Oscar Ödül Töreni, 7 Mart Pazar gecesi 82’nci kez düzenlenecek. Tempo dergisi, sadece 300 kişinin katıldığı samimi bir davet olarak başlayan, bugün ise dünyanın en prestijli ödül gecesi haline gelen Oscar’ın geçmişine doğru bir yolculuk yaptı, ilginç detayları ortaya çıkardı. İşte Oscar tarihine kazınan o unutulmaz anlar... Ayaklarını yerden kesti “Piyanist” adlı filmde canlandırdığı Naziler’den kaçan Yahudi piyanist rolüyle herkesi büyüleyen Adrien Brody, 2003 yılındaki Oscar töreninde En ıyi Erkek Oyuncu ödülünü alırken, Halle Berry’nin de ayaklarını yerden kesmeyi başardı! Ayrıca Oscar’lı Nicolas Cage, Jack Nicholson, Daniel Day Lewis gibi ağır adaylar arasından kolaylıkla sıyrılıp ‘En ıyi Erkek Oyuncu’ ödülünü kazanan en genç oyuncu olmayı da başardı. Tek Oscar’ını tuvalette bıraktı Audrey Hepburn, “Roma Tatili” (1953) adlı filmdeki oyunculuğuyla En ıyi Kadın Oyuncu Oscarı’nı kazandığında 24 yaşında çıtı pıtı bir kızdı. Capri pantolonları, kocaman gözlükleri ve kısacık perçemleri moda yapan Hepburn’ün bu ilk ve tek Oscar’ı oldu. Ödülünü kabul ederken o kadar heyecanlanmıştı ki, Akademi başkanını yanağından öpmek yerine dudağından öptü! Daha da kötüsü, törenin düzenlendiği tiyatrodan ayrılırken heykelciğin yanında olmadığını fark etti. Bunun üzerine Givenchy elbisesinin içinde koşarak merdivenleri çıktı, ok gibi kadınlar tuvaletine daldı ve heykelciğinin hâlâ orada, bıraktığı yerde durduğunu gördü. Çırılçıplak sahnede Akademi tarihindeki en büyük taşkınlık, 1974 yılında yaşandı. En ıyi Erkek Oyuncu Oscarı’nın verilmesinin ardından, kimliği belirsiz bir adam çırılçıplak sahneye fırladı. Kimse nereden geldiğini, kim olduğunu anlamadı. Milyonlarca seyircinin gözleri önünde kameraların önünden geçti. Bu sırada sahnede bulunan David Niven adamı canı gönülden alkışlıyordu. Hemen ardından ödül takdim etmeye çıkan Elizabeth Taylor ise neredeyse gülmekten elindeki zarfta yazanları okuyamayacaktı. Ödülü sarayda Grace Kelly, “Country Girl” adlı filmdeki performansıyla 1955 yılında Oscar’ı kucakladı. Cannes Film Festivali’nde tanıştığı Monaco Prensi Grimaldi Rainier ile evlenen Kelly, Oscar heykelciğini Monaco Sarayı’ndaki özel bir odada sakladı. Bugün o özel oda Prens Albert’e ait. Ayrılmadık Jack Nicholson ve Anjelica Huston, ayrıldıklarına dair dedikodulara kırmızı halıda sarmaş dolaş boy göstererek nokta koymuşlardı. ılişkileri kesintili bir şekilde 13 sene daha devam edecekti. Jack Nicholson, o sene “Guguk Kuşu” (1975) filmindeki ‘çatlak’ performansıyla En ıyi Erkek Oyuncu Oscarı’nı kazandı. Film aynı zamanda En ıyi Film, En ıyi Yönetmen, En ıyi Senaryo ve En ıyi Kadın Oyuncu dallarında da ödül kazanıp bir başyapıt oldu. Streep muzip Winslet mutlu Altı defa Oscar’a aday gösterilmiş en genç oyuncu olan Kate Winslet, ilk defa kazandığı Oscar’ını alır almaz, Oscar canavarı Meryl Streep’e kaptırdı. Surat ifadeleri durumu açıklıyor; Streep muzip, Winslet mutlu. Holywood’un en zarif ve başarılı kadınları için özel bir an. O da unuttu “Kramer Kramer’e Karşı” filminde ayrılığın eşiğindeki karı kocayı canlandıran Meryl Streep ve Dustin Hoffman, 1980 yılında En ıyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En ıyi Erkek Oyuncu ödüllerini kazandı. Bu arada Merly Streep, heykelciğini kadınlar tuvaletinde unutan ünlüler arasına katıldı. Herkesle sevişmeyi isterdim Roberto Benigni, ıngilizce konuşamamasına rağmen En ıyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazandığını duyunca koltukların üzerinden atlayarak ulaştığı sahnede, “şu anda (Tanrı) Jüpiter olup herkesi rehin almayı ve bulutların üzerinde uzanıp herkesle sevişmeyi isterdim” demeyi başardı. Çalınan Oscar Sophia Loren, yabancı bir filmdeki performansıyla Oscar kazanan ilk oyuncuydu. İtalyan yapımı “La Ciociara”yı (ıki Kadın) Vittorio de Sica yönetiyordu. 25 yaşındaki Sophia Loren, II. Dünya Savaşı yıllarında geçen filmde canlandırdığı, kızının üzerinde titreyen anne rolüyle izleyiciyi büyüledi ve 1962 yılında Oscar kazandı. Ne yazık ki o sene Oscar törenini kıl payı farkla kaçırmıştı. Heykeli onun yerine Greer Garson almış, bu fotoğraf da törenden sonra çekilmişti. Daha sonra Oscar heykelciği İtalya’daki villasından çalınsa da, Akademi ona yenisini göndermeyi ihmal etmedi.