Yeşilçay, ilk olarak Alman filmlerini tercih ettikten sonra finalde ise Yunan filmi izleyerek günü tamamladı. Twitter'da takipçilerine izledikleri filmleri öneren Yeşilçay, 'Başlarının Hayatı' filmi yeniden bu dönemde sakin kafayla izlenmeli. İyi bir insan için sonat hepimiz için... Evdeki Alman festivalimiz son hızıyla devam ediyor. Sıradaki film: 'Soul Kitchen'... Alman sinemasından vazgeçip Yunan filmi: 'Zorba'dayız şimdi. Daraldık ayneklayneden diyerek izledikleri filmleri yazdı. Yeşilçay'a bir takipçisinin yazdığı, Sonunuz Alman pornosu olmasın sakın yazısını kendi, sayfasına taşıması ise dikkat çekti. Yeşilçay, aldığı dvd'nin bozuk çıkmasına ise sitem ederek, Aldığımız orginal dvd atlayıp duruyor. Korsan almayalım diyoruz, emeğe saygı ama bari pahalı olan dvdleriniz düzgün çıksın. Maliye Bakanlığı tarafından incelemeye alınacağını öğrenen ünlü oyuncu Nurgül Yeşilçay şaşkınlığını Twitter'dan paylaştı Duruma Twitter'dan tepki gösteren Yeşilçay takipçilerine şöyle seslendi: Maliyeye gitmem lazım. Beni inceleyeceklermiş. Sanki adam öldürdüm? Haketmediğim paralar kazandım! Vatana ihanet ettim. Bir an tanıdık geldi. 25 dakikalık komedi dizisi Türk televizyonlarına yeni bir soluk getirirken, sosyal medyanında ilgisini çekti. Dizide Yeşilçay ve Acar’ın yanı sıra Nevra Serezli, Zafer Diper, Ayşe Nil Şamlıoğlu, Güray Kip, Bora Cengiz ve Hüseyin Erkanlı gibi isimler rol alıyor. ‘Yankı’ bebeğe ise usta oyuncu Erkan Can sesiyle hayat veriyor. Bu diziden uzun zamandır haberdarım. Murat Gürvardar’ın uzun zamandır elinde olan bir projeydi. Dizi o zamanlarda da bir aile dizisi şeklindeydi. Limon Yapım'ın sahibi Hayri Bey de Türkmax için kısa bir dizi yapmayı amaçladığını söyledi. Bundan sonrasında Tolga senaryoya dahil oldu ve dizinin şu anda sahip olduğu kafayı yarattı. Ondan sonra bu diziye dahil olmaya karar verdim. Bu işi yapmamızdaki en birinci sebep, dizinin süresidir. Sektörümüzde hakim olan rating savaşlarının acımasızlığı yüzünden dizi süreleri sürekli uzamakta... Set çalışanları bazen iki gün hiç uyumadan her hafta kaset teslim etmeye çalışıyorlar. 90 dakika, 120 dakika daha fazlası... Kim daha uzun yayında kalırsa reytingden o daha çok pay alıyor. Bu emek sömürüsü üstüne kurulmuş düzen yüzünden ekipler bazen insanlık dışı koşullarda çalışıyorlar. Bu sebeplerle sette ölümler bile gerçekleşiyor. Biz eli yüzü düzgün, insani ortamlarda yaratılan, 30 dakika uzunluğunda bir işin de var olması gerektiğine inanıyoruz. Bir hafta gibi kısa bir sürede 120 dakika sureli bir işin emeğe ve seyirciye gereken saygı duyularak yaratılmasının imkansız olduğunu düşünüyoruz. Reyting savaşında süremiz yüzünden kaybetme ihtimalimiz olsa bile bu savaşın verilmesi gereken bir kavga olduğuna inanıyoruz. Dizimizde kadın-erkek çatışması, yeni çocuk sahibi olmuş bir ailenin karşılaştığı zorluklar gibi TV komedi janrına çok da yabancı olmayan konuları farklı bir bakış açısıyla ele almaya çalışıyoruz. Kendini fazla önemsemeyen, kısa ve acısız bir dizi bizimkisi. Keyif alarak, keyif aldığımız bir şekilde yarattığımız bir proje. 5 dakikalık diziye bence Türk halkı hazır. Sıkıldık artık uzun uzun bakışmaları izlemekten. Artık telefonlardan yayınların izlendiği, bir yerden bir yere giderken bile bir şeylerin izlendiği bir çağda yaşıyoruz. Süre önemlidir. Süre geçiştirilecek bir şey değil ki... Sen mesela benden bu röportaj için 120 dakika mı talep edebilir misin?Bu sebepten dolayı insanlar artık dizi izlememeye başladı. Bence Türk halkı 25 dakikalık dizilere hazır. Sonuçta Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz yurtdışında diziler genelde bu sürelerde. Süreden ziyade içeriğin önemli olduğu bir anlayışa geçmemiz gerekiyor. Sonuçta önemli olan uzunluğu değil işlevi. Tabii ki var. Sonuçta ulusal kanala bir iş yapıyoruz ama ikincil planda. Daha çok, bize müdahale olmadan bir iş yaptığımızda Ne oluyor?”u görmek istiyoruz. Bu işin kitlesi sadece biziz. O şekilde hiç bir müdahaleye maruz kalmadan 25 dakikalık bir dizi yapıp biz böyle yaptık içimize sindi demek birincil amacımız. Sanırım samimi bir iş de sadece böyle yapılabiliyor.