Kıymetli Müslümanlar!
Hademe-i hayrat olarak camilerimizde görev yapan hocalarımız ise yüce dinimiz İslam’ın hakikatlerini bizlere öğreten nebiler yolunun varisleridir. Kur’an’ın eşsiz ilkelerini ve Allah Resûlü (s.a.s)’in güzel ahlakını aktaran hatiplerimizdir. Mümin gönüllere Kur’an’ı nakşeden, خَيْرُكُمْ مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” nebevi iltifatına mazhar olan din görevlilerimizdir.
Değerli Müminler!
Yüce Rabbimiz bir ayette şöyle buyurmaktadır: وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ اُمَّةٌ يَدْعُونَ اِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِۜ “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun.” Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizler, bu ayet-i kerimeyi kendimize şiar edindik. Öncelikli gayemiz, cami merkezli bir hayatla, tüm insanlığın ihyasıdır. Hocalarımız, minarelerden semalara yükselen “حَىَّ عَلَى الصَّلاَةِ, Haydi namaza!”; “حَىَّ عَلَى الْفَلاَحِ Haydi kurtuluşa!” nidasıyla tüm insanları kurtuluşa davet etmektedir. İstiklal marşımızdaki “Bu ezanlar ki şehâdetleri dinin temeli; ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli” mısraları da bu amaçla ve bu ruhla dile getirilmiştir.