20 Eylül 1988 yılında Tara Calico, mahallesinde bisiklet sürmeye çıktıktan sonra eve dönmeyince, ailesi kayıp ilanı vermiş. Kızın kaçırıldığını düşünen aile, bu esrarengiz polaroid ortaya çıktıktan sonra, kızlarının bir seri katil vakasına kurban gittiğini zar zor kabullenmişler. Bradford, 15 yaşındaki komşusunun kızını ve 21 yaşındaki barmeni öldürdükten sonra, idam cezasına çarptırılmış. Barmenle 1984'te tanışan Richard Bradford, kadına, kendisinin profesyonel bir fotoğrafçı olduğunu ve modellik kariyeri geliştirmesinde kendisine yardımcı olabileceğini söylemiş. Kadını bir kamp alanına götürüp, fotoğraflarını çeken katil, daha sonra onu boğarak öldürmüş. Robert Berdella, kurbanlarına işkence ettiği anları fotoğraflayan bir katil ve işkenceci olarak biliniyor. 1984 ve 1987 yılları arasında, toplam altı erkeği öldürdüğü bilinen Berdella, kurbanlarıyla arkadaş olduktan sonra onları kaçırıp fiziksel işkence uyguluyormuş. Seri katil ve nekrofil olan Jerry Brudos, kurbanlarına tecavüz ettikten sonra onları soğukkanlılıkla öldürüyor ve kadınların ayakkabılarını da hatıra olarak saklıyormuş. 5 yaşından itibaren topuklu ayakkabı fetişi olduğu bilinen katil, gençlik yıllarında da kadınların iç çamaşırlarını çalarken yakalandığı için fizyoterapi görmüş. Milwaukee polisi, sokakta ellerinden kelepçeler sarkan bir adam görmüş. Tracy Edwards ismindeki adam, yan dairesinde oturan seri katil ve yamyam Dahmer'dan şikayetçi olmuş. Polis Dahmer'ın dairesine baskın yapınca, Edwards'ın kelepçelerinin anahtarıyla birlikte, kimliği belirsiz cesetlere ait fotoğraflar bulmuş. 'Kapak Kızı Katili'' Harvey Glatman, 1950'lerin tamamıyla korkunç ve belalı seri katili. Kurbanlarını seçmek için model ajanslarına başvuru reklamları paylaşan Glatman, kadınları apartman dairesine götürmeden önce hepsinin model pozu verdikleri fotoğraflarını çekermiş. 1970 ile 1973 yılları arasında 28 ergen çocuğu kaçırıp, işkence eden ve öldüren seri katil Corll, kurbanlarını şeker vererek tuzağa düşürdüğü için ''Candyman'' lakabını almış. Neredeyse 40 yıl sonra, 29. kurbanın fotoğrafı, bir film yapımcısı aracılığıyla ortaya çıkarılmış. Ellerinde kelepçeler olan kurbanın gözlerindeki korku objektife yansımış. Ünlü yönetmen Roman Polanski'nin eşi Sharon Tate, sekiz buçuk aylık hamileyken Charles Manson ve çetesi tarafından katledildi. Geriye de işte bu fotoğraf kaldı. Ölümünden önce görüntülenen, ünlü Hollywood yıldızı, Patrick Swayze... Martin Luther King bu fotoğraftan bir süre sonra öldürüldü. Bu adam bir anda kaplanla baş başa kaldı. Sonunda kaplan onu öldürürken geriye işte bu fotoğraf kaldı. Efsane oyuncu James Dean Kalifornia'da işte bu araçla yaptığı kaza sonucu hayata veda etmiştir. 1979-1990 arasında İngiltere Başbakanlığı görevini yürüten Margaret Thatcher'dan geriye kalan kare... Amerikalı Gabriel Watson, balayı için gittiği Avustralya'da Townsville açıklarındaki dalış sırasında 11 günlük eşini suyun altında boğulmaya terketti. Çekilen fotoğrafta suyun dibinde hareketsiz bir şekilde yatan Tina Watson’ı kurtarmak amacıyla dalgıç ekibi liderinin ona doğru hızlıca yüzdüğü ve de Gabe’in bu sırada hiç birşey yapmadığı görülüyor. Japon turist Ayano Tokumasu (kırmızı kıyafetli) Niagara Şelalesine düşerek öldü. Gabriella Hernandez kendine asmadan önce bu fotoğrafı Facebook hesabında paylaştı. Robert Overstacker, Niagara Şelalelerinden paraşütle atmaya çalıştı ancak paraşütü açılmadı. Bu fotoğraf çekildikten bir saat sonra hastanede öldü. Tayvan'da bir Asya uçağının kazası sonucu 58 yolcudan 42'si öldü. 1961'de Boeing 707'nin düşüşü ile ABD ulusal paten ekibiniyle beraber toplamda 73 kişi hayatını kaybetti. 31 Ağustos 1997'de Prenses Diana ölmeden saniyeler öncesi. Japon havayoluna ait bir uçak düşmeden 32 dakika önce. Bu uçak kazasında 509 kişi hayatını kaybetmişti. Polis memuru Stephen Green, bıçaklanıp öldürülmeden az önce... ?Stephen Hilder ölmeden önce böyle görüntülenmişti. Amerikan ordusu, 22 yaşında hayatını kaybeden bir eski bir ordu görevlisinin çektiği son fotoğraf karesi... 2013 yılında göreve başlayan Hilda Clayton, aynı yılın Temmuz ayında Afganistan'ın Qaraghahi bölgesinde ABD'li eğitmenlerin Afgan askerlere verdiği havan atışı eğitimini fotoğraflamak için deklanşöre bastı. Bu kare, eğittiği Afgan bir meslektaşıyla görev yapan Clayton'ın çektiği son fotoğraf oldu. Havan mermisinin patlaması sonrası genç fotoğrafçıyla birlikte 5 kişi hayatını kaybetti. Foto muhabir Bill Biggart, 11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan ilk saldırıdan sonra fotoğraf çekmek için olay yerine koştu. Maalesef ikinci kulenin yıkılacağını bilmiyordu. O birinci kuledeki felaketi çekerken, ikinci kule de yıkıldı ve Biggart'ın cesedine ve kamerasına 4 gün sonra ulaşıldı İçinde 150 fotoğraf vardı. Kameranın kaydettiği en son fotoğrafta, saat 10.28'i gösteriyordu. İkinci kule ise tam 10.30'ta yıkılmıştı. SON GÖRDÜĞÜ BU OLDU Japonya’daki Ontake Yanardağı’nın patlaması sonucu hayatını kaybeden dağcılardan biri olan 59 yaşındaki Izumi Noguchi’nin fotoğraf makinası bulundu. Talihsiz dağcının ölmeden kısa süre önce hızla üzerine gelen toz ve gaz bulutlarını fotoğrafladığı görüldü. Japon basını bu çarpıcı fotoğrafların yayınlanmasını Noguchi’nin eşi Hiromi’nin istediğini, “Bu fotoğrafların kocasının anısını yaşatacağını” söylediğini yazdı. Noguchi’nin de bulunduğu faciada bedenleri bulunan 47 dağcının bir çoğunun, ‘patlama ile üzerilerine savrulan kayalar nedeniyle’ can verdiklerinin anlaşıldığını açıkladılar. Soldan sağa Nicolai Thibeaux-Brignolle, Lyudmilla Dubinina, Semyon Zolotarev ve Zina Kolmogorova, ölmeden önce bu siyah beyaz fotoğraf karesinde mutlu ve rahat bir şekilde kameralara gülümsedi. Maceraperest dokuz Rus gencin 1959'da Sibirya'daki Ural Dağı'na tırmanışlarının fotoğrafları. Yedi erkek ve iki kadından oluşan öğrenciler, aşırı soğuk ve sıfırın altındaki bir havada tırmanış yapmaya karar verdiler. Ancak deneyimli dağcıların bu macerası, arkasında komplo teorileri bırakan ve tarihe Dyatlov Geçidi olarak geçen bir trajediye dönüştü. Hepsi de son derece sağlıklı ve deneyimli dağcılar olan öğrenciler... Sibirya'nın keskin hava koşullarına dayanıklı giysi ve ekipmanın yanısıra, yanlarına fotoğraf makineleri ve günlüklerini alarak bu heyecanlı yolculuğa başladılar. Ancak tırmanıştan bir ay sonra yolculukları ölümle sonuçlandı. Üzerinden 54 yıl geçmesine rağmen gençlerin tırmanışının neden sonlandığını kimse bilimsel olarak yüzde yüz açıklayamıyor. Arama-kurtarma ekipleri 26 Şubat 1959 günü, önce -24 derece sıcaklıkta yerle bir olmuş iki çadır buldu. Birinci çadırın içinde yolculuğun geri kalanını tamamlamak için ekipman bulunuyordu. Ancak ikincisinde gençlere ait giysi ve ayakkabı vardı. Araştırmacı ekip, buradan ikinci çadırdaki gençlerin üzerlerinde giysi ve ayakkabı olmadan kendilerini çadırdan dışarı attığı izlenimini edindi. Ardından üç donmuş cesede ulaşıldı. Çadırdan 1.5 km uzaklıkta bir nehir kenarında karın üzerinde sırtüstü yatarken bulundular. Önce grubun lideri olan 23 yaşındaki Igor Dyatlov'un cesedi teşhis edildi. Adı bu trajik olaya verilecekti. Ardından 10 santim yüksekliğindeki karın altında 22 yaşındaki Zina Kolmogorova'nın ve Rüstem Slobodin'in cesedine ulaşıldı. Cesetlerin hepsi yaklaşık 180 metre uzaklıkta bir hat üzerinde bulundu. Uzmanlar, gençlerin sıra halinde birbirini takip ederek çadıra ulaşmaya çalıştığı ancak başarılı olamadığı yorumunu yaptı. İki ay sonraysa diğerlerine ulaşıldı. Bir mağaraya sığınan gençler, dört buçuk metre derinlikte karın altında bulundu. Bazılarının kemikleri kırılmıştı ve iç organlarında ciddi yaralanmalar söz konusuydu. Ama vücutlarının dışında ne bir kesik, ne de bir yara vardı. En ilginciyse Lyudmilla Dubinina'nın vücudunda görüldü. Genç kadının dili ve gözleri yoktu. Olayı soruşturan Lev Ivanov raporunda ölüm nedeni olarak karşı konulamaz bilinmeyen temel bir neden demekle yetindi. Ancak çevresindekilere UFO'dan inen uzaylılar tarafından öldürüldüğünü söylüyordu. Soruşturma resmen kapandı. Trajedinin meydana geldiği bölgeye girilmesine 4 yıl boyunca izin verilmedi. Vahşi ayı saldırısı, çığ en kolay akla gelen ihtimaller oldu. Ancak doğrulayacak bir veriye ulaşılamadı. Belki de bir tehlike fark etmiş, çadırdan acele bir şekilde kaçmışlardı. Ancak yollarını kaybettiler ve hava koşullarına yenik düştüler. Araştırmacılar, deneyimli dağcıların herhangi bir şekilde korkmayacağını düşünerek onları korkutan şeyin çok büyük bir şey olduğu yorumunu yaptı. Vahşi doğa fotoğrafçısı çadırında iken aniden bir bozayının saldırısına uğradı. Bu fotoğrafın onun çektiği son fotoğraf olduğu iddia edildi Japon fotoğrafçı Michio Hoshino 1996 yılında Rusya’nın Kamchatka kentinde vahşi doğayı fotoğrafladıktan sonra çadırına çekilmiş ardından bir bozayının saldırısına uğramıştı. Daha sonra bu fotoğrafın onun çektiği son kare olduğu iddia edildi. Fakat ünlü fotoğrafçının yayınlanan biyografisinde böyle bir fotoğraftan bahsedilmiyor. Biyografide Hoshino’nun ayı tarafından ormana götürüldüğü fakat tüm aramalara rağmen bulunamadığı belirtiliyor. Bu nedenle bu fotoğrafın tamamen fotomontaj olduğu da iddia ediliyor.