24.02.2015 - 12:16 | Son Güncellenme:
Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nin( RAM)özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarına önyargılı olduklarını aktaran Sevindi, sağlık kurumlarından yüzde 20 yani özel eğitim için gerekli özür duruma sahip olan bireylerin RAM tarafından yönlendirilmesinin yapılmadığını aktardı. Bunda devlete maliyet oluşturmama politikasının yattığını söyleyen Sevindi, konuyla ilgili olarak şöyle konuştu;
“Sağlık raporuna göre özel eğitim alması gereken her yıl yaklaşık 20 bin öğrenci RAM tarafından özel eğitim almasını uygun görülmüyor. Bundaki neden ise maliyet kısıtlaması çünkü bir öğrencinin devlete maliyete 434 TL”
Damar Tanıma bu haliyle özel eğitimde uygulanabilir bir sistem değil
Özel eğitim öğrencilerinin ve bu öğrencilerinin eğitim gördüğü özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin sorunlarını anlatan Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Kurumları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Sevindi, şu an 17 ilde uygulamada olan ve 1 Nisan ve 1 Mayıs itibariyle Türkiye genelinde uygulamaya geçirilmesi düşünülen sayısallaştırılmış kimlik doğrulama(damar tanıma) sisteminin bu haliyle yanlış olduğunu söyledi. Çünkü “Mevzuat ve program içerikleri sağlıklı yapılamadığından, sertıfıkasyonların yetersiz olması ve yeterı kadar uygulama ornegı ulasmadan yapılmaya calısıldıgı ıcın. Bizler kurumlar olarak her türlü dirsek temasına açığız birlikte engelli öğrencilerimizin topluma kazandırılmasında çok daha güzel çok daha verimli eğitim ve rahabilitasyon koşulları oluşturacağımıza inanıyoruz. Dedi.
Öğrenci başına devletten 434 lira aldıklarını verdikleri eğitim ücretiz olduğunu belirten Sevindi, kimlik doğrulama sistemi ile MEB’in sadece verilen kaynağın yerine ulaşıp ulaşmadığını takip ettiğini, hizmet kazanımları ile ilgilenmediğini ifade etti.
Engelli öğrenci gelemediği günü telafi edemiyor
Her öğrenci gibi engelli, özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerinde devamsızlık yapabileceğini aktaran Sevindi, “Çocuklar kimi zaman gelmiyor ancak bu hiç gelmedikleri anlamına gelmiyor. Bu nedenle biz telafi sisteminin açılmasını istiyoruz. Yani öğrenci gelmediği günün telafisini o ay içinde alabilmeli. Bakanlığın uygun gördüğü telafi süresi sınırlı. Yani pazartesi eğitime gelmediyse öğrencinin cumartesiye kadar telafi hakkı var ancak çocuk cumartesi gelmezse telafi hakkı yok” Oysa telafilerinin o ay dışında takip eden aylarda da verilebilmesi çocukların eğitimlerinden geri kalmaları için çok önemli. Bu çocuklar hassas ve her gün eğitim için hazır ruh yapısında olamıyorlar.
Dikkat edilmesi gereken nokta öğrencilerin eğitimlerinin kazanım odaklı hale getirilmesi. Eğitim modülleri esnek ve çocukların ihtiyacına göre de değil. Engel durumu ve ihtiyaçları göz ardı edilerek tüm çocukların her ay en az 2 seanslarına zihinsel engelliler sınıf öğretmenlerinin girme zorunluluğu var. BU zorunluluk öğrencin gerçek ihtiyaçlarının karşılanmasını engelliyor. Seansa girecek özel eğitim ve rehabilitasyon personeli özel eğitim ilkelerine ve bireyin günceli ihtiyaçları esas alınmalı. Ancak son alınan bir kararla alandaki öğretmenlerin geniş alanda eğitim almasını sağlayan bir sertifikasyon program düzenledi. Bu adımla MEB alan ya da mevzuat dayatmadan vazgeçmiş oldu.
RAM öğrenci ile birlikte bize o öğrenciye verilecek programı da belirliyor. Ancak bu moduller standartlaştırılmış halde. RAM senede bir gün ve 15 dakika görerek öğrencinin nasıl bir eğitim alacağını karar veriyor ve biz onlar nasıl bir modül isterse onu uygulamak zorundayız. Oysaki öğrencinin neye ihtiyacı var ne yok biz görüyoruz. Ayda 8 saat biz bu öğrencilerle birlikte olunca neye ihtiyaç duyduklarını daha doğru tespit edebiliyoruz.”
Ulusal düzeyde bir sistem oluşturulmalını istiyoruz. Kazanım odaklı. Her çocuk belli kazanımlar belirlenmeli. Çocuğun yapabildiği alanlar belirlenmeli ki yapamadığı konular ortaya çıksın ve yapılması gerekenler sıralansın. Tüm bu veriler ise MEB’in MEBBİS sistemi içinde yer almalı. Böylece MEB çocuğun gelip gelmediğine odaklanmak yerine MEBBİS üzerinden hizmetin çocuğa ulaşıp ulaşamadığına bakabilsin”
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın vicdani duyarlılığı sayesinde özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarında eğitm alan öğrenci sayısı 2005’te 60’bin iken bugün 300 bin öğrenciye ulaştı. Çünkü sosyal güvenlik zorunluluğu vardı. Sonrasında bu kapsam genişletildi. Sosyal güvenciniz olmadan da çocuklar buradan hizmet alabiliyor. 2005’ten bu yana hizmet alan öğrenci sayısı ise 200 bin. 40 bin çalışanı var. Öğrencilere ayda 8 ve 12 saat eğitim veriliyor ücretini ise devlet karşılıyor.
Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Kurumları Derneği Başkanı Faruk Sevindi “Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nabi Avcı’ya teşekkür etmek isterim konuya cok duyarlı. Sıstemın verımli hale gelebilmesi için her türlü öneriye açık bu konuda sık sık kendisiyle bir araya geliyoruz.”
Özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarında eğitim alan öğrencilerimizden başarı hikayelerimiz o kadar çok ki bunları sevinçle paylaşmak istiyoruz. Ama aileler hala bu konuda mahremiyet duygusundalar, bu da özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarının şeffaflığı ve başarıları ile umuyorum aşılacaktır.