Sahnede olmak keyifli olabilir ama her zaman için değil... Sahne öncesinde aldıkları kötü bir haber veya yaşadıkları kötü bir olay ne olursa olsun onları etkilemiyor; işlerini hakkıyla yapmaya devam ediyorlar. BEHZAT UYGUR “Bir defasında uçağı kaçırmıştım. Genelde huyumdur zaten... Rize’de oyunumuz vardı. Kavacık’ta kar bastırdı. Uçağı kaçırdık haliyle. Akşam uçağıyla gittik.... ...Rize’ye gittiğimizde direkt sahneye, üzerimizdeki kıyafetlerle girdik ve oynamaya başladık. Salon tıklım tıklımdı. Birkaç tane daha var böyle yaşadığım olay...” DİDEM EROL “Bulgaristan’da ‘Fake Identity’ çekimleri vardı ve ona yetişmeye çalışıyordum. İstanbul’dayım, Bulgaristan’a gideceğim ama uçağı kaçırmıştım. Sonrasında da hiç unutmuyorum havaalanının ortasına oturup ağlamaya başladım... ...Bulgaristan’la Türkiye arası bir saat uçakla ama ben ertesi gün tam yedi saatte gittim. İstanbul’dan Avustur’ya, oradan da Bulgaristan’a geçtim. Uçağı kaçırmak, İstanbul’da trafikte kalmak gibi değil elbette. Bütün bilet paralarını da kendi cebimden ödedim tabii ki.” EYŞAN ÖZHİM “Kısık Ateşte 15 Dakika’yı çekerken boyun fıtığım olduğu ortaya çıkmıştı. İnanılmaz ağrılarım olmuştu. Fakat ben doktora gidemiyordum... ...Çekimleri tamamladıktan bir hafta sonra ameliyata girdim. Şimdi bir sorunumun yok fakat o zaman çok kötü bir süreçti benim için.” GÖNÜL ÜLKÜ Usta tiyatrocu Gönül Ülkü, eşi Gazanfer Özcan’ın ölümü ardından, onun rol aldığı ‘Avrupa Yakası’nda oynamıştı... Diziye Makbule’nin annesi Hamiyet karakteriyle giren Özcan, eşinin vefatından sonra dizinin çekimlerinde de zaman zaman duygusal anlar yaşamıştı. SEDEF AVCI “Yaprak Dökümü dizisinde Kıvanç’ın cenazesi başında ağlamak hayatımın en zor şeyiydi. Fahriye de o kadar güzel oynuyordu ki sinirim bozulmuştu. ‘Ezel’de oynadığım için ‘Yaprak Dökümü’nden sahne gelmez diye düşünmüştüm... ...Bir anda yazdılar ve ben dedim ki ‘Nasıl olacak bu?’ Tamam, rol falan ama öyle bir ortam oluyor ki ve herkes zaten o kadar güzel oynuyor ki, ister istemez etkileniyorsunuz. Oradaki boş bir tabut ama sonuçta üzerinde Kıvanç’ın resmi var. İnsanın etkilenmemesi mümkün değil. Ve çekimlerin ardından Kıvanç’ı sete çağırdım; ‘Gelir misin lütfen, ben iyi değilim’ diye... Hayatımın en zor rolüydü.” SEMA ÖZTÜRK “TRT 1’de ‘Ayrılsak da Beraberiz’de oynuyordum. Sete yetişmeye çalışırken Haliç Köprüsü’nde kaza yaptım. Emniyet kemerim takılı değildi. Kafamı ön cama çarptım; cam patladı, zincirleme bir kazaydı. Çok korkmuştum. Elim ayağım boşaldı desem yeridir. Bir ay araba kullanamadım. Ama sete yetişmek zorundaydım!... ...Çünkü bir günde diziyi çekip ertesi gün yayına yetiştirmemiz gerekiyordu. Birol Güven’in yapımcılığında olan günlük bir diziydi. İtiraf edeyim; o gün ne oynadım, nasıl oynadım, hâlâ hatırlamıyorum. Ruh gibiydim. Yaşadığım olaydan beri emniyet kemerimi takıyorum.” SEYFİ DURSUNOĞLU “Çıkmadan evvel değil fakat annemin ve babamın ölüm haberini sahneden indikten sonra almıştım.” SİBEL CAN Başarılı şarkıcının en kötü olayı ise annesinin ölümüydü şüphesiz. Sibel Can, “Mevlidini okutmadan hiçbir şey yapmam mümkün değil. Milyon da verseler, bu dönem içinde iş yapmayacağım. Maddi kayıp hiç önemli değil” açıklamasında bulunmuştu. TAN SAĞTÜRK “Yıllardan beri uğur olsun diye sahneye tek patikle çıkarım. Çift patik bulundurmak gerektiğini biliyorum ama tek patik kullanırım küçüklüğümden beri. Bir gösteri öncesi patiklerimi sahne girişine koydum ve makyaj için kulise gittim... ...Döndüğümde patiklerimi koyduğum yerde bulamamıştım ve büyük bir patikle sahneye çıkmıştım.”