Konya'nın Seydişehir İlçesi'nde etkili olan sis, Küpe Dağı çevresinde güzel görüntüler oluşturdu. Fahri Kubilay - Anadolu Ajansı İl merkezine 10 kilometre mesafedeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baba ocağı Güneysu ilçesi, son yıllarda yapılan alt yapı yatırımları ile turizm destinasyonu haline geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Mahallesi'ndeki yöresel mimarideki evinin de aralarında yer aldığı Kıble Dağı Dua Tepesi, Arap Düzü Tabiat Parkı ve Handüzü Yaylası Tabiat Parkı yerli-yabancı turistler tarafından yoğun ziyaret almaya başladı. Günübirlik mesire alanlarının yanı sıra Handüzü Yaylası'nda yapımı tamamlanan konaklama tesisleri de ziyaretçilere ilçede uzun süre kalma imkanı sağlayacak. Özelikle Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden gelen yabancı turistler Kıble Dağı Dua Tepesi'ndeki Hacı Yusuf Yılmaz Camisi'ni ziyaret ederek ibadet ediyor. Halk Eğitim Merkezi'ndeki bakırdan el işleme ürünlerin yapılışını inceleyen Arap turistler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın portresi ile fotoğraf çektiriyor. Tuşba ilçesinin Yaylıyaka Mahallesi açıklarında Van Gölü'nün kuzeydoğu bölgesinde yer alan Adır Adası, ilkbaharda yavrulama döneminde milyonlarca martıya ev sahipliği yapıyor. Özellikle martıların yumurtlama dönemiyle birlikte ziyaretçilerinin gözdesi haline gelen ada, belgesellere konu olacak eşsiz bir güzellik sunuyor. Ziyaretçiler Yaylıyaka Mahallesi’ndeki iskeleden kiraladıkları balıkçı tekneleri ile adaya geçip, burada martılar eşliğinde doyumsuz manzaranın keyfini çıkarıyor. Martı popülasyonuyla ün kazanan adayla ilgili İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayatı Koruma Merkez Müdürü Yrd. Doç. Dr. Lokman Aslan, martıların yakın zamanda kuluçkaya yatacağını belirtti. Doç. Dr. Aslan, “Adır Adası bir yerleşim yeri olmadığı için martılar için uygun yerlerdendir. Şu an adada martılar üremeye başlamış ve kuluçkaya yatmak üzeredir. Bir ay sonra yeni bireyler ortaya çıkacak. Kuş popülasyonu bu yıl epey artmış. Yaklaşık bir milyon 200 bin martı var ve bu sayı 3 ile çarpılacak” dedi. Beytüşşebap ilçesi Kato Dağı eteklerinde bulunan Ilıcak köyündeki Zümrüt Kaplıcası, bölgede şifa arayan vatandaşların uğrak mekanı haline geldi. Kato’da terör örgütüne büyük darbe vurulmasının ardından ziyaretçisi artan kaplıcaya gelen vatandaşlar, Kato Dağı manzarasında yüzmenin tadını çıkarıyor. Yeşilöz Köyü Muhtarı İsa Aslan ise, vatandaşların akın ettiği kaplıcada çalışma başlatılmasını istedi. Aslan, “200 senedir dedelerimiz, sülalemiz bu kaplıcayı kullanmış. Bölgenin her yerinden gelenler şifa arıyor. Biz haftada 2 defa geliyoruz. Kireçleme, romatizma ve mantara iyi geliyor. Buraların temizlenmesini onarılmasını istiyoruz. Burada lojmanlar yapılsın, turizme açılsın” diye konuştu. GİRESUN'un Dereli ilçesi sınırlarında bulunan ve 3 yıl önce keşfedilerek Kuzalan Tabiat Parkı sınırlarına dahil edilen Mavi Göl, turkuaz rengi ile oluşan eşsiz görüntüsüyle ilgi odağı oluyor. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sodalı suyun dere halinde aktığı tek yer özelliğine sahip olan ve 3 yılda yaklaşık 300 bin kişinin de ziyaret ettiği göl, bu yıl da turistleri ağırlamaya başladı. Kent merkezine 32 kilometre uzaklıkta bulunan, 20 bin nüfuslu Dereli ilçesinde 3 yıl önce keşfedilen ve Kuzalan Tabiat Parkı sınırlarına dahil edilen Mavi Göl, her yıl binlerce tatilci ve turisti ağırlamaya devam ediyor. 1800 metre devam eden traverten ve şelalesi ile de dikkat çeken tabiat parkı ve Mavi Göl, bölgede turizm sezonunun da başlamasıyla ziyaretçilerini konuk etmeye başladı. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde sodalı suyun dere halinde aktığı tek yer olma özelliğine sahip gölde özellikle belirli aylarda turkuaz rengine bürünen su, bölgeye gelen ziyaretçilerin büyük beğenisini kazanıyor. Halk arasında 'Sodalı Göl' diye de adlandırılan Mavi Göl'ün suyu, kireç taşları ve sodalı suyun etkisiyle turkuaz rengini alıyor. 3 gölden oluşan bölgeyi son 3 yılda yerli-yabancı yaklaşık 300 bin turist ziyaret etti. İnsanların çok rahat ulaşabileceği yürüyüş yolları ile otopark projesi çalışmalarının başlatıldığı bölgeye ilgi gösteren binlerce ziyaretçi, eşsiz doğa güzelliği ve manzaranın keyfini çıkardı. Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan dev çukur, fotoğraf ve doğa tutkunları başta olmak üzere ziyaretçilerini büyülüyor. Dört mevsim yerli ve yabancı birçok turisti ağırlayan 60 metre derinliğindeki dev çukur, AA ekibince drone ile görüntülendi. AİÇÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kaya:Bu dev çukur, turizm camiasında dünyada Alaska'daki meteor çukurundan sonra en büyük meteor çukuru olarak biliniyor, bunu değerlendirmemiz lazım İlçedeki diğer tarihi ve turistik değerleri görmeye gelen turistler rahatlıkla bu çukuru geziyor. Bu dev çukur ister obruk, ister meteor çukuru olsun turizm açısından çok cazip bir alanda bulunuyor. Samsun'da İsviçre'deki Landwasser Irmağı'nın kenarında kurulu Davos kasabasına benzetilen Ayvacık İlçesi, doğal güzelliğiyle görenleri hayran bırakıyor. Samsun'a yaklaşık 60 kilometre mesafede bulunan ve ortasından Yeşilırmak-Suat Uğurlu ve Hasan Uğurlu baraj göllerinin geçtiği Ayvacık İlçesi, yerleşim bakımından İsviçre'de bulunan Landwasser Irmağı kenarındaki Davos'a benzetiliyor. Samsun'a yaklaşık 60 kilometre mesafede bulunan ve ortasından Yeşilırmak-Suat Uğurlu ve Hasan Uğurlu baraj göllerinin geçtiği Ayvacık İlçesi, yerleşim bakımından İsviçre'de bulunan Landwasser Irmağı kenarındaki Davos'a benzetiliyor. Su sporlarından gençlik kamplarına, doğa yürüyüşlerinden yöresel lezzetlere ev sahipliği yapan ilçe, 'Samsun'un saklı cenneti' olarak adlandırılıyor. Ormanlarla kaplı doğal manzarası, tarihi ve turistik mekanları dolayısıyla turizm potansiyeli yüksek olan Ayvacık İlçesi, Samsun Büyükşehir Belediyesi'nce 3 yılda yapılan 46,5 milyon liralık yatırım ve çalışmalarla da ilgiyi artırdı. Ayvacık’ta çalışmaların devam ettiğini belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi olarak geçtiğimiz 3 sene içerisinde 46.5 milyon liralık yatırım gerçekleştirdik. Geçmişle kıyaslandığında bu gerçekten önemli bir yatırım. Muhteşem doğası ve oksijeni, gelen ziyaretçilerimizi adeta büyülemektedir. Son zamanlarda yabancı turistlerin uğrak noktası olan Ayvacık, yatırımcıların destekleriyle gelişecek, tatil köylerinin ve tesislerin yapılmasıyla zamanla yerli ve yabancı turistlerin cazibe merkezi halini alacak dedi. Bakanlar Kurulu kararıyla 2010 yılında turizm bölgesi ilan edilen ve 22 bin nüfusu olan Ayvacık'ta geçtiğimiz yıllarda Arap yatırımcılar, çeşitli tesisler yapmak için bölgede 40 dönüm arsa satın almıştı. Giresun'un Dereli ilçesinde doğal sodadan oluşan Mavi Göl'ü 2017'nin ilk 10 ayında 300 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Giresun Turizm Altyapı Hizmet Birliği (GİRTAB) verilerine göre 2017'nin ilk 10 ayında 'Mavi Göl'ü 300 bin turist ziyaret etti. Dereli ilçesine bağlı Yavuzkemal Belde Belediye Başkanı Abdullah Önal, 2 yıl önce başlatılan çalışmalar doğrultusunda turizme kazandırılan Mavi Göl, Türkiye'de herkes tarafından bilinen bir yer haline geldi. Dünyanın ve Türkiye'nin birçok yerinden gelen ziyaretçiler büyük bir hayranlıkla burada bu güzel doğa harikasını izliyorlar, dileyenler ise sodalı gölde yüzmenin keyfini çıkartıyor dedi. Ordu'nun Aybastı ilçesindeki Perşembe Yaylası, doğal güzellikleriyle her mevsim ziyaretçilerini büyülüyor. Aybastı ilçesine bağlı bin 500 rakımlı Perşembe Yaylası, 1991 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla turizm merkezi ilan edilmesinin ardından Valilik ve yerel yönetimlerin yürüttüğü tanıtım çalışmaları sonucu bölgede ön plana çıkan yaylalardan biri haline geldi. Özellikle her yıl temmuz ayında düzenlenen Güreş ve Kültür Festivaliyle yoğun ilgi gören yayla, fotoğraf tutkunlarının da uğrak yeri oldu. Doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini kendisine hayran bırakan Perşembe Yaylası, yazın yanı sıra kış aylarında da konuklarını ağırlıyor. Aybastı Belediye Başkanı İzzet Gündoğar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Perşembe Yaylası'nın Tokat iline sınır olduğunu belirterek, yaylanın sahile 65 kilometre uzaklıkta bulunduğunu söyledi. Perşembe Yaylası'nın 4-5 il ile 20 ilçenin ortak kullandığı bir yayla olduğunu dile getiren Gündoğar, yaylada 912 yıldır festivallerin düzenlediği belirtti. Gündoğar, Perşembe Yaylası'nın farklı özellikleri olduğuna dikkati çekerek, En büyük özelliklerinden biri doğa harikası mendereslere sahip olması. Bu mendereslerin bir dünya mirası olarak korunması amacıyla başlatılan çalışmada son aşamaya gelmiştir. Ayrıca bu menderesleri taçlandıran Çiseli ve Uzundere şelalelerine sahibiz. dedi. Yaylaya 6-7 yıl önce yılda 200 bin turist geldiğini ancak yapılan tanıtım faaliyetleriyle yaylaya ilginin hayli arttığını vurgulayan Gündoğar, geçen yıl yaylayı 500 binin üzerine yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiğini, bu yıl sayının en az 600-700 bin civarında olmasını beklediklerini ifade etti. Gündoğar, son yıllarda yapılan otellerle yaylada 250 yatak kapasitesine ulaşıldığını, ayrıca tesislerin 24 saat açık olduğunu kaydetti. Yaylada imar çalışmalarının sürdüğüne işaret eden Gündoğar, şunları aktardı: Son zamanlarda günübirlik olarak 50'nin üzerinde tur otobüsünün yanı sıra kendi araçlarıyla Arap turistler gelmekte. Başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer Körfez ülkelerinden turistler burayı tercih etmektedir. Burada önümüzdeki yıllarda yıllık 700-800 bin ziyaretçi sayısına ulaşılacağını, yıllık 50 bin de konaklama olacağını tahmin ediyoruz. Bu doğrultuda çalışmalarımıza devam ediyoruz. diye konuştu. Gündoğar, Ordu Valiliğince yürütülen Hedef 1 Milyon Turist projesi kapsamında yaylaya yabancı gazetecilerin de sık gelmeye başladığını belirterek, basın mensuplarının ülkelerine döndüklerinde yaptıkları yayınların, bölgeye gelen turist sayısını artırdığını dile getirdi. İşletmeci Mustafa Belen, Almanya'da emekli olduktan sonra memleketine dönerek Perşembe Yaylası'na 60 yatak kapasiteli otel açtığını ifade ederek, Yaylamıza Körfez ülkelerinden misafirler çok yoğun gösteriyor. Otelimizi yeni açmamıza rağmen doluluk oranı çok iyi. Turistlerin ilgisinden oldukça memnunuz. dedi. Restoran işletmecesi Erkan Güleç de yaylaya son yıllarda gelen turistlerden hayli memnun olduklarını kaydederek, Yıllık 2 bin civarında kuzu, 5 ton köfte ve 5 ton tavuk tüketimimiz var. Özellikle belediyemiz sayesinde buralara gelen turistlerin sayısı arttı. Bu durum da yüzümüzü güldürmektedir. Sadece biz değil, diğer restoran işletmecileri de aynı şekilde günlerini yoğun geçiriyor. sözlerine yer verdi. Bursa'nın İznik İlçesi’nde, göl kıyısındaki Müşküle Kayası’nın suya yansıyan görüntüsü sosyal medyada paylaşım rekoru kırıyor. İznik Gölü kıyısında bulunan ve bölgede Sarı Kaya olarak da adlandırılan adaya benzeyen kayanın fotoğrafı sosyal medyada tartışmalara yol açtı. İlk bakışta kaya ve suya yansıyan görüntüsü olarak anlaşılan fotoğraf, takipçilerin yorumlarıyla farklı anlamlar kazanarak hızla sosyal medyada yayıldı. Fotoğraf 90 derece sola çevrildiğinde ortasında büyük bir kurukafa onun içinde de yeleli aslan ve gözlük takmış bir maymun figürleri de ortaya çıkıyor. Uzungöl, Trabzon Aladağlar Milli Parkı sınırları içinde 500 metrekarelik bir alana yayılan Kapuzbaşı Şelaleleri, görenleri hayran bırakıyor. Kayseri'nin Yahyalı ilçesine 76 kilometre mesafedeki doğa harikası şelaleler, yaz kış eksilmeyen suyuyla her mevsim farklı güzellikler sunuyor. 500 metrekarelik bir alan içerisinde bulunan Kapuzbaşı Şelaleleri'ni oluşturan 7 ayrı şelalenin toplam debisi yaz aylarında saniyede 27 bin 500 litreye ulaşıyor. Kayalardan fışkıran sularının 30-76 metre yükseklikten dökülerek oluşturduğu görsel şölen ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Şelalelerin suları Zamantı Irmağı üzerinden Çukurova'ya hayat veren Seyhan Nehri'ne karışıyor. Şehirden uzakta doğayla baş başa kalarak stres atmak isteyenlerin gözde mekanları arasında yer almaya başlayan Kapuzbaşı Şelaleleri ilkbaharla birlikte ziyaretçilerini ağırlamaya başlıyor. Piknik ve mesire alanlarının bulunduğu şelalelerin çevresindeki restoran ve ahşap konaklama tesisleri hizmet veriyor. Uzun bir parkurdan oluşan Aladağlar turlarının tamamlandığı son nokta olan şelaleler, bu turlara katılan yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor. Son yıllarda bazı seyahat acentelerinin Kapadokya bölgesini de kapsayan doğa turlarına dahil ettiği Kapuzbaşı Şelaleleri, bozulmamış doğasıyla fotoğraf tutkunlarını da kendisine çekiyor. Aladağ zirvelerinde bulunan kar ve buzulların erimesiyle beslenen, yaz-kış suları hiç kesilmeyen şelalelerden doğudaki 3 şelale, takım şelale adını alıyor. Debisi yaz aylarında saniyede 27 bin 500 litreye ulaşan ve deniz seviyesinden 700 metre yükseklikte olan Kapuzbaşı takım şelaleleri, çağlayan sularının sesi ve süt beyaz rengi ile doğanın görkemli görüntüsünü ortaya koyuyor. Şelale sularının boşaldığı vadi tabanında, temiz sularda kırmızı fosfor benekli alabalıklar yaşıyor. Şelaleye Kayseri’nin Yahyalı İlçesi'nin yanı sıra, Adana ve Niğde üzerinden de karayoluyla da ulaşılıyor. Rize-Artvin sınırındaki Marsis Dağı, her bölümünde farklı manzaralar oluşturan sisiyle bulutların üzerine çıkmak isteyenleri bekliyor. Doğal ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra ender ekosistemiyle Dünya Doğayı Koruma Vakfınca (WWF) dünyanın korunması öncelikli 100 bölgesinden biri gösterilen Kaçkar Dağları Milli Parkı sınırlarındaki Marsis Dağı, doğa ve fotoğraf tutkunlarından yoğun ilgi görüyor. Artvin ile Rize sınırında bulunan Marsis Dağı'ndaki yaylalara Çağlayan Vadisi boyunca yürüyerek 11 saatte ulaşılabilirken, arazi araçları ile Arhavi ilçesinden yaklaşık 4 saatte gidilebiliyor. Dağın eteklerinde yer alan Sırt, Horhat, Sakura, Yurt, Arpaçayır, Çamlık, Çalikan, Çatak, Meşe yaylalarını ziyaret eden doğaseverler, buradaki ailelerin misafiri oluyor. Doğu Kaçkar Dağları'nın 3 bin 371 metre yükseklikle en yüksek tepesi olan Marsis eteklerinde vadilere çöken, bulutların üzerinde duruluyormuş hissi veren sis, ziyaretçileri adeta büyülüyor. Vadi boyunca yavaş yavaş zirveye doğru ilerleyen sis, her bölümde farklı manzara oluşturuyor. Doğu Karadeniz'de vadilere çöken sis, şehir merkezlerinde yaşayanlar için olumsuz faktörken, Kaçkar Dağları ve vadilerindeki bitkiler için yaşam kaynağı oluyor. Kaçkar Dağları'nda deniz seviyesinden bin 500 metre rakıma kadar karışık orman yapısı, bin 500-2 bin 500 metre rakımda iğne yapraklı ağaçlar yer alıyor. Yörede 2 bin 500 metre rakımın üzerinde ise sadece otlar bulunuyor. Sonbaharın gelmesiyle vargit çiçekleri açarken, ziyaretçiler zirvelerde yabani hayvan yatağı ve izlerine de rastlayabiliyor. Doğa tutkunları, bölgeye günübirlik ziyarette bulunabiliyor ya da kamp kurup geceyi çadırlarında geçirebiliyor. Zirve tırmanışı gerçekleştiren dağcılar ise su ihtiyacını buzuldaki karları eriterek elde ediyor. Yaylalara fotoğraf tutkunlarınca da foto safari düzenleniyor. Gruplar halinde yaylaya gelenler, sis bulutu ve gün batımının fotoğrafını çekerken, bazıları da multikopterle bölgeyi havadan görüntülemeye çalışıyor. Rize Fotoğraf Sanatı Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Ak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Marsis Dağı'nın bölgenin en önemli noktalarından biri olduğunu ve her türlü doğal güzelliği barındırdığını söyledi. Rize ile Artvin sınırında bulunan Marsis Dağı'nın son dönemde sis bulutlarıyla çok gündemde olduğunu vurgulayan Ak, şunları kaydetti: Doğaseverlerin önemli bir uğrak yeri. Son derece zorlu yürüyüş rotaları var. Biz de hedefimize ulaşamadık ama son derece keyifli bir gezi oldu. Dağlardaki amacımız hayatın tadını çıkarmak. Biz de gezilerle bu tadı yakalıyoruz. Buralarda zaman geçirmek bile kafi. Amacımıza bu anlamda ulaşıyoruz. Aynı zamanda çektiğimiz fotoğraflarla bölgemizi tanıtmaya çalışıyoruz. Malatya'nın Darende ilçesindeki Tohma Kanyonu'nda bulunan ve cilt rahatsızlıklarıyla romatizmal hastalıklara iyi geldiği belirtilen Kudret Havuzu ziyaretçi akınına uğruyor. Havuz, dakikada 11 ton suyun kaynadığı kaya membalı yapısıyla özellikle yerli turistlerin gözdesi oldu. Tohma Çayı'ndaki kanyonda ilginç yapısıyla konuklarına sıcak havalarda serinlik sunan Kudret Havuzu, 80, 120 ve 150 santimetre derinliğinde birbirine bağlı 3 havuzuyla hizmet veriyor. Kudret Havuzu Sorumlusu Yücel Tazel, yaptığı açıklamada, doğal bir kanyon içerisinde bulunan Kudret Havuzu'nun suyunun yaz ve kış aylarında değişmeyen sıcaklığa sahip olduğunu söyledi. Doğal mağaradan dakikada 15 litre olarak çıkan suyla havuzun dolduğunu anlatan Tazel, bu sayede devirdaim yaptığı için havuzun sürekli temiz olduğunu ifade etti. Tazel, böylece havuzda herhangi bir kimyasal kullanılarak ilaçlama yapılmadığını söyledi. Yaklaşık 185 metre derinliğe sahip, 6 bin 800 metre eninde, 9 bin 86 metre uzunluğunda tektonik bir çukurun üzerinde ve kapalı bir havzada yer alan Burdur Yeşilova'daki Salda Gölü görenleri büyülüyor. Çevresinde 61 familyaya ait 301 sucul ve karasal bitki türü belirlenen göl, turkuaz rengiyle eşsiz bir güzelliğe sahip. Çevresinde bisiklet turları düzenlenen, kuş gözlemi yapılan, yüzülen ve dalış gerçekleştirilebilen göl, fotoğraf tutkunlarının de dikkatini çekiyor. Göl, beyaz kumsalı ve berrak yapısıyla Maldivler'e benzetiliyor. Bursalı dağcılar bu zamana kadar keşfedilmemiş Harmankaya kanyonunu baştan sona geçmeyi başardı. Uludağ Dağcılık Kulübü üyesi 5 dağcı, Bilecik'in Yenipapazar ilçesinde bulunan ve bu zamana kadar vatandaşların geçmediği kanyonu teknik malzemeleriyle geçerek, doğa harikası kanyonun güzelliklerine şahit oldu. 3 kilometrelik kanyona halatlar yardımı ile inen dağcılar, milyonlarca yılda oluşan Harmankaya kanyonunu yer yer boylarını aşan suların içinde kat etti. İçinde oluşan traverten taşlarıyla görenleri kendine hayran bırakan kanyonu geçen 5 dağcı, Burası doğa harikası bir yer. Burayı sadece teknik malzemesi olan kişiler geçebilir. Zorlu ve bir o kadar harika bir parkur. Yaklaşık 3 kilometrelik kanyonu 7 saatte geçtik. İnanılmaz bir güzelliğe sahip kanyonu geçerken gördüğümüz güzellikler karşısında kendimizi kaybettik diye konuştular. Küçük Venedik: Gölyazı Uluabat Gölü'ndeki su seviyesinin yükselmesiyle gölde kayık kiralayan ziyaretçiler, Gölyazı'da ‘Venedik'i andıran eşsiz doğanın keyfini çıkarıyor. Bursa'nın merkez Nilüfer ilçesinde bulunan ve antik adı 'Apollonia ad Rhyndacum' olan Gölyazı'ya kıyısı bulunan Uluabat Gölü'ndeki su kapasitesi bu dönemlerde yükseliyor Gölde kayık kiralayan ziyaretçiler, Gölyazı'da ‘Venedik'i andıran eşsiz doğanın keyfini çıkarıyor. Türkiye’nin en güzel doğal ve tabiat güzellikleri arasında yer alan Gökpınar Gölü, Anadolu’nun saklı kalmış cennet köşelerinden biri. Berrak suyu ve turkuaz mavisi görünümüyle adeta doğal akvaryumu andıran Gökpınar Gölü, doğasıyla göz kamaştırıyor. Sivas kent merkezine 147, Gürün ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Gökpınar Gölü, adeta doğal akvaryumu andırıyor. Dipten kaynaklarla beslenen ve derinliği 15 metreyi bulan göl, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Su altı sporlarıyla uğraşanlar tarafından dalış için tercih edilen gölde, zaman zaman dalış eğitimleri de veriliyor. Gölün kıyısında ve çevresinde turistik tesislerin yanı sıra dinlenme ve mesire alanları bulunuyor. Zonguldak’ın Ereğli ilçesine bağlı Kayalıdere Köyü’nde bulunan Kayalıdere şelaleleri turizme açılmayı bekliyor. Ereğli ilçe merkezine yaklaşık 35 kilometre mesafede bulunan 25 metre uzunluğundaki şelale görenleri kendisine hayran bırakıyor. Kayalıdere çayı üzerinde irili ufaklı 7 şelale bulunurken, büyük şelalenin üst kısmında yaklaşık 50 metre uzunluğunda taşlardan oluşan doğal akua park bulunuyor. Kayalıdere Çayı ve şelalelerinin etrafının geniş alanda metrelerce yükseklikteki ağaçlarla çevrili olması bölgeyi doğa sporları yönünden de cazip kılıyor. İnternette görüntülerini izlediği şelaleleri görmek için İstanbul’dan Ereğli ilçesine gelen Selçuk Göktepe, şelaleleri çok beğendiğini ve mutlaka turizme kazandırılması gerektiğini söyledi. Göktepe “Burasını bana söylediklerinde inanmamıştım. Kanyon gibi bu kadar kuytu güzel bir vadinin olacağına inanmamıştım. Çocukluğum geçti Ereğli’de ama böyle güzel bir yer olacağını düşünmemiştim. İyi ki de uğramışım. Burası çok güzel. Bayağı bir yorulduk ama muhteşem. Yukarıda ki manzarada harika. Buraya birilerinin dokunması, burasının turizme açılması lazım. Çok güzel, iyi ki gelmişim. Çok mutluyum şu an. Hava da çok sıcak, nem yok. Kendimi çok rahat hissediyorum. Araba ile yolculuk yaptım. Sıcakta kaldım. Ama buraya gelince bütün yorgunluğum gitti. İyi ki buradayım. Herkese tavsiye ederim. Zaten internetten de paylaşacağım. Herkesi buraya davet edeceğim” dedi. Yüzen Ada, Bingöl Yüzen ada Bingöl'de yaşayan halk tarafından keşfedilmiştir. Söz konusu ada, şimdiye kadar görülmemiş bir tabiat olayına sahiptir. Bingöl-Solhan karayolunda 4.5 km uzaklıktadır. Girlevik Şelalesi, Erzincan Ahlat’taki Meydanlık Mezarlığı, Malazgirt Savaşı’nda şehit düşenler için hazırlanmış bir mezarlıktır. Buradaki mezar taşlarında palmet, lotüs, rumi, rozet, geometrik geçmeler, laleler, saç örgüleri çeşitli bordür süslemeleri karşımıza çıkmaktadır. Buradaki mezar taşlarını ön ve arka yüzlerinde, yan cephelerinde, birbirlerinden farklı ayrı motifler işlenmiştir. Bu mezar taşların yükseklikleri ise ölenin sosyal konumu dikkate alınarak yapılmıştır. Bundan ötürü de bazılarının boyları 1 m.den 4-5 m’ye kadar ulaşmaktadır. Bu taşlar üzerinde sanatçıların ve hattatların isimleri,imzaları bulunmaktadır. Ani, Kars'ın merkez ilçesinde, il merkezine 48 km. uzaklıkta, Arpaçay boyunda bulunan ören yeri. 961-1045 yılları arasında Pakraduni Hanedanlığından Ermeni hükümdarının başkenti olmuştur. 11. ila 12. yüzyıla ait bazı İslam mimarisi eserlerini de barındırır. Nemrut Krater Gölü, Bitlis Fotoğraf: fotokritik.com/Hamit Yalçın Ağrı Dağı, Türkiye'nin en yüksek dağıdır. Zirvesi 4 mevsim boyunca erimeyen kar ve takke buzulu ile kaplı volkanik bir dağ olan Ağrı Dağı, Türkiye'nin doğu ucunda, İran'ın 16 km batısında ve Ermenistan'ın 32 km güneyindedir. Dağın %65'lik bir kesimi Iğdır ilinde kalan %35'lik kesimi ise Ağrı ili sınırları içerisindedir. Akdamar Kilisesi, Van Van Gölündeki adalardan en büyüğü olan Akdamar Adası, üzerindeki kilisesi ile ünlü. 900'lü yılların başında Kral Gagik tarafından yaptırılmış olan kilise taş işçiliğinin en seçkin örneklerinden. Kutsal Haç adına Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından Keşiş Manuel'e yaptırılmış. Kilisenin figürlü repertuarı oldukça zengin. Bunun yanında, İncil ve Tevrat'tan alınmış çeşitli sahneler bulunuyor. İshak Paşa Sarayı, Ağrı Doğubeyazıt İlçesi'nin 5 km. doğusunda, bir dağın yamacındaki tepe üzerine kurulan Saray, Osmanlı İmparatorluğu'nun Lale Devrindeki son büyük anıt yapısıdır. 18. yy. Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyüktür. Sarayın Harem Dairesi Takkapı kitabesine göre yapılış tarihi Hicri 1199, Miladî 1784'tür. Çifte Minareli Medrese, Erzurum Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad'ın kızı Hüdavent Hatun tarafından 1253 yılında yaptırılmış olan bu tarihi yapı, Anadolu'nun en büyük sanat şaheserlerinden biridir. Hüdavent Hatun'dan dolayı Hatuniye Medresesi olarak da adlandırılır. Erzurum şehir merkezinde; Erzurum Ulu Camii bitişiğindeki alanda, Erzurum Kalesi ve Saat Kulesi ile karşı karşıya bir konumda yer almaktadır. Harput Kalesi, Elazığ Harput Kalesi Urartular tarafından dikdörtgen bir plan üzerine kurularak yapılmış olan mimari yapıdır. Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Şu anki Elazığil sınırları içerisindedir. Rivayete göre yapımında kullanılan harca su yerine süt eklenmiştir bu nedenle Süt Kalesi olarak da adlandırılır. Fakat çoğu kişinin de bildiği ve sorduğu gibi Süt Kalesi'ndeki süt kullanılma sebebi su Kıtlığı olduğu içindir. Bu sebepten dolayı süt kullanılmıştır. Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti olan Bursa’nın Yenişehir ilçesinde bulunan ve kaynaklarda Cennet kanyonu olarak bahsedilen kanyon ilk defa görüntülendi. Dağcılar, efsaneler yüzünden şimdiye kadar bölge halkının bile girmeye korktuğu 6 kilometrelik kanyonu baştan sona kat etti. Yenişehir Dağcılık ve Arama Kurtarma Derneği’nden (YENDAK) özel bir ekip, daha önce hiç girilmemiş kanyona gitti. Dağcılar, Yenişehir ilçesine bağlı Günece ve Yarhisar arasında bulunan, Osmanlı kaynaklarında da “Cennet kanyonu” ismiyle geçen kanyonunun bugüne dek bilinmeyen güzelliklerini keşfettiler. Kanyona çıkmadan önce Günece Mahallesi sakinleri ile de görüşen ekip, kanyona daha evvel hiç kimsenin girmediğini öğrendi.. Girişteki Girdaplı göl denilen küçük gölün insanı yuttuğu söylentilerine inanan bölge halkının kanyona girmeye korktuğu bildirildi. Uzunluğu yaklaşık 6 kilometre olan anyonu hızlı bir tempo ile ancak 5 saatte geçen ekip, zaman zaman 3-5 metre derinlikteki sulardan geçmek zorunda kaldı. Parkur üzerinde birçok şelaleye tırmandıklarını belirten YENDAK Başkanı Metin Sakarya, bugüne kadar insan eli değmemiş olan kanyonu fotoğrafladı 741 yaşındaki ağlayan Çınar.. Çınara bu isim gövdesinde bu mevsimde akmaya başlayan özsuyu yüzünden verilmiş. Keşfedilmeyi bekleyen turizm cenneti Gölyanı Yaylası, gölü, otantik yayla evleri ve doğal güzelliğiyle turizmde gelecek vadediyor. Uçsuz bucaksız ormanları, akarsu kaynakları ve gölleriyle doğanın tüm renklerini bünyesinde barındıran Karadeniz yaylaları, doğaseverlerin vazgeçemediği turizm alanları konumunda. Ziyaretçilerini yemyeşil çayırların ortasındaki gölüyle kendisine hayran bırakan Giresun'un Yağlıdere ilçesinde Gölyanı Yaylası, baharın gelişiyle renklenerek bir başka güzelliğe bürünüyor. Yeşilpınar köyü sınırları içerisinde bin 530 metre yükseklikte yer alan gölün etrafını çevreleyen çimenler, sarı ve mor renkteki zifin çiçekleri ile orman gülleri, eşine az rastlanır bir görüntü oluşturuyor. Yaylanın olmazsa olmazları arasında yer alan çam ve ladin ağaçları bu doğallığa güzellik katıyor. Karadeniz'in bilinmeyen gözde yerlerinden biri olan Gölyanı, doğa ile baş başa kalmak isteyenler için de önemli bir yer konumunda. Yeşilin her tonunu içerisinde barındıran yaylada vakit geçirenler, yoğun ormanlık alanların sağladığı bol oksijen ve temiz hava ile gürültüsüz bir ortamda huzur buluyor. Mayıs ayında yaylaya çıkmaya başlayan vatandaşlar ekim ayında kente iniyor. Kış mevsiminin sert geçmesi nedeniyle yayla sakinleri bu doğa harikası yeri bir süreliğine bırakmak zorunda kalıyor. Bu saklı cennetin yıllar önce farkına varan bazı vatandaşlar, çevrenin güzelliğine uygun olarak yaptıkları yayla evlerinde yaşamlarını sürdürerek doğa harikası gölün ve çevresinin keyfini çıkarıyor. Bazı vatandaşlar ise kar yağışının oluşturduğu harika görüntünün keyfini çıkarmak için hafta sonları yaylaya çıkıyor. Gezmek isteyenler için Konya, Kayseri, Niğde ve Karaman'da saklı cennetler sizleri bekliyor. İşte gidilmesi tavsiye edilen yerler.. Kayseri, İç Anadolu'nun önemli kentlerinden birisi. Kent merkezinde bulunan Roma dönemine ait Kayseri Kalesi, Selçuklular dönemine ait Hunat Medresesi ve camisi, Anadolu'nun ilk tıp merkezi kabul edilen Şifahiye ve Gıyasiye medreseleri, Ulu Cami, Döner Kümbet, kentin en önemli tarihi eserleri. İnanç, doğa, termal, dağ turizmi ve barındırdığı tarihi eserleriyle önemli bir potansiyeli olan Niğde'yi ziyaret etmek isteyen turistler, kentte en az 2 gün geçirmeli. Kent merkezindeki Niğde Kalesi ve kale içinde bulunan Alaattin Camii, mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Caminin giriş kapısında gölge ile beliren kadın başı figürü, buraya gelen turistlerin ilgisini çekiyor. İl merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Gümüşler beldesindeki Gümüşler Manastırı, dünyada sadece burada bulunan Gülen Meryem Ana duvar resmiyle ön plana çıkıyor. Niğde'ye 80 kilometre uzaklıktaki Çiftehan beldesi, önemli termal turizm merkezlerinden. Kent merkezindeki Niğde Müzesi ise 2003 yılında Avrupa'da yılın müzesi olmaya aday gösterilmesine rağmen ödül alamadı, ancak müze, barındırdığı mumyalarla Mumyalı Müze olarak biliniyor. Niğde dağcılık ve kış turizmi açısından önemli bir merkez. Toros, Aladağlar ve Bolkar dağları dağcılık, trekking ve kış sporları açısından büyük önem taşıyor. Aladağlar'da bir de milli park bulunuyor. Niğde'ye gelen turistler, Niğde tavası, mangır çorbası, oğma çorbası, tarhana çorbası, söğürme tirit, çılbır gibi yöreye özgü yemekler ve tatlı dürüm, zerde, halvetler gibi tatlılardan mutlaka tatmalı. Konya'yı tanımaya, Mevlana Müzesi ziyaret edilerek başlanabilir. Mevlana'nın dergahı olan ana binada Mevlana'nın kendisi, babası ve oğlu Sultan Veled ile diğer aile fertlerinin türbelerinin yer aldığı müze, en fazla ziyaret edilen yer. Her yıl yaklaşık 2 milyon kişinin ziyaret ettiği Mevlana Müzesi, semahane, mescit, matbah, türbe ve derviş hücrelerinden oluşuyor. Ziyaretin ardından Mevlana Müzesi'nin batısında kalan ve yaklaşık 750 metre mesafedeki tarihi Alaaddin Tepesi gezilebilir. Mevlana Müzesi'nden Alaaddin Tepesi'ne geçerken yol boyunca sıralanan çok sayıdaki hediyelik eşya dükkanından, meşhur Mevlana şekeri ve üzerinde Mevlana ve semazen figürleri bulunan çeşitli hediyelik eşyalar satın alınabilir. Alaaddin Tepesi'ndeki tarihi Kılıçarslan Köşkü'nün, beton şemsiye ile koruma altına alınan kısmı da görülmeye değer yerler arasında. Alaaddin Tepesi'nin ardından, tepenin kuzeyindeki Kubadabad Sarayı'ndan getirilen çini eserlerin sergilendiği Karatay Medresesi ile doğusundaki yine Selçuklu döneminden kalan İnce Minare Müzesi mutlaka görülmeli. Mevlana Müzesi civarında bulunan ve Konya mutfağına özgü yemeklerin sunulduğu lokantalardan birinde, bamya çorbası, su böreği, yaprak sarma, etli ekmek, bıçak arası, fırın kebabı yenilebilir. Tatlı olarak da höşmerim tercihi yerinde olur. Konya-Beyşehir yolunu takip ederek ulaşılabilecek Meram Bağları'nda kısa bir gezinti konukları rahatlatır. Ziyaret Cumartesi gününe rastlarsa, Büyükşehir Belediyesinin Mevlana Kültür Merkezi'ndeki ücretsiz sema gösterisi izlenebilir. Beyşehir Gölü'e geçilerek, öğle yemeği için göl kenarında bulunan balık lokantalarının zengin balık menüsü düşünülebilir. Selçuklu döneminden kalma eserleri barındıran Beyşehir Gölü'ndeki adalar ise düzenlenen yat turlarıyla görülebilir. Gün batımının Türkiye'de en güzel izlenebildiği yerlerden Beyşehir'de bir renk cümbüşü eşliğinde batan güneşi izlemek büyük keyif verecektir Seydişehir-Antalya kara yolunun 22. kilometresinde bulunan, 1580 metre uzunluğundaki Tınaztepe Mağarası, Konya'ya 30 kilometre mesafede 9 bin yıllık tarihe sahip Çatalhöyük, Karapınar ilçesindeki, Dünyanın nazar boncuğu Meke Krater Gölü, Selçuklu Belediyesi tarafından restore edilen Selçuklu Dönemi esiri Zadadın Han, Beyşehir'e 22 kilometre mesafede, Hititler'e ait Eflatunpınar Kutsal Hitit Anıtı, görülmesi gereken yerler arasında. Fotoğraf tutkunları Konya'da erken Hristiyanlık dönemi yerleşim yeri Kilistra Antik Kenti'ni görebilir. Buraya, Konya-Antalya yolunun 34. kilometresinden güneye sapılıp 15 kilometre sonra ulaşılabilir. Gidip görülmeye değecek yerden biri de Ereğli ilçesi yakınlarındaki Hitit Kaya Anıtı. Hititler'in su kaynağı kenarına yaptırılan bu anıt Konya'nın görülmesi gereken yerlerinden. Daha sonra Beyşehir'in güneybatı kıyısında Heyran köyü yakınlarında Selçuklu Sultanı 1. Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan yazlık Kubadabad Sarayı'nın kalıntıları gezilebilir. Karaman'a 150 kilometre mesafede bulunan, sık ormanların arasından geçilerek ulaşılabilen Ermenek ilçesi ise yayla turizmi için ideal koşullar sunuyor. Ermenek'teki turistik dağ oteli ise, kartal yuvasını andıran bir noktadan, sis ve bulutlarla kaplı ormanlıkları seyir zevki sunuyor. Karamanoğlu Beyliği ve Selçuklu zamanından kalma bir çok cami ve türbe bulunan Karaman da önemli bir yerleşim birimi. Taşkale beldesindeki Manazan Mağaraları'ndan getirilen, hiçbir kimyasal işlem yapılmadan günümüze gelebilen 1400 yıllık mumya, Karaman Müzesi'nde sergileniyor. Tarihi Karaman Kalesi, Tartan Konağı ve Hürram Ağa Konağı da görülebilecek yerler arasında sıralanabilir.