Hutbede Hz. Peygamberin (s.a.s.) adı geçtiğinde salavat getirilebilir mi; yapılan duaya âmin denilebilir mi?
Cuma namazında hutbe okunurken cemaatin konuşmayıp dinlemesi, selam alıp vermemesi, nafile namaz kılmaması gerekir. Konu ile ilgili olarak Resûl-i Ekrem (s.a.s.), “Cuma günü imam hutbe okurken arkadaşına (yalnızca) ‘dinle’ desen (bile yine) boş, lüzumsuz konuşmuş olursun.” (Buhârî, Cumua, 36) buyurarak hutbenin dinlenmesi hususundaki hassasiyetini dile getirmiştir.
Hutbe okunurken camiye gelen kimse, ilk sünneti kılmayıp oturmalı ve hutbeyi dinlemelidir (Kâsânî, Bedâî’, I, 264; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 36; Alâüddîn, el-Hediyyetü’l-‘Alâiyye, s. 119).
Resûlullah’ın (s.a.s.) uygulamasını göz önüne alan İslam bilginlerine göre hatibin, ikinci hutbede müminler için af ve mağfiret dilemesi, onların afiyet ve esenlik içinde olmaları için Allah’a (c.c.) dua etmesi menduptur. Hatibin minbere çıkışından namaz bitinceye kadar geçen süreyi bir bütün olarak değerlendiren Hanefî âlimleri, namazda yasak olan her şeyin hutbede de yasak olduğu kuralını esas almışlardır. Bu itibarla hatibin dikkatle dinlenmesi, cemaatin konuşmayıp susması, selam alıp vermemesi, nafile namaz kılmaması gerektiğini, ancak hutbede dua edilirse “âmin” demenin veya Hz. Peygamberin (s.a.s.) ismi zikredilirse sessizce salât-ü selam okumanın caiz olduğunu söylemektedirler (Kâsânî, Bedâî’, I, 264; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 36). Fakat sesli bir şekilde “âmin” demek doğru değildir (Alâüddîn, el-Hediyyetü’l-‘Alâiyye, s. 119).