Çankırı'dan kopup gelmiş, ülkesinde 'koşmak isteyen' birçok kızın da umudu olmuş müthiş yetenekli bir atletti Süreyya Ayhan... Çankırı'nın Korgun ilçesinden olimpiyatlara, madalyalara, dünya çapında bir şöhrete uzanan inanılmaz bir azim öyküsüydü onunki... Üç çocuklu Ayhan ailesinin kızı Süreyya, 6 Eylül 1978'de bu evde doğdu. Annesinin 'pire gibiydi' dediği, çarşıya koşarak giden, dere boyunda antrenman yapan bir deli kızdır. 1993'te Çankırı'da spor eğitim merkezi açılır ve Süreyya Ayhan beden eğitimi öğretmeni Abdülkadir Ersunan'ın desteğiyle seçmelere katılır ve kabul edilir. Ortaokuldan sonra Ankara'da Yahya Kemal Lisesi'ne devam eder Süreyya Ayhan. Ardından Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü... 2000 yılında Sydney'de düzenlenen Olimpiyatlar'da yarı final koşan küçük Çankırılı kız bir anda damgasını vurur Türkiye gündemine. 11 Ağustos 2002 günü Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda, 1.500 metrede, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Romanyalı atlet Gabriela Szabo'nun önünde Avrupa rekoru kırarak şampiyon oldu. 2002 ve 2003 yılları boyunca bu mesafenin en iyi atleti olarak kabul edildi. 2002'de Avrupa'da yılın en başarılı kadın atleti seçildi. Özellikle farklı bir stille yarışın hemen başında metrelerce fark atarak aynı tempoda yarışı bitirmesi ile birçok otoriteyi şaşırttı. Ayhan, 2:00:64 derecesi ile 800 metre ve 3:55:33 ile 1.500 metre kadınlar Türkiye rekorunu elinde bulunduruyor. Milli atlet Süreyya Ayhan Kop'a GSGM Tahkim Kurulu tarafından verilen 4 yıllık müsabakalardan men cezası, sporcunun indirim talebiyle başvurduğu Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi tarafından ömür boyu mene çevrildi. Bundan iki sene önce ABD'de kamp yaparken uygulanan doping kontrolleri sırasında A ve B numuneleri pozitif çıkmıştı. Süreyya Ayhan bu olayın açıklanmasının ardından basının karşısına geçmiş ve gözyaşları içinde Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim bu doping malzemelerini almadım demişti.