Hipnozla zayıflamaya çalışan Zerrin Özer Oto hırsızlarına karşı her akşam arabasını zincirle ağaca bağlayan Ekrem Bora...1974 Avustralya'da rahatça dolaşabilmek için kılık değiştiren Zeki Müren....1973 Yedek subay Zeki Müren...Ankara 1957..... İstanbul müftülüğü tarafından veto edilen Gönül Akkor plağı…..1981... Tecavüzcü Çoşkun'un Amerikalı bir hippiyi canlandırdığı fotoromandan.... 1972 Yeşilçam'ın herkülü Hakan Balamir....1974 Ajda Pekkan yeni aldığı bmw marka otomobili ile...1972 Şöhretler evli olamaz. diyen Cem Karaca...1967 (30 Ekim 1976) Tiyatroda eski, sinemada yeni bir isim, Şener Şen... Yıllardır beklediği şöhrete kavuştuğunu söyleyen sanatçı, sinemayı tiyatroya tercih ediyor... Yalnız yaşadı, yalnız öldü Mualla Sürer, tek gözlü evinin geçimi, kalbini yaşatacak ilaçların parası için film şirketlerinden gelen en küçük teklifleri bile kabul ediyordu... Rol seçecek, düşünecek zamanı yoktu... Yapayalnızdı. Bülenty Ersoy ve nişanlısı Mehtap Öztürk...1975 Türkiye'de ilk tangayı Bülent Ersoy giydi 3 Temmuz 1977 tarihli haberde, Avrupa'da yeni moda olmaya başlayan 'tanga' iç çamaşırının Türkiye'de ilk defa Bülent Ersoy tarafından giyildiği yer alıyor. Ünlü şarkıcı Bülent Ersoy, 14 Nisan 1981 Salı sabahı Londra saatiyle 8.30'da Charring Cross Hastanesi'nde geçirdiği ameliyatla cinsiyet değiştirdi ve hayata bu kez Bülent Hanım olarak Merhaba dedi. Daha önce doğum günlerini kutlamayan Bülent Hanım, Türkiye'ye döndükten sonra 9 Haziran 1981'deki 29. yaş gününde küçük bir parti verdi ve Bu benim 1. yaş günüm dedi. diyor. (Kaynak: dipsahaf) Oyuncu Ali Şen, verdiği çiğ köfte partisi ile sanatçı dostlarını Etiler'deki evinde ağırlıyor. Ali Şen’in kendi elleri ile yoğurduğu çiğ köfteyi ilk Sadri Alışık ve Neriman Köksaltest ediyor. Gecenin devamından... (Henüz 20'li yaşlarında olan evin oğlu Şener Şen sağda ayakta duruyor.) “İşimiz dışındada çok zaman beraber oluruz.Hanımlarımızda birbirlerini tanır ,görüşürler. En büyük zevkim, Sadri’yi tavlada mars etmektir.” Sadri Alışık : “Genellikle filmlerdede tavla konusundada onunla çatışıyoruz. Filmlerde jön olduğu için o beni alt ediyor ama hıncımı tavlada alıyorum. Çünkü tavlada ,kamera karşısında olduğu kadar usta bir oyuncu değil Ayhan….” 1967 yılı sonbaharı... İstanbul'da yeni bir tiyatro kuruluyor. “Pendik Tiyatrosu” adı altında kurulan 10 kişilik ekibin genç oyuncularından biri de 23 yaşındaki Kemal Sunal. “Camimizin bitli olduğu tamamen iftira. Halılarımız seccadelerimiz her gün elektrik süpürgesi ile süpürülür. Bu süpürgeye ne bit ne pire ne de tahta kurusu dayanır.'' Olayın ardından konuşan Filiz Akın şunları söyledi: ''Elhamdülillah ben de müslümanım. Ben camide bitlenmedim, caminin yakınlarında çekim yaptığımız bir mahzende bitlendim. Galiba bir yanlış anlaşılma olmuş.'' Hollywood’a gelen herkesin mutlaka ziyaret ettiği Hollywood bulvarındayım… İşte bu resimde Elizabeth Taylor ve Rock Hudson’ın 1956 tarihli “Giant” filmi için el izlerini bıraktıkları yerdeyim… Kelebek gazetesinin aracılığı ile iki ünlü müzisyen ilk defa biraraya geliyor. Yazı işleri ofisinde gerçekleşen bu tanışma için Barış Manço şunları söylüyor : “Ben Orhan Gencebay’ı eskiden beri takdir ederim. Düşüncelerimiz, yapmak istediklerimiz, müzik anlayışımız aynı. Hatta yetişme şeklimiz bile benziyor. Benim büyük dedem Tamburi Ali Efendi, annem ise Rikkat Uyanık…Gözümü açar açmaz müziğin içine doğdum. Benim için müzik, folk müziği, Türk müziği diye ayrılmaz. Müzik müziktir ve 35 milyon bundan hoşlandıkça, ne olursa olsun hangi tür çalınırsa çalınsın, bu onun müziğidir.” Resimler Saklambaç gazetesinde yayınlanan Merrhametsiz Dünya” isimli fotoromandan. Fenerbahçeli yıldız bir futbolcuyu oynayan Tecavüzcü Çoşkun'a Gökben eşlik ediyor. Ses Dergisi'nde yayınlanan “Bu bir olaydır” başlıklı haberin devamı şöyle: “Yeşilçam'da öteden beri süregelen ve zaman zaman da oyuncular arasında olaylara neden olan bir sorun vardır. Afiş meselesi… Şimdiye dek afişteki isim düzeni yüzünden sanatçılar arasında dargınlıklara varan tartışmaların çıktığına tanık olduk… Tarık Akan son çevrilen “Hababam Sınıfı” filmi ile ilk kez bu kuralı bozarak güzel bir örnek verdi. Ünlü oyuncu büyük bir jestle Münir Özkul’un adını kendi adından önce yazdırdı. Böylelikle Türk sinemasında ilk kez bir baş rol oyuncusu bütün kuralları bir anda yıkarak, adı karakter oyuncusuna çıkan birine yol vererek adını onun ardından yazdırdı afişlere….. İşte o afiş! Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Adile Naşit o günü şöyle anlatıyor: 24 Haziran günü Arzu Film'in setinde “Aile Şerefi” filmi için çalışıyorduk. Bir ara bir telefon geldi beni istiyorlarmış. Telefonun öbür ucunda Arzu filmin sahibi Ertem Eğilmez: ''Hazırlan Adile Antalya'ya gidiyorsun” dedi. Önce şaka zannettim benim seyahatten hele hele uçaktan hiç hoşlanmadığımı bilirdi. ”Evet Adile Antalya'ya gidiyorsun, ödül kazanmışsın onu alacaksın.'' diye devam etti. Kendisine “Acaba hangi yardımcı rol için?” diye sordum.”Yardımcı rol filan değil!!” diye gürledi Ertem Bey, “Doğrudan doğruya baş kadın oyuncu olarak alıyorsun ödülü. Sana pazartesiye kadar izin…Tebrik ederim.” deyip kapattı telefonu. Bir anda stüdyo birbirine girdi. Münir Özkul, Ayşen Gruda ve öbürleri herkes ödülü kendileri kazanmış gibi bayram ediyorlar sarılıp beni öpüyorlardı.'' Yıl 1977 televizyon henüz tüm evlerin vazgeçilmezi haline dönüşmemiş ancak yinede çok popüler Türkiyede…Tv de 7 Gün dergisi “yıldızlar nasıl televizyon seyreder” konulu bir araştırma yapmış.. Nükhet Duru'nun evinde iki tane televizyon varmış ve bunlardan portatif olanı banyoda kullanıyormuş. En büyük zevklerinden bir imiş banyo yaparken televizyon seyretmek…. Zeki Müren ,1969 yılında çıktığı Avrupa gezisinin son durağı olan İspanya nın Kanarya Adalarında… Las Palmas ta ilgi odağı olan Zeki Müren şehri gezen turistlere poz veriyor…… TRT radyoları çocuk saati programında yayınlanan Keloğlanprogramalarında Keloğlan karakterini canlandıran ve bu tipleme ile popüler olan 25 yaşındaki Rüştü Asyalı rejisörMetin Erksan'dan aldığı film teklifini kabul ediyor. Biraz sonra filmdeki Keloğlan karakteri için berbere gidecek olan Rüştü Asyalı, ilk karede Keloğlan masalları okuyarak beklemede.. Yandaki resimde ise film çekimleri boyunca normal hayatta kullanmak için satın aldığı peruğu ile... Berber Mustafa Kafalı, Rüştü Asyalı'nın saç ve sakalını ustura ile kazıyarak Asyalı'yı Keloğlan'a çeviriyor. Tıraş sonrası peruğunu kafasına geçiren Rüştü Asyalı: “Çıplak başla da aylarca dolaşılmaz ki. Film boyunca böyle suni saçla dolaşacağım.” diyor.