A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bugüne kadar Vitor Pereira için hep savunma pozisyonundaydım ve hem onun hem de takımın yeniliği nedeniyle kendisine biraz daha zaman tanınması gerektiğine inanıyordum. Fakat Portekizli teknik adam her maç bilakis artırması gereken kredisini ısrarla ve inatla, güneş görmüş kar misali eritti ve nihayet tüketti.

Van Persi konusu

“Kimse Fenerbahçe’den büyük değil” klişesine girmeyelim. Elbette değil. Fakat dünyanın en ünlü futbolcularından biri, milli takımının en çok gol atan oyuncusu, İngiltere’de herkesin “bu adam Türkiye’ye nasıl gitti?” diye sorduğu bir futbolcu Türkiye’ye geliyorsa onu yedek kulübesine mahkum edemezsin. Hâl böyle olursa o da “ben o zaman Manchester’dan niye geldim, beni neden aldınız?” diye sorar ve bunları sormakta haklı da olur. İnanın Van Persi milli takım kampında arkadaşlarına başına gelenleri anlatsa “bizim hoca benim yerime Brazilyalı forveti oynatıyor” dese sadece Huntelaar veya Krul değil kadronun en genç oyuncusu Tete bile bu işe bir anlam veremez, güler. Velhasıl Van Persi’nin ısınırken tribündeki taraftarların utanmasına neden olan durumu hem psikolojik hem de teknik açıdan doğru değil. Pereira eğer bu futbolcuyu taktik icabı oynatmıyorsa onun futbol bilgisinden, inat uğruna oynatmıyorsa da iyi niyetinden şüphe etmek gerek.

Haberin Devamı

Oyuncu değişiklikleri

İkinci yarının ortaları, skor 2-1. Pereira ısınan üç futbolcudan ikisini yanına çağırdı (Van Persi’ye yine burada da bir mesaj vererek). Bu isimler sezon başından beri bir türlü bekleneni veremeyen Ozan ile yaklaşık bir aydır oynamayan De Souza’ydı. Bu iki futbolcu için takımın top yapabilen ve Seltik maçında oyuna girmesiyle takımın rengini değiştiren Diego ile girenlerden pek de bir farkı olmayan Meireleş kenara alındı. Ben bu değişikliğin nedenini hâlâ anlamış değilim. Burada amaç gol atmak olamaz zira giren isimlerin ikisi de savunmaya dönük. Amaç skoru korumaksa o da mantıklı değil çünkü daha çok uzun bir süre var ve fark tek haneli. Nitekim bu değişikliklerden kısa bir süre sonra maç 2-2’ye geldi ve o anda sahada sarı lacivertli tam sekiz savunma oyuncusu vardı. Yine bir klişe olacak ama Fenerbahçe’nin rakibi Real Madrid değildi. Üstüne üstlük zoraki Van Persi değişikliğinde hücum oyuncusu sayısını artırma fırsatı varken tercih Diego’dan sonra top yapabilecek tek oyuncu olan Alper’den yana kullanıldı. Bu yazıdaki son klişe hakkımı da burada kullanmak isterim: Fenerbahçe’nin oyuncu değişikliklerini Akhisar’ın teknik direktörü Cihat Arslan yapsa o da muhtemelen bunları yapardı.

Haberin Devamı

Pereira’nın açıklamaları

Maçtan sonra radyoda Pereira’nın “anlayamıyorum, nasıl duran toplardan bu kadar gol yeriz? Takımın adeta iki yüzü var. Sorunumuz zihinsel.” gibi açıklamalarını işittim. Teşhisler son derece doğru olmasına karşın Pereira’nın işin başındaki kişi olarak bu teşhisleri ortaya koyan değil bu eksikliklerin neden kaynaklandığını açıklayabilen ve çözüm önerileri üreten kişi olması gerekir. Ayrıca artık “bundan sonra, bundan önce olduğu gibi eksikliklerimizi kapatmak için çalışacağız” şeklinde bir beyan da karın doyurmayacaktır çünkü kapanan hiçbir eksik olmadığı gibi sorunlar giderek daha da büyüyor.

Haberin Devamı

Takımın ruh hali

Tüm teknik tartışmaları bir kenara bırakalım Fenerbahçe’de saha içi uyum yakalanamadı, takımdaşlık duygusu sağlanamadı ve futbolcuların oynamaktan zevk alacakları bir ortam oluşturulamadı. Diego ve Van Persi ile sürtüşmeler, Fernandao / Van Persi polemikleri, her maça farklı bir on birle çıkılması ve ilk hafta dışında iki farklı bir galibiyet elde edilememiş olması futbolcuların huzursuz olmasına, kendilerini oyuna tam anlamıyla verememelerine ve özgüven kaybetmelerine neden oluyor. Sezon başında büyük bir emek ve umutla kurulan kadro, ortada somut bir neden de olmaksızın kötü idare nedeniyle bir türlü bekleneni veremiyor.

Sonuç

Sözün özü Pereira kendisi için bir şans olan ve bir daha kolay kolay göremeyeceği kadar iyi bir kadroyu o veya bu nedenle çok kötü kullanarak iki ay içinde istenmeyen adam konumuna geldi. Akhisar maçında, şampiyonluk yolundaki rakiplerine iki puan hediye etti. Görünen o ki sarı lacivertlilerin iyi kadrosu, egosu daha düşük, Amerika'yı yeniden keşfetmeye çalışmayan ve hem teknik bilgisi hem de koçluğuyla futbolcular tarafından saygı duyulacak bir teknik adama emanet edilmeli.

can.nizamoglu@gmail.com