41 yaşındaki dört çocuk sahibi eski top model Stephanie Seymour 16 yıllık kocasından ayrılıp yeni bir hayata başlamasını Vanity Fair dergisine verdiği pozlarla kutladı 16 yıllık evlilik ve o evlilik süresince dünyaya gelen üç çocuğun ardından şu anda magazin tarihinin en olaylı ve düşmanca boşanma maceralarından birinin içinde Seymour. Ve bu süreçte kocasıyla aynı evde yaşamaya devam ediyor. Kocasının çocuklarını kendinden soğutmaya çalıştığını iddia ediyor. Evdeki hizmetçilerin kendisine komplo kurduğunu söylüyor. Parasal konular ve karşılıklı suçlamalar hırsızlık iddialarına kadar varıyor. Ancak Seymour aslında hiçbir zaman sakin ve sessiz yaşayan biri olmadı. Hayatı pek çok olaylı ilişki ve skandalla dolu. Stephanie Seymour 16 yaşındayken Elite Modellik ajansının sahibi John Casablancas ile birlikte yaşıyordu. Seymour Playboy’dan Sports Illustrated’a dünyanın en güzel vücutlarının boy gösterdiği neredeyse bütün dergilerin kapağına çıkmış biri ve bu onun için hiç de fena bir başlangıç değil. Adam evliydi ve onun için karısından ayrıldı. İlişkileri üç yıl sürdü. Seymour 1989 yılında gitarist Tommy Andrews ile evlendi. Bu evlilikten bir çocuğu oldu. Andrews’dan boşandıktan sonra kısa bir süre Warren Beatty ile birlikte oldu. Ardından rock grubu Guns N’ Roses’ın solisti Axl Rose ile çıkmaya başladı. Grubun çok ünlü “November Rain” ve “Don’t Cry” video kliplerinde oynadı Ancak tabii ilişkileri pek düzgün gitmiyor Seymour’un. Axl Rose 1993’te onu bir yılbaşı partisinde kafasına sandalye atmak ve kendisine vurmakla suçlamış, mahkemeye vermişti. Dava Seymour’un 100 bin dolar değerinde mücevheri de zorla alıkoyduğu iddiasını taşıyordu. Axl Rose’un ardından çok âşık olduğunu söylediği Peter Brant ile evlendi. O dönem (1993) People dergisi kendisini en güzel 50 insan arasında göstermiş ve o da röportajda kocası Brant’ten bu şekilde bahsetmişti. Brant 48, Seymour 26 yaşındaydı. Bir evlilik geçirmiş, çocuk sahibi, dünyanın en sorunlu rock yıldızlarından birinden yeni ayrılmıştı ve bu adam onun için sığınacağı bir limandı. Yıllar boyu mutlu oldular, üç çocukları oldu ancak işler değişti. 16 yıl sonra artık birbirlerinin kafasını koparmak isteyen iki düşmana dönüştüler. Boşanma süreci mal mülk paylaşımı yüzünden çok zor geçmekte. Brant emlak yatırmları ve Polo kulübü sahibi olmasının yanı sıra Andy Warhol ile uzun yıllar ortak olmuştu. 50 Warhol tablosu, Basquiat’lar, Jeff Koons tabloları vardı. Bir kısmını Seymour’a hediye etmiş, odasına asmıştı. Sonradan bunları izinsiz geri aldığı için Seymour ona dava açacaktı. Çocuklarının velayeti konusunda da kavgalar ediyorlardı. Seymour 2000 yılında rehabilitasyon için kliniğe yattı. Brant bunun Vicodin alışkanlığı yüzünden olduğunu açıklamış, boşanmakta olduğu eşini uyuşturucu bağımlısı olmakla suçlayarak çocuklarının velayetini alma konusunda kullanmak istemişti. Elbette Seymour’un hastalıklı olduğu iddia edilen alışveriş alışkanlıkları da Brant’in yarım milyar dolarlık servetini tüketmeye başlamıştı. Bir süre sonra Brant artık ona alışverişler hariç haftada 2500 dolar ödeyemediğini, parasının kalmadığını açıkladı. Seymour alışveriş için ayda 257 bin dolar harcıyordu. Bunun 50 bini yeni giysilerdi. Kalanı mücevher ve lüks harcamalara gidiyordu. Seymour’un Vanity Fair için fotoğrafçı Mario Testino’ya verdiği pozlar, kocasından aldığı intikam olarak yorumlanıyor. “Ne yaparsan yap ben taş gibiyim” diyor yani Seymour. Son olarak ikili basına konuşmama anlaşması imzaladı. Avukatlar bilgi vermekten kaçınıyor. Tarafların birbirlerine sayısız dava açtığını ve sonunda kimin haklı olduğunun ortaya çıkacağını söylemekle yetiniyorlar.