TBMM, tarihi günlerden geçiyor.
Meclis’te hem Genel Kurul hem de kulisler çok hareketli.
Bütün partiler anayasa değişiklik teklifine ilişkin çalışmaları fire riski nedeniyle sıkı tutuyor.
En duyarlı olan da Ak Parti.
Başbakan Binali Yıldırım başta olmak üzere bütün kabine üyeleri, gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren görüşmeler için Meclis’teler.
Ak Parti, teklifin bir maddesinin bile kazaya kurban gitmesini istemiyor.
Yıldırım tarzı
TBMM’de, iktidarla muhalefet arasında şimdilik, “kontrollü” bir gerginlik hakim diyebiliriz.
Bu atmosferde, “Çok güzel hareketler bunlar” dedirten tercihler ve görüntüler de yansıyor.
Başbakan Yıldırım’ın önceki gece muhalefet kulisini ziyaret etmesi gibi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile bir çay içimlik de bir araya geliyor. Yüzlerin güldüğü bir sohbet gerçekleşiyor.
Kılıçdaroğlu, Grup Başkanvekili Özgür Özel’in kulağına fısıldadıklarını dinledikten sonra, “Özgür Bey, ‘sohbet güzel, Başbakan teklifi geri çekse de sohbete devam etsek’ diyor” esprisine gülüyor. CHP’lilerin, “Başbakanların muhalefet kulisinde çay içmeye devam ettiği bir rejimi savunuyoruz” sözlerine gülümseyerek, “Özgür Özel içerideki gibi dışarıda da çalışıyor” karşılığını veriyor.
Aslında bu ziyaret bir sürpriz değil.
Başbakan Yıldırım’ın pozitif tarzının bir örneği.
CHP liderinin bu jeste karşılık vermesi de önemli.
“Referandum tarihi daha belli değil”
Önceki geceyi bu güne bağlayan saatlerde Meclis kulislerindeydik. Başbakan Yıldırım’ın muhalefet kulisi jestinin yarattığı atmosfer hakimdi kulislere.
Anayasa oylamaları için Ankara’da olan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile eski yeni bakanlarla selamlaştık, sohbet ettik.
Bu sırada Başbakan Yıldırım’la da kısa bir sohbetimiz oldu.
Malum; muhalefetin anayasa değişikliği konusundaki eleştirilerinden biri de OHAL koşullarında referandum meselesi.
Başbakan’a bunu sordum.
Şu yanıtı verdi:
“Bu OHAL’in vatandaşa değil devlete yönelik ilan edildiğini başından beri söyledik, söylüyoruz. Dolayısıyla bu OHAL koşullarında pekala referandum yapılabilir. Fransa’da da OHAL ortamında seçime gidiliyor. Merak etmeyin.””
Başbakan, sözlerini, “Zaten daha referandum tarihi de belli değil. Bakalım ne olacak? Ama o halde de bu halde de referanduma gidilir” diyerek sürdürdü.
“Evet oyları 350’ye çıkabilir”
Başbakan’a teklifin maddelerine geçilmesi için yapılan oylamada evet oylarının 338’de kalmasının iktidar kanadında yarattığı tedirginliğin ilk madde oylamasında 347’e ulaşılmasıyla ortadan kalkıp kalkmadığını da sordum. Şöyle dedi:
“Daha başındayız. İlk maddelerdeyiz. Daha ilerleyen maddeler var, bunun ikinci turu da var. Bunu olumsuz anlamda söylemiyorum. ‘Evet’ oyları 350’ye kadar çıkabilir. Aslında matematik olarak 355’e kadar çıkabilirdi, ancak 5’i saymayalım onlar oylarını zaten açıklamıştı. (MHP’li 5 vekili kastediyor) 357 de olabilir çünkü başka partilerden de oy verilmesi mümkün. Verirlerse, ‘hayır’ demeyiz. (Gülüyor). Ben diğer maddelerde, ‘evet” oylarının yükseleceğini bekliyorum. Hiç endişe etmiyorum.”
“Bu fotoğrafın verilmesi bile önemli”
Yıldırım, “Kritik maddelere geçildikçe ya da son oylama yaklaştıkça gerilim yaşanır mı” soruma ise, “Hayır, sanmıyorum. Gayet iyi gidiyor. İyi başladı, iyi gidiyor. Bundan sonra da olmaz” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu ile görüşmesini ise, “’Muhalefet kulisinden gidelim’ dedim. Beraber bir çay içtik. İyi bir görüşme oldu. Böyle buluşmaların olması, böyle fotoğrafların verilmesi bile tek başına önemli. Her şeyi birlik beraberlik içerisinde götürmek önemli. Oturduk, konuştuk” sözleriyle anlattı.
Başbakan, teklifin Meclis aşaması konusunda rahat ve sonuçtan emin görünüyor.
Bozdağ: Engelleme olmadığı görülecek
Kulis’te sohbet ettiğim Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da OHAL koşullarında referandum konusunda aynı yaklaşımı seslendirdi.
Bozdağ, şunları söyledi:
“OHAL’den etkilenmiş sokakta bir vatandaş varsa söylesin. Bu OHAL’de sandık başına gidilmeyecek, sağlıklı oy kullanılmayacak bir ortam söz konusu değil. Sandık güvenliği zaten YSK’nın yetkisinde, orada da sorun olmaz. OHAL’de valiliklerin izniyle yapılıyor uygulamalar. İsteyen parti referandum sürecinde mitingini, propagandasını yapar. Tabii yapmak isterse. Bunlarda hiçbir sorun yaşanmayacak. Eğer bir parti, ‘Anayasa teklifini eleştiren bir miting ya da toplantı yapacaktık, mülki idare izin vermedi, valilik engelledi’ derse o zaman haklı olur. Ancak böyle olmadığı görülecek. İsteyen parti mitingini de yapar, televizyona da çıkar, reklamını da verir; sonuna kadar açık. OHAL’i bahane ediyorlar, etmesinler.”
Bozdağ, bundan sonraki Meclis sürecinin ilk günlere göre daha hızlı işleyeceğini kaydederken, CHP’lilerin kavramsal birtakım yaklaşımlarla ve abartılı iddialarla kafa karıştırmaya çalıştığını belirterek, “Mesela Sayın Baykal’ın konuşması da hem kavramsal olarak hem de teknik olarak çok büyük hatalarla doluydu. Bence en kötü konuşmalarından birini yaptı” dedi.
“MHP tabanı destekler”
Bozdağ, bir an önce referanduma gitmek istedikleri mesajını da şu sözlerle verdi:
“Süreci uzatmanın yararı yok. Zaten süreler anayasada belli. Meclis aşamasından sonra Sayın Cumhurbaşkanı’nın onay için en fazla 15 gün süresi var. Teklifin Meclis’ten bir an önce geçmesi ve referanduma sunulması milletin, memleketin yararına. Böylece bu konu sonuçlandırılmış olur, bu sistem tartışması da sona ermiş olur. Hayati gündem maddelerimiz var, bunlarla ilgilenmeliyiz.”
Bozdağ’a MHP tabanının olası referandumda nasıl bir tavır sergileyeceği sorusunu yönelttiğimde de şunları söyledi:
“Ben İç Anadolu’yu iyi bilirim. Karadeniz’in, Doğu Anadolu’nun, Akdeniz’in İç Anadolu’ya yakın bölgelerini de tanırım. Buralarda oy geçişkenliği Ak Parti ile MHP arasındadır. Bir seçmen Ak Parti’ye oy vermiyorsa MHP’ye verir, MHP’ye oy vermiyorsa Ak Parti’ye verir. Ben, MHP tabanından en az yüzde 60-70 destek geleceğini tahmin ediyorum. MHP’de taban, partinin görüşüne göre hareket eder. Referandumdan da yüzde 60 dolayında sonuç bekliyorum.”