10.yüzyıla dayanan eski bir gelenek olan o minik ayaklar, 1911 yılında yasaklandı. O geleneğin son temsilcileri ise işte onlar. Küçücük kızların ayak parmaklarının kırılıp ipekten sargılarla iyice bağlanması metodu, 20. yüzyıl başlarına kadar başta aristokratlar, milyonlarca Çinli kadının canını yaktı. Kadınlar için küçük ayaklı görünmek daha iyi algılandığından 6 yaşından veya daha küçükkenden itibaren ayaklar bandajla sarılırdı. Ve ayak ilerleyen dönemde büyüyemez ve küçük kalırdı. Bu Çinli kadınların giydikleri özel ayakkabılara 'altın lotus' deniliyor. O zamanlar da bu küçük ayaklara sahip olmak eşleri ve aileleri tarafından gurur kaynağı olarak görülüyordu... Çin’in son lotus kadını 102 yaşındaki Han Qiaoni'nin ayaklarının uzunluğu sadece 6 santimetre... Çin’de ayaklarının 1000 yıl boyunca içinde sıkışıp kaldığı 'minik ayakkabılar' müzelik oldu, ayakkabıların sahibi Lotus kadınlarından ise sadece biri hayatta... Han Qiaoni adlı 102 yaşındaki kadının ayaklarının uzunluğu sadece 6 santimetre... Küçük ayağın prestij kabul edildiği Çin toplumunda kızların ayakları 6 yaşından önce kırılıp bandajla sarılıyordu... O dönemde en küçük ayağa sahip kızlar zengin erkeklerle evlendiriliyordu... Özel ayakkabıları olmadan ayakta duramayan bu kadınların çoğu düşme nedeniyle hayatını kaybetti... Han Qiaoni'nin ayakları da 2 yaşındayken kırılmış. Kuzey Tayland'daki Padaung kabilesinin kadınları, dünyanın en uzun boynuna sahip olma rekorunu ellerinde bulunduruyor. Kabile geleneklerine uygun olarak kızlar, ergenlik çağına ulaşmadan önce boyunlarının etrafını saran demir halkalar takmak durumundalar.Yıllar geçtikçe de bu halkalara yenileri ekleniyor. var intTime = 20000; function FSlider(par) { if(par==true) { createCookieF(Slider,1,10000); document.location = document.getElementById('nextBtn').href; } else { createCookieF(Slider,0,10000); clearTimeout(fTimeout); document.getElementById('btnSlideOn').style.display=''; document.getElementById('btnSlideOff').style.display='none'; } } var fTimeout; var cookievalue=readCookieF(Slider); if(cookievalue==null) { var tarih = new Date() createCookieF(Slider, 0, 10000); document.getElementById('btnSlideOn').style.display=''; } else if(cookievalue==1) { fTimeout = setTimeout(document.location = document.getElementById('nextBtn').href;,intTime); document.getElementById('btnSlideOff').style.display=''; } else if(cookievalue==0) document.getElementById('btnSlideOn').style.display=''; Padaung kadınları sadece başlangıçta rahatsızlık hissettiklerini söylüyor.Kulak memesiyle en alttaki halkanın arasındaki mesafe yaklaşık 25 santimetre, bu da normal bir boynun sahip olduğu uzunluğun iki katı anlamına geliyor. Kayıtlara geçen en uzun boyun ise 40 santimetrelik uzunluğa sahip. Afrika'da ağız ve buruna halka takmak bir anlamda günümüz pearcinginin başlangıcı sayılsa da halen özellikle 2 kabilede sürdürülen dudağa kocaman halka takma geleneği görenleri hayrete düşürüyor. Yaş ilerledikçe dudak altına takılan halka şeklindeki plakanın çapı da giderek büyüyor ve hatta bu çap 25 cm'e kadar ulaşabiliyor. En büyük halkayı takan kadın en güzel kadın ve en saygı gören kadındır.