Pandemi sanatıma yeni konular kattı

Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Öğretim Görevlisi Soner Tire’nin resme ilgisi küçük yaşta başlamış. Adana’da yaşayan Tire, ilk kişisel sergisini 2009 yılında Galeri Altan’da, ikinci kişisel sergisini ise 2019 yılında Kokart Galeri’de sanatseverlerle buluşturdu. 1995 yılından beri akademisyenlik yapan Tire, akademik hayatını tercih etme sebebini “Akademisyenlik, benim açımdan bakıldığında deneyimlerimi yeni nesillerle, genç arkadaşlarla paylaşabileceğim özel bir çalışma alanını oluşturuyor. Atölyenin içerisinde tek başına resim yapıp çalışmaktansa düşüncelerimi, fikirlerimi ve deneyimlerimi gençlerlel payaşabileceğim bir alanda olmayı tercih ettim” diyor. Kendisiyle sanatı ve Adana’daki kültür sanat etkinlikleri üzerine konuştuk.




Resim sanatına ilginiz nasıl başladı?

Ablam ve abim resim öğretmeniydi. Onların da etkisiyle ilgim arttı ve böylelikle de bu alana yöneldim. Üniversite döneminde de şansımı denedim ve başarılı oldum. Bu alanda da hâlâ çalışmaya devam ediyorum.

Eserlerinizde nelerden ilham alırsınız?

İlhamdan çok bir konuya yöneliyorum diyebilirim. Örneğin uzun zamandır çevreyle ilgili konulara eğiliyorum ve çalışmalarımda bu konuyu ele alan işler üretiyorum.

‘Teknolojiyle sanat bir arada’

Eserlerinizde teknoloji ve sanatı iç içe görüyoruz...

Masaüstü bilgisayarların yaygın olarak kullanıldığından beri bilgisayar teknolojisi benim ilgimi çekmeye başlamıştı. İlerleyen zamanlarda bu teknolojiyi kendi sanatsal ifadelerimde kullabilir miyim diye düşünmeye başladım ve bu çalışmlarım ortaya çıktı. Bu kimi zaman animasyon şeklinde, kimi zaman çeşitli performanslar şeklinde kimi zaman ise resim şeklinde oldu. Teknolojiyle sanatı bir arada kullanmak üzerine bir yaklaşımım var. Bütün sanat hayatım bunun üzerine kurulu olduğunu söyleyebilirim.




Karma sergi: ‘Ekim Geçidi’

Pandemi dönemi sizi ve sanatınızı nasıl etkiledi?

Pandemi döneminde yeni projeler ve çalışmalar yaptım. Hatta epeydir çevre üzerine çalıştığım konuları biraz değiştirmeye başladım. Bu sürecin sanatıma yeni konuların katılmasına katkıda bulunduğunu söyleyebilirim. Tabii ki olumsuz yanları da var. Çünkü biz kendimizi sanat alanında etkinliklerimizle var edebiliyoruz. Bu etkinliklerin sınırlandırılması bizi de bir taraftan geri planda tuttu.

Bundan sonraki projeleriniz neler?

16 Ekim tarihinde Adana Büyükşehir Belediyesi’ndeki 75. Yıl Sanat Galerisi’nde “Ekim Geçidi” adlı bir karma sergimiz var. Onun dışında önümüzdeki yıllarda yapmayı planladığım kişisel sergilerim var. Tabii ki bunlar zaman içerisinde olgunlaşıp belli bir niteliğe geldiğinde yapılabilecek işler.

‘Adana kültür ve sanat alanında zengin bir kent’

Adana'daki kültür sanat etkinliklerinden bahsedebilir misiniz?

Adana, kültür sanat açısından çok zengin bir şehir. Ancak resim alanından baktığımızda kendinizi ifade edebileceğiniz, rahatlıkla sergiler açabileceğiniz çok az sayıda galeriye sahip. 2 milyonluk bir şehirde çok az sayıda galeri var. Onların da ne kadar profesyonel olduğu tartışılır. O yüzden bu anlamda sorunlu olduğunu düşünüyorum. Kendizi ifade edebileceğiniz çok fazla yer bulamıyorsunuz. Ama buna rağmen çabaların da çok değerli olduğuna inanıyorum. Hem sanatseverlere hem öğrencilerin öğrenim süreçlerine katkıda bulanabilecek etkinlikler de yapılıyor. Bunun büyük bir çoğunluğu da akademinin önclüğünde yapılıyor. Yavaş yavaş belediyeler de bu konuda katkıda bulunmaya başladı. Bu süreç zaman içerisinde gelişir diye düşünüyorum.

Adana'da yaşayan gençlerin sanata olan ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kendi öğrencilerimiz sanatla yakından ilgili oldukları için onlar sanatsal ve kültürel etkinliklere katılıyorlar. Bu doğal bir şey. Onun dışında halkın içerisinde daha çok kentin içinde yaşayan insanların ilgisi var ama sizin beklentinizi karşılıyor mu diye soracak olursanız yüksek bir beklentimiz olmamasına rağmen karşılamıyor. Ama yine de ilgi gösteriyorlar, merak ediyorlar. Ancak daha az genç sanatsever kitlemiz var.