İstanbul tramvay ile 1871 yılında tanıştı. O yıllarda tramvayları atlar çekiyordu. “Burası Dingo’nun Ahırı mı?” sözündeki Dingo’nun Ahırı… Atlı tramvaylar zamanında Şişhane Yokuşu'nu çıkarken yorulan takviye atları Taksim civarında dinlendirirlermiş. Dingo isimli bir Rum vatandaşımızın işlettiği bu ahıra giren çıkan o kadar çokmuş ki bu laf da dilimize oradan yerleşmiş; Dingo'nun Ahırı mı burası!. Tramvayları çeken 430 at Balkan Savaşı sebebiyle 1912'de askere alınır.İstanbul 1,5 yıl tramvaysız kalır. 1920 yılına ait İstanbul tramvay hattı haritası 1950'li yıllarda 1,2 milyon nüfuslu İstanbul’da tramvay hattı uzunluğu 130 km’yi bulur. Beylikdüzü - 1982 Beylikdüzü (1982) Kadıköy’ün semtlerinden biri olan Yeldeğirmeni, boşuna bu ismi taşımıyor. Semt, ismini 1700’lerin ikinci yarısında patlak veren un ihtiyacının giderilmesi adına yaptırılan dört büyük yel değirmeninden alıyor. Ancak bugün bu devasa değirmenlerden hiçbiri modernleşmeye karşı ayakta durmayı başaramamış. Değirmenlerin etrafındaki ıssız toprakların üstünde ise çeşitli duvar resimleri ile süslenmiş apartmanlar bulunuyor. Modern İstanbul’un ilk merkezlerinden Levent’te ilk yerleşimler, II. Abdülhamit zamanına denk geliyor. Bugün birçok iş merkezinin, kocaman binanın ve alışveriş merkezinin bulunduğu Levent ilk olarak Cezayirli Hasan Paşa’nın çiftliğiymiş. Ancak ardından genellikle denizcilerin yoğun olarak bu bölgeye taşınması, buranın Levent çiftliği ismini almasına sebep olmuş. Modern anlamda ilk yapılanma ise, 1950’lerde o zamanın bir nevi TOKİ’si olan Emlak Bankası’nın toplu konut inşaatı ile gerçekleşmiş. Yine diğer Leventlerin kuruluşu da site mantığına (1. Levent, 2.levent vb.) dayanıyor. Geç Osmanlı tarihlerine kadar ıssız, kervan geçmez bir yer olan Şişli; özellikle Abdülmecid zamanında Beyoğlu’nun gelişmesi ile keşfedilmeye başlanmış. Bu zamana kadar bu bölgede kışları kurtların dolaştığı bile söylenir. Rivayete göre semt ismini, şiş yapımı ile uğraşan ünlü Şişçiler Ailesi’nin konağının burada bulunmasından almıştır. Şişli, batılılaşma süresince gelişen Beyoğlu’nun bir uzantısı olarak Osmanbey, Nişantaşı ve Mecidiyeköy ile birlikte gelişme göstermiştir. Bugün Beşiktaş’ın merkezi haline gelen ve Nişantaşı, Fulya ve Beşiktaş çarşısını bağlayan bölge olan Ihlamur; fotoğraftan da görülebileceği gibi Ihlamur Kasrı ve birkaç yazlık köşkten ibaret yemyeşil bir alan konumundaydı. Fotoğraftaki bomboş tepede bugün Nişantaşı’nın lüks apartmanları ve iş merkezleri bulunuyor. Adını Bizans’ın Scutari birliği askerlerinin genelde burada yaşamasından alan ve Scutarion’dan devşirildiği iddia edilen Üsküdar da, İstanbul’un yaşadığı muazzam değişiklikten zamanla nasibini alan yerlerden. Eskiden buralar sırasıyla; Cemil Filmer, Vaniköy, Vahideddin, Cemil Mola, Münir Bey, Fethi Paşa, Demirağ, Hüseyin Avni Paşa, Abdülmecid Efendi, Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi, Büyük Çamlıca, Küçük Çamlıca ve Adile Sultan Validebağı gibi say say bitmeyen korularla çevriliydi. Bizans döneminde yaşamış Kartelli adında bir balıkçıdan adını alan bu semt/ilçe, Bizans yönetimindeyken olduğu gibi Osmanlı zamanında da balıkçılık ve tarım yapılan bir köy konumundaydı. Hatta bir dönem Adaların idaresi altındaydı. Bir zamanlar iki büyük devletin (Selçuklu ve Bizans) sınır köyü durumunda olan Kartal, Cumhuriyet döneminde sanayi bölgesi ilan edilerek hızla büyüme gösterdi ve bugünkü konumuna ulaştı. Bebek Çebi’den alan semt, İstanbul’un Fethi’nden bu yana köşkleri ve sandalları ile her daim İstanbul’un keyif ve lüks noktası olarak kimliğini korumayı başarmış. Bugünkü adı ile Kurtuluş’ta eskiden çok sayıda ahırın bulunması sebebi ile buraya Tatavla (Rumca “at ahırları”) ismi verildi. Semt bu adı Cumhuriyet sonrası taşımaya devam etmiş. Ancak Büyük Tatavla Yangını’ndan sonra semtin büyük bir bölümü kül oldu. Daha sonra ise ismi Kurtuluş olarak değiştirildi. Levent’te olduğu gibi Tatavla’yı da Tatavla yapan yine denizcilerdi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemi yapımı için Sakız’dan getirttiği 10 bini aşkın Rum bu bölgeye yerleştirildi. Daha sonraları bölgeye Ermeni, Yahudi ve İngilizlerin de taşınması ile semt oldukça kozmopolit bir hal almaya başladı. Ancak tarihteki trajik “6-7 Eylül Olayları” sonrasında, Kurtuluş’ta kimlik erozyonu yaşandı ve semt eski zengin kozmopolit yapısını kaybetti. İsmini Büyükdere’deki bentlerden getirilen suyun dağıtım ve denetiminin yapıldığı yer olmasından dolayı alan Maslak’ın, “eskiden buralar dutluktu” tabirine en çok yakışan semt olduğunu söyleyebiliriz. Zira burası saydığımız diğer semtlerden farklı olarak çok daha ıssızdı ve gelişmeye çok daha geç bir dönemde başladı. Ancak buna rağmen çok hızlı bir şekilde gelişen semt bugün İstanbul’un Manhattan’ı olarak görülüyor. Adını, Barbaros Hayrettin Paşa’nın gemilerini bağlaması için yaptırdığı beş büyük taş sütundan aldığı rivayet edilen Beşiktaş’ın fotoğraftaki hali; bir megakent semtinden çok bir köyü andırıyor. Bugün meydanın ve otobüs duraklarının bulunduğu bölge, toprak zeminde de olsa bir nevi meydan görevi görüyordu. Boğaziçi kıyılarına yapılan ilk yerleşimlerden biri olan Beşiktaş, özellikle Karadeniz’in Osmanlı egemenliğine girmesi ile gelişmeye başladı. II. Beyazıt zamanında bu bölge kaptan-ı deryalara tahsis edildi ve onlara özel yalılar inşa edildi. Böylece semt; Barbaros Hayrettin Paşa, Sinan Paşa, Kılıç Ali Paşa gibi kaptan-ı deryalara ev sahipliği yaptı. İstanbul’un en önemli merkezlerinden biri olan Taksim Meydanı da muazzam değişiklik yaşamış bölgelerden biri. Taksim, meydan olmadan önce dar sokaklar ve eski sıra evlerden oluşan bir semt konumundaydı. Ancak bu bölgenin tahliye edilip yıkılması ve etrafının açılması ile taksim meydanın temelleri atılmış oldu. Galata – Beyoğlu bölgesine su dağıtılan (taksim edilen) Taksim Maksemi de meydana adını verdi. Batıyı doğuya bağlayan önemli bir yolun başlangıcı olarak sayılan cadde, ticari ve stratejik önemi Bizans zamanından beri anlaşılmış bir yer olarak biliniyor. İsmini IV. Murat’ın Bağdat seferi dönüşü sonrası alan Bağdat Caddesi, bu önemli konumuna rağmen II. Abdülhamit dönemine kadar üzerinde pek bir yerleşke barındırmıyordu. Bugün birçok uluslararası şöhrete sahip markanın mağazalarına, kafelere, barlara ve hatta gece araba yarışlarına ev sahipliği yapan Bağdat Caddesi; 1940’lı yıllara kadar tek tük köşklerin dışında bostanlık ve boş arazilerle çevrili bir yerdi. Çok eskiden bir Rum yerleşkesi olan bu köyün; Fatih Sultan Mehmet’in Arnavutluk’u fethetmesi sonrasında bölgeden getirilen Arnavut cemaatinin buraya yerleştirilmesinden dolayı, “Arnavutköy” ismini aldığı rivayet edilir. Bugün şaşaalı köşk ve yalıların bulunduğu bu bölge; Arnavut göçmenlerin zamanında bakımsız, harap ve yarı metruk bir sahil kasabasından ibaretti. Bakir boğazdan nadir bir görüntü / İstanbul Boğazı Eski İstanbul'u özleyenler Twitter'da 'Bir İstanbul Hayali'nin paylaştığı fotoğraflarla özlemlerini gideriyor. İşte o büyüleyici kareler... Bebek-1920 Sarıyer-Taksim dolmuşu Sirkeci Ankara Caddesi'nin 1960'lı yıllarını #hayallemek ... 12 Numaralı Üsküdar-Kadıköy Tramvayı Haydarpaşa Köprüsü'nde Elmadağ'dan Kurtuluş'a bakış Mai Cari Tabyası (1880'li yıllar?Anadolu Kavağı) Sahil dolgusundan önce Küçükyalı Çamlık. Moda (1960'lı yıllar) istanbul 'a bakış (1930'lu yıllar?) Büyükdere (Yıl?) Kireçburnu (1920'li yıllar) Ahşap Galata Köprüsü'ne Eminönü'nden bakış (1900'lü yılların başı) Dolmabahçe (1900'lü yıllar. Sebah&Joaillier) Eminönü (1950'li yıllar) Rumeli Hisarı (1966) Aya İrini (1950'li yıllar. Topkapı Sarayı) Bahçelievler 'deki PeReJa Kolonya Fabrikası'nın açılış töreni (1967) Arkada Bakırköy İncirli semti görünüyor. Galata Köprüsü (1960) Aksaray (Yıl?) Küçüksu Kasrı ve Mihrişah Valide Sultan Çeşmesi (1900'lü yıllar) Beyazıt Kulesi'nden bakış (1872 öncesi) Ali Paşa Sarayı inşa halinde. Aşiyan (1916) Sultanahmet (1850'li yıllar. James Robertson) Yeşilköy Röne Park. Taksim (1930'lu yıllar) Zeyrek'te oynayan çocuklar (1974 - Ara Güler) 1960'lı yılların İstanbul 'undan kareler 1960'lı yılların İstanbul 'undan kareler Sarıyer (1870'li yıllar) Hız sınırı saatte 12 kilometre(1920'li yıllar Tarabya) Rumeli Kavağı'nda dalyanlar (1910'lu yıllar, Phebus Stüdyosu) Ortaköy (1976 - Ara Güler) Rumeli Hisarı (Yıl?) Arnavutköy (1960'lı yıllar) Elmadağ (1926) Sağ taraf Surp Agop Mezarlığı - Sol Taraf Dolapdere'ye inen Yedi Kuyular Caddesi. Maslak Yolu - (1932) Bebek (Yıl?) Şişli Camii yapılmadan önce Şişli (1942) Henüz küçük bir kıyı kasabası olan Maltepe 'den adalara bakış (1920'li yıllar) Gökyüzünden Elmadağ 23 Nisan kutlamaları için Şeref Stadı'na giden öğrenciler (1970-71 - Çırağan) Haydarpaşa garı inşa ediliyor (1906 ile 1908 arası) Eminönü'nden Galata'ya bakış (1912 sonrası. Sebah&Joaillier) Edirnekapı (1930'lu yıllar) Kağıthane (Yıl? - Abdullah Biraderler) Bakırköy (1920'li yıllar) Barbaros Bulvarı için yol genişletiliyor (1957)