Müşteriler,
- Siparişlerini iptal edebilir.
- Ödemelerini geciktirebilir veya borçlarını ödeyemez.
- Fiyat indirimi veya daha yüksek maliyetli hizmetler isteyebilir.
Ürün ve hizmet tedarikçileri,
- Batabilir veya işten çıkabilir.
- Daha kısa vadeli ödeme talep edebilir.
- Tedarik ürününün kalitesini düşürebilir.
- Tedarik ürününün fiyatını artırabilir.
Çalışanlar,
- İşi bırakıp rakip firmaya gidebilir.
- İşi yavaşlatabilir.
- İşten çıkarılma korkusuyla motivasyon kaybına uğrayabilirler.
Finans ve banka ilişkilerinde,
- Döviz kurundaki artıştan dolayı yüklü ve açık döviz provizyonuyla karşı karşıya kalabiliriz.
- Yeni kaynak bulamayabiliriz, yaptığımız yatırım yarım kalabilir ve taahhütlerimizi yerine getiremeyebiliriz.
- İpotek olarak verdiğimiz gayrimenkulün değeri düşebilir; banka ilave ipotek isteyebilir.
- Hisse senetlerimizin ve firmamızın değeri düşebilir; halka açılma planımız suya düşebilir.
- Banka verdiği kurumsal kredileri geri çağırabilir.
Yönetim prensipleri
1. Gökten likidite yağarken farklı alanlara girmek yanlıştır. Yarattığımız öz kaynakla ana işimize odaklanmalıyız.
2. Satış fiyatımız TL ise, aldığımız borç da aynı para cinsinden olmalıdır.
3. Sağlam fizibiliteye dayalı olmayan hiçbir yatırıma girmemeliyiz.
4. Bankacılarımız ile dirsek temasını yakın tutmalı, bankacıları danışman olarak görmeliyiz.
5. Erken uyarı sistemlerini kendi firmamıza uygun şekilde tasarlamalıyız.
6. Kreditörlerle görüşmeler tek merkezden yürütülmeli; görüşmeleri yönetecek lider belirlenmelidir.
7. Zor zamanlarda finansallarımızı yönetirken dikkat etmemiz gereken konuların başında “nakit akışı” gelir.
Bu önemli ve ekonomik durumumuza uygun prensipleri Mentoro Danışmanlık Platformu çalışmasından aldım.