Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Topkapı Sarayı'nın İdare'ye devrinden sonra depolarda muhafaza edilen paha biçilmez hazineler gün yüzüne çıkarılmaya başlandı. AA Tarihi elmasların en büyüğü ve en meşhuru olarak gösterilen 86 karatlık Kaşıkçı Elması, Topkapı Sarayı'nın silah koleksiyonunun sergilendiği Dış Hazine Bölümü'ndeki yerini aldı. Tüm dikkatleri üzerine çeken, etrafı 49 adet iri pırlantayla çevrili Kaşıkçı Elması'nın önünde zaman zaman uzun kuyruklar oluştu. Kaşıkçı Elması'nın Saray'a gelişi hakkında çok değişik görüşler ileri sürülse de Sultan IV. Mehmed döneminde Defterdar Sarı Mehmed Paşa'nın kaleme aldığı Zübde-i Vekaiyat (Olayların Özü) adlı eserde ileri sürülen görüş, bunların içerisinde öne çıkıyor. Defterdar Sarı Mehmed Paşa bu eserinde 1090 (Mayıs 1679) olayları sırasında Kaşıkçı Elmasının bulunuş öyküsünü şöyle anlatıyor: Eğrikapı semtindeki çöplükte yuvarlak bir taş bulunmuş ve yaymacı üç kaşığa değişerek hırdavat arasına bırakmıştı. Sonra gösterdiği kuyumculardan birisi bu taşı 10 akçeye satın almış ve kendi meslektaşlarından birisine göstermişti. Taşın elmas olduğu anlaşılınca o da hisse talep etmiş, bu yüzden aralarında münakaşa çıkmış, sonunda olay kuyumcubaşıya aksetmişti. O da her iki kuyumcuya birer kese akçe verip taşı ellerinden almıştı. Daha sonra Vezir-i Azam Mustafa Paşa Hazretleri bu taştan haberdar olmuş ve kuyumcubaşıdan almaya karar vermişti ancak vaziyet padişaha aksetmiş, o da bu taşın Saray'a gönderilmesini emretmişti. Hasılı, taş meydana çıkarılıp, işlettirilince 84 karat büyüklüğünde eşsiz bir elmas olduğu anlaşıldı ve padişah tarafından zaptedildi. Bu vesileyle kuyumcubaşıya kapıcıbaşılık ve birkaç kese akçe ihsan edilmiştir. Kaşıkçı Elması'nın 84 karat ve 86 karat olarak kayıtlarda değişik geçmesinin nedeni metrik ve antik karat sistemleri arasındaki farktan kaynaklanıyor.