Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sadece bal değil, yiyip içtiğimiz gıdaların birçoğu arılar sayesinde var. Arıların doğadaki tozlaşmaya katkısı, gıda zincirinin devamı için hayati öneme sahip. Onlar olmasaydı birçok bitki türü günümüze kadar ulaşamazdı. Ancak şimdilerde arılar da zor durumda! İnsan eliyle bozulan doğanın dengesi, kitlesel arı ölümlerine neden olmaya başladı. İklim krizinin yarattığı değişimler, arı kovanlarına âdeta çomak soktu. 

Birçok coğrafyadan ani sıcaklık değişimi ve kuraklığa bağlı arı ölümleri haberleri geliyor. O bölgelerden biri de Doğu Karadeniz. Kafkas arı ırkının koruma altında olduğu Artvin'de ciddi koloni çöküşleri yaşanmış bu yıl. 30 bin kovanda toplu ölümlerle karşılaştıklarını anlatıyor bölgedeki arıcılar. Artvin Arıcılar Birliği Başkanı İbrahim Durmuş, 116 bin kovanla girdikleri sezonda 90 bin kovanın altına gerilediklerini belirterek, bu yıl bal üretiminde de ciddi sıkıntı yaşayabileceklerini söylüyor. 

Haberin Devamı

Durmuş'a göre arı ölümleri, bu yıl kış sıcaklıklarında yaşanan artış ve kar yağmamasıyla bağlantılı. Kış uykusuna yatmadığı için arılar daha az enerji harcayacakları kış döneminde de çalışmış. Tabii bu dönemde doğada yeterli besin olmadığı için arılar yıpranmış ve yeni nesil gelmemiş. Polenin az olduğu bir dönemde kovan dışındaki çaba, arıları parazitlere karşı da savunmasız hâle dönüştürüyor. Başta ‘varroa’ olmak üzere birçok parazit hastalığı, son yıllarda toplu arı ölümlerinin başlıca sebebi olarak öne çıkıyor. 

İklim krizi arıları öldürüyor

Ölü arılarda 35 zehir 

Bir diğer nedense her yanı saran tarım kimyasalları. Tarlalara uygulanan pestisitler aslında hedeflenen tarım ürününden çok, bölgedeki diğer canlı organizmaları ve su kaynaklarını etkiliyor. Pestisitlerin imha ettiği böceklerin başında da arılar geliyor. PAN-Hollanda'nın yeni çalışması, ölü arı kolonilerinden alınan örneklerde 35 farklı tarım zehri saptandığını ortaya koyuyor. Üstelik çalışma, yoğun tarım faaliyetinin yürütülmediği bir alandan alınan örneklerle yapılmış. Yoğun tarımın yapıldığı alanlardaki durumu varın siz düşünün. Gerçi Türkiye'de yapılan bir akademik çalışma, arıların nasıl bir tehditle yüz yüze olduğunu net bir şeklide ortaya koyuyor. O çalışmada, ölü arılarda yapılan analizlerde 23 farklı tarım zehri kalıntısı bulunmuş. Analiz edilen 56 bal örneğinin de 22'sinde zehir kalıntısı saptanmış. 

Haberin Devamı

Arılar yok olursa! 

Yani arı ölmese bile kullanılan tarım kimyasalları, ballarında kalıntı yapıp soframıza kadar geliyor. En tehlikeli pestisit grubu da arı ölümlerinin baş sorumlusu olarak görülen ‘neonikotinoidler.’ Çünkü arıların merkezi sinir sistemine toksik etki yapıyorlar. Bu etki de arıların bağışıklık sistemini çökertme, kovana dönüş ve gıda bulma gibi davranışları bozma gibi sonuçlarla, ‘Koloni Çöküş Sendromu’na yol açıyor. Üstelik bu zehirler, uygulandıktan 6 yıl sonra bile bitkilerde ölçülebilir düzeylerde kalıntı bırakabiliyor. 

Özetle bir yanda iklim krizi, diğer yanda ‘kimyasal saldırı.’ Doğanın ve insanlığın hayatta kalmasının anahtarı olan arılar, oldukça zor durumda.