31.05.2016 - 13:02 | Son Güncellenme:
Alkali Diyet Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu, yeni neslin daha çok işlenmiş besin yemeye maruz kaldığını, bu yüzden de 40’lı yaşlarda yakalanılan hastalıkların artık 10’lu yaşlarda görülmeye başlandığını söyledi. Çoruhlu, önlem alınmazsa bundan sonra doğacak çocukların en fazla hastalanmaya açık nesil olacağını belirtti.
Halil Kaya Gedik Bilim, Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında İstanbul’da Gedik Üniversitesi tarafından düzenlenen 1. Doğal Sağlık etkinliğinde her yaşta sağlıklı olmanın püf noktaları üzerinde duruldu. Etkinlikte Ayurveda ve Detoks Uzmanı Dr. Koshlendra Pratap, Alkali Diyet Uzmanı Dr. Ayşegül Çoruhlu, Kardiyolog, NonInvasive Kalp Sağlığı Uzmanı Dr. Bimal Chhajer, Yaşam Tarzı Uzmanı Dr. Pankaj, Dhawan, Stres Yönetimi, Fobi ve Ansiyete Uzmanı Doç. Dr. Şafak Nakajima gibi uzmanlar ve modacı Clio Fotiyadis konuşmacı olarak yer aldı. Her yaşta sağlıklı olmanın püf noktalarının masaya yatırıldığı etkinlikte uzmanlar, sağlıklı yaşamın sağlıklı beslenme ve ruhsal enerji ile paralellik gösterdiğini, kişinin kendi element kombinasyonuna ve yaradılışına uygun beslenerek içsel mutluluğa ulaşabileceğini kaydetti. Etkinlik boyunca katılımcılar uzmanlar eşliğinde toplu nefes egzersizi ve meditasyon yaparak ruhsal bilinci ortaya çıkartma, stres ve kaygılardan arınma metodlarını deneyimlediler.
Diyetisyen Ayşegül Çoruhlu, “Hamilelikte tükettiğimiz besinler anne karnındaki çocuğu doğrudan etkiliyor. Eğer anne adayı kötü beslenip, işlenmiş ürünler tüketiyorsa bebekler 4 kg üzerinde bir kilo ile doğuyor ve dolayısıyla doğar doğmaz küçük bedenleri ileride potansiyel hastalıklara yönelik risk faktörü taşıyor. Tıpkı sigara içmek gibi yanlış beslenmekte bizi hasta edebiliyor. Uzun ömürlü ve sağlıklı olmak için hücreleri beslemeliyiz. Bunun tek yolu işlenmemiş ve bitkisel ürünlere önem vermek. İşlenmiş olanları yani şeker, un, alkol gibi ürünleri hayatımızdan çıkartmak. Şeker hastalık sebebidir, uyuşturucu bağımlılığı gibidir. Dünya Sağlık Örgütü bile uyarıyor; işlemiş unlar, işlenmiş etler kanser ürünü olarak belirledi’’ şeklinde konuştu.
’’BİZLER EN HASTA HÜCREMİZ KADAR SAĞLIKLIYIZ’’
Tüm dünyada obezite ve kanserin artık çocukları da kapsayarak erken yaşlara indiğini belirten Dr. Ayşegül Çoruhlu, ’’Bu buzdağının görünen yüzü. Birkaç sene sonra daha fazla sorun ortaya çıkacak. Bu sorunlar en kolay besleme ile düzeltilebilir. Eskiye göre daha fazla işlenmiş gıda tüketiyoruz. Unutmamak lazım ki en hasta hücremiz kadar sağlıklıyız. Bütün hücreler sağlıklı değilse, sağlıklı olmaktan bahsedemeyiz. Hücreler havuzu olarak vücudumuz, doğru enerji kaynaklarından doğru enerjileri almazsa yeterince sağlıklı çoğalamadıkları gibi bir de yavaş yavaş hastalanırlar. Her şey vücudumuza enerji olarak ne aldığımız ile ilgili. Biz kendimizi bir araba gibi düşünürsek ve eğer bir lüks araba performansı göstermek istiyorsak o performansı verecek yiyecekler yemeliyiz ve bunlar; doğal, daha az pişmiş ve bitkisel ağırlıklı yiyecekler olmadır.”
’’DRAGOS’TA SAĞLIK MERKEZİMİZ OLACAK’’
Hoşgeldiniz konuşmasında katılımcılara etkinlik hakkında bilgi veren Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik, ’’Seminerimizi bu sene ilk defa babamın anısına yapıyoruz ve bizim için çok önemli. Sağlık faaliyetlerimize bu sene başladık. Gedik Üniversitesi de sağlık ile ilgili konularda sürekli iletişim içinde. Yakın dönemde Dragos’ta toksinlerden arınma, sağlıklı beslenme ve yaşamımızı daha sağlıklı sürdürebilmenin yollarını sunacağımız bir sağlık merkezimiz olacak. Bence sağlıklı beslenme, doğal beslenmedir. Kendimizi doğanın sunduğu besinlerle doğal beslemeliyiz. Kendimizi bu şekilde beslersek, hayatımızı daha iyi idame edebiliriz. En azından hastalıklardan kendimizi koruyabiliriz” diye konuştu.
“SAĞLIK, VÜCUDUMUZU İYİ TANIMAKTAN VE DOĞAL BESLENMEKTEN GEÇER’’
“Bu etkinliklerin amacı, insanları doğal yaşam yoluyla sağlıklı yaşam konusunda eğitmektir “diyen Hintli Ayuveda ve Detoks Uzmanı Dr. Koshlendra Pratap, ’’Çok farklı kaynaklardan duyduğumuz sağlıkla ilgili haberler insanların aklını karıştırabiliyor. Bu etkinliğin farkı ve önemi, küçük hamleler ile sağlığımızda nasıl büyük farklar oluşturabiliriz onların üzerine odaklanıyor olmasıdır. Sağlıklı yaşamamızın temel koşullarından birini de sağlıklı çevre oluşturmaktır. Bu noktada vücudumuzu temizlemek, doğru beslemek ve yeniden yapılandırmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz değişik aktivitelerimiz var. Sağlığın en temel tanımı, yaşam ritmi ve dengede olma halidir. Yaptığımız aktiviteler ve yediğimiz yiyecekler ile ilgili nerede aşırıya kaçtığımızı bilirsek o anda geriye dönüp tekrar değerlendirmesini yaparak dengeyi tekrar sağlayabilir ve sağlığımıza kavuşabiliriz. Sağlığımızı korumada çok değişik yollar olsa da temel nokta bağırsak sağlığıdır. Bağırsaklar bize neleri yiyip neleri yemememiz gerektiğini söyler. Yaptığımız tüm çalışmaların temeli öncelikle bağırsak sağlığımızı oluşturmakla başlıyor” dedi.
’’TÜMÖRÜ DOĞAL VE KEMOTERAPİSİZ YENDİM’’
Etkinliğe katılan Clio Fotiyadis, beynindeki tümörü ve hastalığı nasıl yendiğini şöyle anlattı:
’’Çok hastalıklarım oldu ama içlerinde geçirdiğim hastalıklardan en önemlisi beyin tümörüydü. Bir kere ameliyat ettirdim ama tekrarladı. Sonra Hindistan’a gittim ve orada Ayurveda doktoru ile çalışarak kemoterapisiz ve doğal yollar ile tümörü tekrar yendim. Öğrendim ki, bütün hastalıkları kendi beynimizle yapıyoruz, o zaman kendi beynimizle de yok edebiliriz. Bu süreçte beslenmeme dikkat ederek, yoga ve meditasyon yaptım. Bir daha çıkmadı. Hastalıklarda beslenmemize dikkat etmemiz lazım. Stres etkili. Bütün hastalıklar stresten geliyor. Ama en önemli şey sevgi, kendini tanımak, kendinle ve hayatla barışık olmak, zorluklara sevgi ile sarılarak feraha çıkmak.”