İLİM VE EĞİTİM, AHLAKLA YÜCELİR
Aziz Müminler!
Okuduğum ayet-i kerimede Hz. İbrâhim ve Hz. İsmâil Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyazda bulunmuştur: “Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her türlü kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim ilim için yola çıkarsa Allah ona cennete giden yolu kolaylaştırır. Melekler, ilim tahsil edenler üzerine kanatlarını gerer...”
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam, kadın erkek her Müslümana ilim tahsil etmeyi asli bir vazife olarak yüklemiştir. Cenâb-ı Hak, Arapça "Yaratan Rabbinin adıyla oku!” buyurmuş, Allah adına ve O’nun rızası doğrultusunda okuyup öğrenmeyi bizlere emretmiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), ilim yolunda olanları övmüş, fayda vermeyen ilimden Allah’a sığınmıştır. Zira insan; kendini, Rabbini ve çevresini ilimle tanır. Yaratılış gayesini bilgiyle öğrenir. Ahlak ve fazileti, iyilik ve takvayı eğitimle kuşanır. Hakkı batıldan, hayrı şerden, doğruyu yanlıştan hikmetle ayırır.
Kıymetli Müminler!
Rabbimizin güzel isimlerinden biri de “el Alîm”dir. O, ilmin bizatihi kaynağıdır; verdiği akıl, indirdiği kitaplar ve gönderdiği peygamberler ile insanlara bilmediklerini öğretendir. Dolayısıyla ilim; vahiyle yoğrulur, nebevi ahlakla süslenir, insanlığın hayrına kullanılırsa gerçek anlamına kavuşur. Kişiyi dünyada huzur ve mutluluğa, ahirette ebedi nimetlere ulaştırır. Hakikati öğrenen ve öğreten konumunda olan mümin ise; Kur’an ile aklı, sünnet ile hayatı, İslam ile insanlığı buluşturabildiği ölçüde sorumluluğunu yerine getirmiş olur.