Alize Gördüm: Yılbaşı eğlencesi için annemin setine gittim. Sette “Şehzade Mustafa'nın kızını oynayacak birini arıyoruz hâlâ bir aktris bulamadık” diye konuşuluyordu. O anda filmlerdeki gibi bir şey oldu. Aniden tüm kafalar bana döndü. “Alize sen yapar mısın?“ dediler. Ve rolü iki saniye içinde almış oldum... RÖPORTAJ: MELİS GÜVENÇ FOTOĞRAFLAR: ERHAN ABİNİKMAN MİLLİYET MAGAZİN SERVİSİ Alize G. : Şu iki senede öğrendiğim bir şey var ki, insanların söylediklerini dinlemelisin ama çokta ciddiye almamalısın. Bende Diziye torpille girdi ve benzeri pek çok şey duyuyorum ama bunları dikkate almıyorum. Muhteşem Yüzyılda rol almak aklınızdan geçiyor muydu? Alize G. : İşlere çok objektif bakıyorum. Sanki Bana rol yazın der gibi, şunda oynasam bunda oynasam dediğimde kendimi kötü hissediyorum. Ama bu dizi için Oynamak aklımdan geçmedi desem yalan olur. Mehmet Günsür'ü çok seviyorum. Onun kızını oynadığım için çok mutluyum. Hem böyle bir projede hem de annem ve onunla oynamak benim için çok büyük bir şans oldu... Alize G. : Şehzade Mustafanın öldürüldüğü sahneyi hep aklımda kurdum. Sahneyi çekmeye başlamadan önce hep babamı düşündüm. Sahnelere annemin yaptığı gibi meditasyon gibi bir teknikle hazırlanırım. Ama o sahne hem çekim sırasında hem de yayınlandığı zaman izlediğimde beni çok etkiledi, çok ağlattı. Peki bu sahnelerin çekimi tamamlandıktan sonra babanız Altan Gördüm'ü aradınız mı? Alize G. : Tabi ki aradım. Zaten her sahnenin sonunda babamı mutlaka arıyordum. Mehmet Ağabey'in öldürüldüğü sahneden sonra yine babamı aradım Sağlığına dikkat et seni çok seviyorum diye. Hatta gecenin o vaktinde Mehmet Ağabey'e de ulaşsam ona da aynı şeyleri söyleyecektim. Meryem Uzerli'nin diziyi bırakmasından sonra anneniz Vahide Hanım'ın diziye katılması çok tartışıldı ve eleştirildi. Siz bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz? Alize G. : Bizde ilk defa böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Dizi başlamadan önce Timur Savcı bizi Meryem Uzerli'yle Hürremi oynayacak kişi diye tanıştırmıştı. Bence çok yetenekli ve tatlı bir oyuncu. Bu tarz eleştirilerin olması çok normaldi. Ama çamur atmak için hazırda bekleyenler olduğunu da görmüş olduk. Fakat asıl olan şey şuan ne olduğudur. İzleyenler beğenmeyip eleştiriye devam edebilirdi ama etmediler ve şuan beğenerek izlemeye devam ediyorlar... Alize G. : Hem oyunculuk hem de modellik anlamında belli bir kalitede olmak istiyorum. Çünkü ikisi beni çok dengeleyen şeyler. Modelliğin disiplinini oyunculukla götürdüğümde hem spor yapan sağlıklı bir insan oluyorum hem de sanatla ilgilenen bir model oluyorum. Özellikle canlandırmak istediğiniz bir rol var mı? Alize G. : Tiyatroda anti kahraman olmak istiyorum. Kötü karakterleri çok seviyorum. Onların çok daha eğlenceli ve yaratıma açık olduklarını düşünüyorum. Çünkü iyi belli bir algıda iyidir. Oysaki birinin kötü olması için onlarca sebep vardır. Olursa öyle bir şey istiyorum... Alize'nin oyunculuğunu bir tiyatro sanatçısı ve eğitmeni olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Altan Gördüm : Alize oyunculuğa bakışıyla işin mutfağında büyüdü. İşin matematiğini doğal yollarla çözebilmiş ki bizim kendi okulumuz olan 35buçuk Akademi'de aldığı beş aylık eğitim yetti. İlk başta Alize'ye karşı oyunculuk konusunda mesafeli duruyordum. Bu konuda Alize'yi desteklemeyi bırakın, ona ciddi uyarılarda bulunup yapmamamasını bile önerdim. Ama olacağın önüne geçilmiyor. Bu konuda mümkün olduğunca objektif olmaya çalışıyorum. Alize son derece yetenekli. Bizim eskilerine deyimine göre onda oyunculuk tüyü var. Ama böyle bir ülkede hakettiği yerlere gelir mi, umarım gelir. Alize’nin oyunculuğa olan yeteneğini ilk ne zaman fark ettiniz? Altan G. : Alize küçükken bizim yaptığımız işe mesafeli gibiydi. Çünkü bu meslek onu anne babasından ayrı bırakıyordu. O yüzden ona itici geliyordu. Yaşadığımız bazı talihsiz olaylardan dolayı Vahide, Adana’da görev yapıyordu ya da İzmir’deyken ben turnelere gidiyordum. Sağolsun o zamanın devlet tiyatroları yönetimi bizi birbirimizden uzaklaştırmak için elinden geleni yaptı. O bakımdan tepkiliydi. Ama ben karşılıklı oturup konuştuğumda birinin oyunculuk yeteneği var mı yok mu anlayabilirim. Alize'nin de damarlarında dolaşan bir yetenekti bu. Okulda arkadaşlarını, öğretmenlerini gözlemleyip, anlatabilir halde olması yeteneğinin çok önemli bir kanıtıydı. Böyle duyarlı ve ne yaptığını bilen bir çocuk herkese nasip olsun... Alize G. : Annen ve baban ünlü ve popülerse istersen Oscar almış ol, Aaa onun kızı mısın sen? diyorlar. Ama ben bu durumu avantaja çevirebileceğimi fark ettim. Yapmak istediğin mesleğin iki usta ismi benim annem ve babam. Onların kızı olarak anılmak benim için büyük bir onur. Bir de bu konuda insanların düşüncelerinden çok ne yapmam gerektiğime odaklandığımda ne kadar başarılı olduğumu fark ettim. Bunu iyi bir şekilde kullanmaya çalışıyorum. Peki mesleki anlamda Alize’den beklentileriniz neler? Altan G. : 35buçuk Akademi bir okul ve yapım şirketi. Aynı zamanda tiyatromuz var. En büyük amacımız küçük de olsa bir tiyatro binamızın olması ve ileride Alize’ye devretmek. Bazen konuşmaya bile gerek olmayan şeyler vardır ya buda onlardan biri. Beni en mutlu eden şey Alize’yi de öğrencim olarak görüyorum, öğrencilerimizin bizden öğrendikleriyle güzel işler yapabilmesi. İleride dizi projelerimiz olacak, ekranlarda sevilebilecek bir dizi yapmak istiyorum. Biz bir tohum attık yeşerdi, fidan, ağaç oldular. Ormana dönüşsün istiyorum... Altan G. : Vahide zannediyorum dizilerden biraz uzak kalmak istiyor ama onun üzerinde çalıştığı ortak yapacağımız birkaç projemiz var. Projelerden biri kabul edilirse Alize'ye çok yakışacak bir rol var. Aynı yolun yolcusu olduğumuz sürece aynı projede de yer alabiliriz... Altan G. : Özel hayatına karışan bir baba değilim. Alize'ye o kadar güveniyorum ki onu herhangi bir konu hakkında uyarmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Anne baba olarak Alize'ye yeterli bilinci verdiğimize inanıyorum. Hata yapabilir ama oda bir derstir. Bu konuda asla müdahale etmem sadece görüş bildiririm. Sektörün genişlemesiyle oyuncu olmak isteyenlerin sayısı arttı. Oyuncu olmak için neler yapmak gerek? Altan G. : En önemlisi bir oyuncunun ilkeleri olmalı. Çocuk oyuncu olmak istiyor ama ülkede ne olup bittiğinden haberi yok, şiir okutup şairinin kim olduğunu sorduğunda bildiğimiz iki isimin dışına çıkamıyor. Nadiren gazete okuyor sonrada gelip oyuncu olup, sanatla uğraşacağım dediğinde işler pek iyi gitmiyor. Dizi oyuncusu olacaksan ikinci bir eğitim almak şart. Ben Türk Tiyatro Oyuncuları Derneği başkanıyım. Konservatuara karşı değilim ama bunları bilerek başlamaları gerekiyor... Anne ve babanızla aranızdaki ilişkiyi nasıl tanımlarsınız? Alize G. : Babam hayatımın erkeği. Ona olan sevgime ya da hayranlığıma biraz olsun yaklaşan bir erkek benim için Tanrı sayılır. Ona hep Senin yüzünden kimseyi beğenmiyorum diyorum. Onunla her şeyi konuşabiliyorum o da benimle her şeyi konuşabiliyor. Babamla aramızda başka bir aşk var, tam aşık olunacak bir adam. Anneme de ayrı aşığımdır. Onunla arkadaş gibiyiz ama bir yandan da aramızda bir usta-çırak ilişkisi var... Alize G. : Bu annemle babamın kişisel kararı. Ama benim için hiç bir şey değişmiş değil. Bu durumu kendi aramızda konuştuk karar verdik. Bunun için sancılı bir süreç ya da trajedi diyemem. Çünkü biz ölümü teğet geçmiş bir aileyiz. Babamın hastalığı çok hafif geçti ama annemin hastalığında ölümü, yaşamı, var olmayı ve mutluluğu hep beraber sorguladık. Bu hastalıklar sürecinde üçümüzde çok büyüdük. Biz boşanmış ve her biri bir tarafa dağılmış bir aile değiliz. Hala beraberiz... Altan G. : Birçok insanın başaramadığı şekilde evlilik ilişkimiz bitti. Ama arkadaşlık ilişkimiz ve mesleki anlamdaki yol arkadaşlığımız hiç yara almadan devam ediyor.