Türk tarihinin en önemli liderlerinden olan Fatih Sultan Mehmed'in cenazesindeki detaylar duyanları şaşırttı. Twitter'da Kasım Bolat'ın yayınladığı bilgilerdeki detaylar şöyleydi; Fatih'in cenazesi İstanbul'un görebileceği en görkemli ve mistik merasimlerden biri oldu. Eski Türk adetlerine uyularak sultanın ok ve yayı kırılmış, tabutu üstüne konulmuştu. Atlarının eyerleri de ters çevrilmiş ve atların göz altlarına ağlıyor hissi vermek için kül dökülmüştü. Üç dinin önde gelenleri merasimde hazır bulunduğu gibi, İstanbul'da yaşayan herkes merasime katıldı. Sadece Müslümanlar değil, Musevi ve Hristiyanlar da ağlıyor, kimisi İncil'den, kimisi Tevrat'dan ve Müslümanlar da dualar ile takip ediyordu. atih'in tabutu saraydan büyük bir alay ile çıktı. Ancak burada en ilginci, Fatih'in tabutu önünde bal mumundan yapılmış bir heykeli ve üzerine sultanın kıyafetlerinin giydirilmiş olmasıydı. Bal mumundan heykel önde ve tabut arkada olmak üzere cenaze camiye getirildi. Anadili Türkçe'nin yanında Yunanca, Arapça, Latince, Farsça ve İbraniceyi kusursuz şekilde konuşuyordu. Fatih Sultan Mehmed okumayı çok severdi. Âlim, şair ve sanatkârları sık sık toplar ve onlarla sohbet etmekten çok hoşlanırdı. İlginç ve bilinmedik konular hakkında makaleler yazdırır ve bunları incelerdi. Hocalığını da yapmış olan Akşemseddin Fatih Sultan Mehmed’in en çok değer verdiği âlimlerden biridir. Bilime büyük önem veren Fatih Sultan Mehmed yabancı ülkelerdeki büyük bilginleri İstanbul’a getirtirdi. Astronomi bilgini Ali Kuşçu kendi döneminde İstanbul’a geldi. Farsça ve Arapça’ya çevrilmiş olan felsefi eserler okurdu. 1466 yılında Batlamyos Haritasını yeniden tercüme ettirip haritadaki adları Arap harfleriyle yazdırdı. Trabzon Rum İmparatorluğu’nu ele geçirdikten sonra, imparatorluğun felsefecisi Amiroutzes ile sarayda felsefe konuşurdu. 1940 yılında Prof. Dr. Süheyl Ünver Hoca'nın dikkatini Topkapı Sarayı'nda bir defter çeker. Bu Fatih’in çocukluk defteridir. Defterde, at başları, leylek, baykuş, kartal, Fatih’in hocaları ya da etrafındakilerin karikatürleri vardır. Yunan alfabesi, çiçek motifleri, Farsça beyitleri yer almaktadır. İstanbul'un Fethi'nde Şehir düşünce yüksek rütbeli birçok kişi Fatih’e katılmıştır. Bunların başında tarihçi, diplomat, Rum yazar İmrozlu Kritovulos gelir. Fatih’in biyografisini kaleme almıştır. Fatih’in 17 yılını anlatan el yazısı ile yazılmış Tarih-i Sultan Mehmed Han-i Sani adlı kitabı Topkapı Sarayı’ndadır. Coğrafya ve tarihe meraklıdır. Avni mahlasını kullanarak divanlar yazmıştır. Saray’da büyük bir kütüphane kurdurmuştur. Bu kütüphanede Aristotales, St Thomas, Aquinas kitapları vardır. Çağdaş Vaka-i Name’nin, yani tarih yazıcılığının doğuşu Fatih döneminde olmuştur. Fatih İtalya’yı ve İtalyan kültürünü çok iyi biliyordu. Son seferi de İtalya üzerineydi. Gedik Ahmet Paşa'ya da Puglia eyaletini üs tutturmuştur. 1479 yazında Venedikliler’den iyi bir ressam göndermelerini istemiştir. 1479 sonbaharında Gentile Bellini İstanbul’a gelmiştir. Şu an Londra National Portrait Gallery’deki bildiğimiz o Fatih tablosunu yapmıştır. Fatih’in oğlu II. Bayezid, Bellini’nin yaptığı meşhur tabloyu ve diğer tabloları Saray’dan atmıştır. Bellini’nin Saray’ın bazı duvarlarına yaptığı freskleri de sıvayla kapattırmıştır. 3 Mayıs 1481 günü vefat etmiştir ve Fatih Camii’nin yanındaki Fatih Türbesi’ne defnedilmiştir. Fatih’in ölümünde üzerindeki kaftanın yakası yırtıktır. Doktorlar nefes alsın diye yapmıştır. Halen Topkapı Sarayı’ndadır. Ölümü bir zehirlenme girişiminden mi, yoksa çokça deniz mahsulü (ıstakoz, havyar) yediği için gut hastalığından dolayı mı oldu net değildir.