II. Dünya Savaşı'nda ABD tarafından Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları'nın ardından yaşananlar... Onlarca kilometrelik alanda, gözlerini kapatacak zaman bile bırakmayarak tam körlük yaratabilecek bir parlama! Adına 'başlangıç parlaması' denen bu olay, patlamış olan gaz kütlesinin çapının büyüyerek etrafa yaydığı ışınlardan kaynaklanıyor. Bunun devamında ise elektrik taşıma kuleleri, iki parçadan oluşan köprüler, cam-çelik yapılı gökdelenlerin pudraya benzer toz bulutu eşliğinde hasar görmesi geliyor. Patlayan kütle neredeyse Güneş'inki kadar sıcak yüzeye sahip ateş topu oluşturur. Ateş topunun ısısı 4-5 km çapındaki alanda ne varsa yakabilir, parlaklığı ise görme duyusunda düzelemeyecek zararlar oluşturabilir. Patlamadan 6 saniye sonra Ateş topunun etrafında oluşmuş, hızla yer değiştirebilen şok dalgası yeryüzüne çarpar ve ilk mekanik zararlar oluşur. Şok dalgası, patlama merkezinden uzaklaştıkça şiddeti azalan bir hava basıncı yaratır. Patlama merkezinden 1.5 km uzakta bile hava basıncı normal atmosfer basıncının 2 katı olup bir insanın sağ kalma ihtimalini %1'e düşürüyor. İnsan vücuduna kolaylıkla nüfus edip hücrelere zarar veren radyasyon, uzayda saniyede 200.000 km hızla hareket eden gama ışınları, elektronlar, nötronlar ve birkaç atom-altı parçacıktan meydana geliyor. Vereceği hasar, ölümcül bir kanserin ortaya çıkışı ve üreme hücrelerinde nüfuz olursa gelecek kuşaklarda meydana gelen genetik bozukluklarla ölçülebilir. Merkezi patlama noktasının içindeki yoğun radyasyonda ölüme sebep olan etkilerinden kurtulanlar kanlarındaki neredeyse bütün akyuvarları kaybeder. Derilerde yaralar belirmesiyle birkaç günden birkaç haftaya varan sürelerde kanama nedeniyle ölümler meydana gelir. Patlama noktasının merkezinden uzakta olanlar için de farklı etkiler mevcut. 13, 16 ve 22 km uzakta olanlarda zararlı ışınlar yüzünden sırasıyla üçüncü, ikinci ve birinci derece yanıklar oluşur. Kanamalar ve sindirim bozuklukları gibi hafif belirtiler çıksa da asıl sorunlar daha sonra gelecektir. Saç dökülmesi, deri yanıkları, kansızlık, çocuk düşürme, kısırlık ve sakat çocuk doğurma. Bu vakalarda da on günden üç aya varan süre içinde ölümler gerçekleşebilir. Hatta yıllar geçtikten sonra bile görme bozuklukları (göze perde inmesi), kan kanseri (lösemi) ve ışınım kanseri meydana gelme ihtimali vardır. 1 Ağustos 1945 gecesi 173 Amerikan B-29 uçağının attığı bomba sonucu yanan Toyama'dan bir görüntü. Şehrin %95.6'sı yok edildi. Bomba atıdıktan bir gün sonra, 7 Ağustos 1945'te Hiroşima hala dumanlar içindeydi. Bombanın atıldığı anda yaklaşık 80.000 kişi daha sonrasında yaralanmalar ve radyasyon sebebiyle 1950 yılına kadar yaklaşık 60.000 kişi daha hayatını kaybetti. Hiroşima'ya atılan bombadan sadece günler sonra Fat Man kod adlı ikinci bomba hazırlanıyor. Japonya saldırının ardından teslim olmayı reddetmesi üzerine Amerikan devlet başkanı Truman şu an bizim koşullarımızı kabul etmezlerse, daha önce dünyada hiç görülmemiş bir yıkım yağmuruna hazırlıklı olsunlar açıklamasında bulundu. Fat Man 500 metre yükseklikten saat 11:02 sularında Nagasaki'ye atıldı. Saldırının gerçekleştiği anda 39000 kişi yaşamını yitirdi, 25000 kişi yaralandı. Fotoğraftaki kişi doktor ve X-ray uzmanı Dr. Nagai. Fotoğraf çekildikten sadece birkaç gün sonra radyasyondan dolayı o da yaşamını yitirdi. Nükleer patlamanın ardından Hiroşima yakınlarındaki bu köprünün üstünde kalıcı gölgeler oluştu. Nagasaki'nin yanıp küle dönmüş yıkıntılarının arasında yürüyen insanlar. Patlamanın 3900 derece sıcaklığa ulaştığı tahmin ediliyor. Japon işçiler bombalanmış bir binayı temizliyorlar. Bu, atom bombasının neden olduğu yıkımın yalnızca küçük bir kısmı. Kangyo Ginku’dan hastaneye dönüştürülen bir banka binasında yatan atom bombası mağdurlarından biri. Patlamanın kurbanları çok kötü koşullarda tedavi edilmeye çalışılıyordu. Kangyo Ginko banka binası yaralılar için hastaneye dönüştürülmüştü. Çoğu kurban radyasyon yanığı ve şok yüzünden buradaydı. Kangyo Ginku banka binasına sığınan ve atom bombasından etkilenen kurbanlar yaralarını kendileri sarıyorlar. Kangyo Ginku binasısının içinde daha sonra bir bomba daha gelip gelmeyeceğinden habersiz dehşetle bekleyen Japonlar. Müttefik güçleri tarafından bırakılan ve bölgenin en iyi yerlerinden biri olan Shinagawa Hastanesi, kirli ve dağınık bir halde bulundu. Japon sağlık görevlileri burada kendilerine ayrılan yerde görülüyor. Bir anne ve çocuğu, kurbanların aileleri için yardım toplanan Shinto tapınağında görülüyor. 1942 yılında Japon güçlerine esir düşen deniz onbaşı Leopold Kulikowski bir askeri hastanede görülüyor. Yaşlı bir kadın, hastaneye dönüştürülen Kangyo Ginku banka binasında yatıyor. Kadının etrafı sineklerle çevrili. Radyasyon yanığı ve şoktan muzdarip atom bombası kurbanları, hastaneye dönüştürülen Kangyo Ginko bankasının binasında kötü koşullarda tedavi edilmeye çalışıyordu. Ordu terhis edildikten sonra Japon askerler trenlerle Tokyo’ya dönüyor. Siviller ve terhis olan askerler trenlerle Tokyo’ya gitmeye çalışıyor, trenler kalabalık, yer bulmak çok zor. Sivillerin ve terhis olan askerlerin yer aldığı bir Tokyo treni vagonunun içi.