Değerli Müminler!
Bizler, Rabbimizin ''Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.”3 diye övdüğü ve güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderdiği4 bir peygamberin ümmetiyiz. Öyleyse ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) gibi bizler de imanımızı hayatımızın her alanına yansıtmaya, onun yüce ahlakını kuşanmaya gayret edelim. İmanın aile hayatına yansıması iffettir, nezakettir, sevgidir, merhamettir; birbirini üzmekten ve kırmaktan kaçınmaktır. İmanın ticaret hayatına yansıması doğruluktur, dürüstlüktür; hak etmediğine- el uzatmamak, hak edenin karşılığını eksiksiz vermektir. İmanın sosyal hayata yansıması saygıdır, güvendir. İmanın eğitim hayatına yansıması bildiğiyle amel etmek, bilgi ve tecrübesini insanlığın faydası için kullanmaktır. Hayırlı nesiller yetiştirmek için mücadele etmektir. Hâsılı imanın hayatımıza yansıması Allah’ın emirlerine titizlikle riayet etmek ve onun yarattığı mahlûkata şefkat nazarıyla bakmaktır.
Aziz Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz iman ve salih amelle huzuruna varacak olan müminleri şöyle müjdelemektedir: '' Kim de O’na salih ameller işlemiş bir mümin olarak gelirse, işte onlar için yüksek dereceler vardır.”5 Öyleyse, zamanın Ramazan’a aktığı bu ayları güzel başlangıçlara vesile kılalım. İmanımızla uyuşmayan eylemlerimizi terk edelim. Bu dünyadan göç etmeden önce kendimizi hesaba çekelim. İmanımızı sâlih amel ve güzel ahlakla taçlandıralım. Unutmayalım ki kabre konulduğumuzda herkes ve her şey dönüp gidecek, yalnızca imanımız ve yaptığımız amellerle baş başa kalacağız.6 Hutbemi, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Senden güzel ahlakla bezenmiş sağlam bir iman ve ebedi kurtuluşa ulaştıracak ameller bahşetmeni istiyorum.”7