İtalyan haber ajansı ANSAta göre, ülkenin kuzeyindeki Civiasco kasabasında 29 Kasım 1899’da dünyaya gelen Emma Morano, bugün 117’inci doğum gününü kutladı Üzerinde 117 yazılı mumların bulunduğu pastayı üfleyen Morano’yu ailesi, kasaba sakinleri Verbania Belediye Başkanı Silvia Marchionini de kutladı. 19. yüzyılda doğup halen yaşamını sürdüren tek kadın olması sebebiyle “dünyanın en yaşlı kadını” unvanının da sahibi Emma Morano’ya, İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella da tebrik mesajı gönderdi. Bu arada, Morano’nun doğum günü sebebiyle yaşadığı kasabada yarın “Yıl 1889’du” adıyla bir müzikal düzenleneceği bildirildi. Müzikalin, doğduğu günden bu zamana 3 ayrı yüzyılda yaşayan, 3 İtalya Kralı, bir düzine İtalya Cumhurbaşkanı ve 11 Papa gören Emma Morano’nun hayatı üzerinde tarihsel bir yolculuğu aktaracağı belirtildi. İtalyan kadın sevinçleriyle, acılarıyla sorunsuz, normal bir hayat sürdüğünü dile getirirken, halini hatırını soranlara da “Ben iyi olduğuma inanıyorum, doktorum da öyle söylüyor.” yanıtını veriyor. Yakınlarının İtalyan ve dünya basınına anlattığına göre Emma Morano, dünyanın en yaşlı kişisi olduğunu öğrenince memnuniyetle, “Aman Tanrım! Dağlar kadar yaşlıyım” dedi. Geçen yıl New York Times gazetesine konuşarak uzun yaşam sırrını her gün çiğ yumurta yemesine ve yaklaşık 80 yıldır bekar olmasına bağlayan Morano, halen bu diyetini sürdürüyor. 74 yaşındaki yeğeni Maria Antonietta, “O’na her sabah köylülerden taze yumurta alıp getiriyorum. Yumurtaları çiğ olarak yiyor, sadece sarısını elbette” diyor. İki çiğ yumurtanın yanı sıra 100 gram kadar çiğ et de tüketen Morano genellikle öğlen uykusundan sonra ballı ekmek, akşam yemeğinde de sebze çorbası yiyor. Doktoru Carlo Bava, Morano’nun çok da dengeli bir diyetle beslenmediğini, anemi hastalığı yüzünden ağırlıklı olarak hayvansal protein aldığını söylüyor. Doktor Bava, Morano’nun uzun yaşamasının en önemli nedeninin genetik faktörler olduğunu savunuyor. Nitekim Morano’nun ailesinde 100 yaşını aşmış başka akrabaları da bulunuyor. Ancak Bava, Morano’nun duygusal açıdan dayanıklı ve pozitif olduğunu da vurguluyor. Morano’nun, 6 aylıkken oğlunu kaybettiğini, kendisini döven kocasından boşandığını anlatarak “Kadınların itaatkar olmasının beklendiği faşist dönemde kocasını terk etti. Her zaman çok kararlıydı” diyor.