İtalyan aktör Andrea Occhipinti’den yıllar sonra çok şaşırtıcı bir itiraf geldi: “Bolero filminde rol aldığıma çok pişmanım.” Andrea Occhipinti, Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği’nde verilen resepsiyonda şaşırtıcı açıklamalarda bulundu. ıtalyan oyuncu, Bo Derek’le birlikte kamera karşısına geçtiği 1984 yapımı “Bolero” filminin kendisini utandırdığını söyledi. En son 2004’te Alejandro Amenabar’ın ödüllü “Mar Adentro” (ıçimdeki Deniz) filminde rol aldığına dikkat çeken ıtalyan oyuncu, şöyle konuştu: “Bolero’da rol aldığıma çok pişmanım. Sanki bir porno filmi çevirir gibiydik. Bo Derek’in kocasının gözleri önünde, hem de onun istekleri doğrultusunda kamera karşısında sevişmek bana çok ağır geldi. Filmin galasında, sinemayla ilgili radikal kararlar almam ve yön değiştirmem gerektiğini anladım. Yapımcılığı seçtim. şimdi çok daha verimli ve mutluyum.” Hollywood’un aranan yıldızlarından Rachel McAdams (Sherlock Holmes, Mean Girls), 2002 yılında henüz şöhret olmadığı dönemde rol aldığı My Name Is Tonino adlı filmdeki üstsüz sahneleri nedeniyle dertli. Sık sık gündeme gelen seksi görüntüleri nedeniyle başı ağrıyan yıldızın bu filmden dolayı pişman olduğu ve o görüntüleri görmeye bile dayanamadığı bildirildi. KEŞKE O ROLÜ ALMASAYDIM Her oyuncunun hayalidir iyi bir filmde oynayıp tarihe geçmek... Ama bazen öyle roller olur ki onu kabul eden oyuncuyu pişman ederler ya da oyuncunun üstüne yapışıp başka bir karakteri canlandırdığında inandırıcılığını yitirmesine sebep olurlar. İşte, sinemanın ve ekranın ünlüleri ve onları pişman eden roller. PORNOGRAFİK SAHNELERDE OYNAYACAĞIMI BİLMİYORDUM Bernardo Bertolucci'nin yönettiği Paris'te Son Tango, belki Maria Schneider'a henüz 19 yaşındayken şöhretin kapılarını açtı ve bu sayede sinema tarihinin unutulmazları arasına girdi ama onun da bu filmle ilgili pişmanlıkları var. Schneider, 19 yaşındayken rol aldığı filmle ilgili yıllar sonra yaptığı açıklamalarla herkesi şaşırtmıştı. Schneider 1972'de 19 yaşındayken Marlon Brando ile birlikte oynadığı film ile ilgili olarak Bana senaryoda olmayan seks sahnesini oynattılar. Marlon Brando ile Bernardo Bertolucci’nin tecavüzüne uğramış gibi hissettim. İntiharı bile düşündüm diye konuşmuştu. Pornografik bir sahnede oynayacağından haberi olmadığını söyleyen yıldız şöyle konuşmuştu: O sahne orijinal senaryoda yoktu. Gerçekte Marlon’un fikriydi. O sahne çekileceği sırada bana söylendi ve ben çok kızdım. Avukatımı arayıp senaryoda olmayan bir sahneyi oynamaya zorlanamayacağımı söylemem gerekirdi. Ancak o yaşta böyle şeyleri bilmiyordum. Marlon bana ’Korkma Maria, bu sadece bir film’ dedi. Ancak sahneyi çekerken, Marlon’un yaptığı şey gerçek olmasa bile ben gerçekten gözyaşı döktüm. kendimi aşağılanmış hissettim; doğruyu söylemek gerekirse hem Marlon hem de Bertolucci tarafından birazcık iğfal edilmiş gibi hissettim. Çekimden sonra Marlon ne özür diledi ne de teselli etmeye geldi. O filmden sonra kendimi uyuşturucu haplara verdim ve intihar etmeyi bile düşündüm. ÜZERİNE ETİKET GİBİ YAPIŞTI Uzay yolu dizisinin Mister Spock'ını canlandıran Leonard Nimoy, kendine özgü yukarı doğru kalkık kaşları, karizmatik kişiliği ve en önemlisi de sivri kulaklarıyla TV tarihinin unutulmazlarından. Uzay Yolu'nda Kaptan Kirk'ün yardımcısı olarak tanıdığımız aktör Leonard Nimoy, tam anlamıyla ismi duyulduğunda “o kim” denilebilecek bir oyuncu. Ancak “Mister Spock” denildiğinde hatırlanan Nimoy, sinema tarihinde üzerine rolü “etiket gibi yapışan” oyuncular arasında başı çekiyor. HALA HAŞARI MİNİK OLARAK HATIRLANIYOR Beyazperdeye adımını “Evde Tek Başına-Home Alone” serisiyle atan Macaulay Caulkin, eve giren kötü adamlara dünyayı dar eden sevimli yumurcak tiplemesiyle sevildi. Ancak ilerleyen yıllar Caulkin'in nüfus hanesini artırsa da kariyerinde aynı olumlu yansıma olmadı. Caulkin, hala merdivenlerden Joe Pesci'yi yuvarlayan sarışın minik olarak hatırlanıyor. BENİ KİMSE BİLMEZ AMA TONY SOPRANO'YU HERKES TANIR Türkiye'de de gösterilen ”The Sopranos” adlı dizide rol alan James Gandolfini, aslında çok ünlü bir oyuncu. Bununla birlikte asıl ismiyle değil, sürekli olarak “Tony Soprano” olarak tanınıyor. Aktör için bir dergide, “Örneğin babanıza sorun, garanti ederiz Gandolfini kim bilmez. Çünkü o Tony Soprano'dur” yorumu yapıldı. ONUN ROLÜ DE ÜSTÜNE YAPIŞTI Sinema tarihinin en çok izlenen serilerinden “Yüzüklerin Efendisi” ile üne kavuşan Elijah Wood, burada bir ”hobbit”i canlandırdı. Rolünü başarıyla üstlenen Wood, bununla birlikte herkesin sadece “Frodo” olarak bildiği bir karakter olarak sinema dünyasındaki yerini aldı. Bu rol ile ün kazanan Wood hala milyonlarca sinemasever için Frodo. HEP DEHŞET SAÇAN ADAM “Elm Sokağı” serisinin zihinlere kazınan ürkütücü karakteri Freddy Krueger'ı beyazperdede Robert Englund canlandırdı. Ancak sanatçıyı hiç kimse üzerinde kırmızı-siyah çizgili kazağı, şapkası ve korkunç makyajı olmadan tanıyamıyor. “Phantom of the Opera” filminde de rol alan Englund, herkesin gözünde dehşet saçan “Freddy Krueger” olmaktan kurtulamıyor. HEP SÜPERMEN OLARAK KALACAK Beyazperdede rolünü hakkıyla canlandıran oyuncuların başında gelen Christopher Reeve, bugün aramızda değil. Attan düşerek kaza geçirdikten sonra tekerlekli sandalyeye mahkum olan aktör, sonunda hastalığına yenik düşerek hayata veda etti. Şu anda onun tahtında başka bir genç oyuncu otursa da sinemaseverlerin gönlünde “Superman” hala Christopher Reeve...