altından kalktığımı düşünüyorum onay da aldığıma göre... Seyirci çok sevdi. Benim en çok bahsedilen işim bu. Bunu sosyal medyada da görüyorum, her gün takipçi sayım bin kişi, iki bin kişi artıyor. Peki neden Ağlatan Dansı kabul ettiniz? Benim İçin Üzülme dizisi bittikten sonra bir daha şehir dışı iş yapmak istemiyordum. Bu dizi dışında görüştüğüm üç dizi işi daha vardı. Ama buradaki Begüm karakteri çok az yazılabilecek bir roldü. Çünkü Begüm sert, kendini çoğu zaman erkek sanan, ata binen, silah kullanan bir ağa kızı. Zeyna gibi bir karakter. Bende bu fırsatı kaçırmak istemedim. Komedi ya da klasik bir dramadansa bu işi oynamak bana daha cazip geldi. O yüzden şehir dışı yapmayacağım derken Çanakkale’ye gittim. ki de gitmişim. Çanakkale’yi, İstanbul’a değişirim öyle söyleyeyim. Canlandırdığınız karakter çok sert biri. Rolünüz için bir hazırlık yaptınız mı? Bu dizide güzel olduğumu tamamen unuttum. Güzellik oyunculuğun hilesidir bunu herkes bilir. Ama ben buna hiç takılmadım. İç enerjimi çok yüksek tuttum, beni bu enerji yönlendirdi. Gözümden ateş çıkarırcasına oynadım rolümü. O yüzden Begümün sertliği, agresifliği, saygılı veya saygısız halleri kendiliğinden bir çerçeve içine girdi. Silahla ateş ettiğiniz bir sahne var. Bunun için eğitim aldınız mı? Daha önce silah denemelerim oldu ama ateş etmedim. Silah bir kadın için gerçekten çok ağır. Silah bazı oyuncularda durduğu gibi bendede sakil durmasından korktum. O yüzden güzel silah tutayım diye ağırlık taşıdım. RÖPORTAJ: MELİS GÜVENÇ FOTOĞRAF: HÜSEYİN ÖZDEMİR MİLLİYET MAGAZİN SERVİSİ Benim baba tarafım Laz anne tarafım Selanik göçmeni. Ben bu zamana kadar ilk defa bir Türk'ü oynuyorum diyebilirim. Çünkü Begüm bir Türkmen kızı. Bugüne kadar hep Alevi, Kürt kızını, Laz ya da Arnavutluk'tan gelen bir kızı oynadım. Ama izleyenler beni o kadar sevdi ki gerçekten Çerkez sandılar. Hatta böyle sanmasınlar diye dizide başıma bir şey bağladık. İnsanlar bu seferde Çerkez adetlerini bilmiyor musunuz? Çerkezler başını öyle bağlamaz demeye başladı. Diziyle birlikte öğrendiğiniz ve sizi en çok şaşırtan Çerkez adeti ne oldu? Çerkezler çok katılar ama bir yandan da çok espritüel bir yanları var. Çok asiller. Gelinlere ya da damatlara aileden biriymiş gibi kabul etme durumları çok farklı. Mesela kayınbaba gelinine evlendikten sonra bir takı hediye etmesi gerekiyor. O takı hediye edilene kadar gelinle kayınbaba asla konuşamıyor. Bu yüzden senelerce kayınpederiyle konuşamamış insanlar var. Diğer yandan tavuk çalma diye adetleri var. Çerkez gençleri toplanıp, ateş yakıp, dans edip, o tavuklardan birini çalıp, pişirip yiyorlar. Çerkez sürgünü sırasında Karadeniz’de çok kayıp vermişler. Ve sürgünden sonra bir müddet Karadeniz’den çıkan balığı yememişler. En çok bundan etkilenmiştim. Bu diziden sonra ne tarz rollerin size geleceğini düşünüyorsunuz? Sert ve daha dişi rollerin bana geldiğini görüyorum. Normalde naif bir kızı da oynayabilirim ama beni dişi ve sert görmek insanlara daha cazip geliyor. Özellikle Romantik Komedi filmindeki Hande rolünden sonra insanların kast anlamında bana bakışı çok değişti. Rollerim hep dişi ve sert. Bu konuda biraz tek olduğumu, benzerim olmadığını düşünüyorum. Özellikle canlandırmak istediğiniz bir rol var mı? Kesinlikle var. İnşallah birileri okur, çekilir ve ben oynarım. Casino filminde, Sharon Stone ’un canlandırdığı Ginger McKenna Rothsteini oynamak isterdim. Kostümüyle saçıyla, başıyla, dramasıyla, hainliği ama sevgisiyle muhteşem bir roldü. Oyunculuk anlamında kendinizi sınırlıyor musunuz? Sınırlamıyorum, oyunculukta sınırım yok. Hatta öyle bir rol gelse ki ben kabuğumu daha da kırsam. Gerekirse o rol için yurt dışında eğitim alsam diye düşünüyorum. Dişi rolleri oynamanız açısından Nurgül Yeşilçay'a benzetildiğiniz konusunda ne düşünüyorsunuz? Nurgül Yeşilçay bence döneminin tek kadınıydı. Onunda döneminde bir benzeri yoktu. Ondan başka birçok kadın oyuncu olmasına rağmen onun gibi bir enerji olan yoktu. En boş bakışı bile ateş çıkartır gözünden. Tabii ki Nurgül Yeşilçay olmak istemiyorum ama ona benzetilmek çok güzel. Çok ilginç bir şekilde iki senedir film izleyemiyorum. Ama boş vaktimde normalin üstünde kitap okuyorum. Hayatım Etiler'de veya Bebek'te değil. Çok fazla şehir dışında bulunuyorum. Mesela geçen hafta Mardin'de Dara Köyü'ndeydim. Ondan önce Çanakkale Lâpseki’deydim. Sanırım kişisel gözlemlerimden, bire bir hayattan besleniyor olabilirim. Dönüm noktanız olduğuna inandığınız işiniz hangisi? Ağlatan Dans dönüm noktam olabilir diye düşünüyorum. Birçok işte şanssızlıklarım olabilir ama bu işte çok değer gördüm. İşin matematiğine meraklıyım ve boş günlerimde de reji yaparım. Kamera arkasına da yatırım yaparak önünde olmayı görebiliyorsun. Hayatınızda aşk var mı? Olması mümkün değil, beni kim ne yapsın? Sürekli çalışan, ezber yapan, şehir dışında olan biriyim. Sanırım biraz da ürküyorlar bana yaklaşmak için. Lisedeyken de herkese haftada 5-10 kişi çıkma teklifi ederken bana toplam üç, beş kişi etmişti. Cansel Elçin'le başrolü oynayacağım bir sinema filmimiz var. Gaspçı bir genç kızı canlandıracağım. Yönetmenimiz Yasin Uslu. Cansel ve benim dışımda kadroda, Şemsi İnkaya ve Kurtlar Vadisinden birçok isim var. Tamamen bir aksiyon çekiyoruz. Ben para çaldığımı düşünüyorum hâlbuki çok özel ve politik bir ses kaydını çalmışım, herkes benim peşime düşüyor. Kimden yardım istesem başına bir şey geliyor. Böyle bir örgüsü var. Filmde motor kullanan bir kızı oynuyorum. Bunun için motor dersleri alıyorum. Hoca motor sahnelerimi yakın plan kullanacağı için dublörüm olmayacak. Bu bir risk ama benimde kendimi aşmam güzel bir şey. Yıllar sonra bu işi izlediğimde içime sinmiş olacak. Filmi izleyenler gelip O motoru sen mi kullandın? diye sorduğunda Yok dublördü deyince gözlerinin feri söner. Bunu görmeye değer. Zaten normal olsak bu işi yapmayız.