Aşağıda ele alınan reel sektör mali göstergeleri, 2017 yılı başını esas almış olsa bile, son verilerle çok büyük farklılık göstermiyorlar. Bu nedenle, reel sektörün durumunu daha iyi anlayabilmek ve değerlendirebilmek için, İstanbul Sanayi Odası, IMF ve Akbank verilerinden derlenen aşağıdaki grafikleri okurların dikkatine sunmak istedim.
Yukarıdaki grafikte kesikli kırmızı hat ile ifade edilen ilk 20 büyük şirketin borçluluk oranının özkaynaklarına oranı, yüzde 20 civarında ve borçların kolaylıkla döndürülebilir olduğu görülüyor. Öte yandan, sepete giren firma sayısı arttıkça, yani sepete daha küçük firmalar eklendikçe, borçluluğun da arttığını ve geri ödenilebilirliğin zorlaştığını gözlemliyoruz.
Kârlılık düşüyor
Aşağıdaki grafikteki kesik kırmızı hat hisse başı kârlılığı; mavi hat ise, varlıklara oran olarak kârlılığı gösteriyor. Yıllar içinde, firmalarımızın her iki gösterge ile de kârlılığının düştüğünü görüyoruz.
KOBİ’lerde de, borcun arttığı ve satışların düştüğü anlaşılıyor. Bu grafiği 2017 yılına bile uzatsak, Kredi Garanti Fonu’nun etkileri henüz rakamlara yansımadığı için, aynı eğilimle karşılaşıyoruz.
Finansman giderleri
Aşağıdaki tabloda, 2016 yılında yeni yatırım yapılmaktan kaçınıldığı için, finansman giderlerinin önceki yıllara oranla çok daha az arttığını görüyoruz. Kredi faizlerinin yükselişi bu yıl da devam etti. Dolar kurundaki artış, 2017 yılında da, özellikle dövizle borçlanan kuruluşları zorlamaya devam etti.
Reel sektörün net döviz pozisyonunun, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya oranı, 2002 yılında yüzde - 2.8 iken, 2017’nin ikinci çeyreği sonunda yüzde -24.8’e çıktı. Reel sektörün Ağustos 2017 sonu itibariyle 212.1 milyar dolar borcu var. Bu borç, 2008 yılında 70.5 milyar dolar ve 2002 yılında sadece 6.5 milyar dolar idi.
Döviz problemi bizi zorlamaya devam ediyor.