Kurumların değişime diren-mesinin çeşitli nedenleri vardır. Aşağıda, bu direncin temel nedenlerini ve yaygınlığını görüyoruz.
- Yüzde 80 oranında değişime karşı direnç,
- Yüzde 70 oranında baştaki kişinin değişime hazır olmaması,
- Yüzde 60 oranında gerçekçi olmayan beklentiler,
- Yüzde 55 oranında değişim projesinin yeterli olmaması,
- Yüzde 45 oranında değişim gerekçelerinin yeterince anlatılmaması,
- Yüzde 42 oranında değişimin mükemmel tasarlanmamış olması,
- Yüzde 40 oranında belirsizliklerin giderilmemiş olması,
- Yüzde 35 oranında yetersiz yazılım desteği.
Kurum kültürü nedir?
Bir kurumda işlerin yapılış tarzı, içeride ve dışarıdaki problemlerin çözüm becerisi ile hedeflere ulaşma ve strateji oluşturmadaki işbirliği, o kurumun kültürünü oluşturur.
Bir kurumdaki düzensizlik ve tesirsizlik eğilimine “Kültürel Yetersizlik (Cultural Entropy)” denilmektedir. Etkinliğin azalması ve boş yere enerji tüketilmesi bu eğilim nedeniyle oluşur. Takım içi çekişmeler ve bıkkınlık(tükenmişlik) kendini gösterir. Doğal olarak, bu çeşit bıkkınlıkların genel ekonomik ve siyasi durumlardan etkileniyor olması da olasıdır. “Cultural Entropy” ölçülebilirdir ve gerek çalışan aidiyetine, gerekse ciro artışına önemli etki sağlar. “Cultural Entropy”nin düşük seviyeleri, daha iyi sayılır.
Yapılan hesaplamalara göre, kültürel yetersizliğin yüzde 10’un altına düşmesi, 3 yıl içinde kurum gelirlerinde yüzde 32.87 oranında artış sağlar. Kültürel yetersizliğin yüzde 29’un üstüne çıkması ise, gelir artışını, aynı sürede yüzde 11.07 seviyelerine düşürür.
Yetersizlik çalışması
Ülkemizde kurumlardaki kültürel yetersizlik konusunda en sonuç odaklı çalışmaları “KA Danışmanlık” yapıyor. Önce eksiklikler saptanıyor, ihtiyaç analizi yapılıyor; sonra kurumun nereden nereye gitmek istediği planlanıyor. Daha sonra bir kurum içi iletişim planı oluşturuluyor ve bu konuda lider koçluğu, takım koçluğu, gelişim dizaynı gibi birçok aksiyonun alınması sağlanıyor.
Bir kurumdaki düzensizlik, kopukluk ve etkisizliğin tam olarak azaltılması ve bu konudaki problemlerin çözülmesi, 3 ila 7 yıl sürdürebiliyor. Bu dönemde, hem çalışanların moralinin yükselmesi hem de kârlılığın artması, görülür ve ölçülebilir, bir sonuç yaratıyor.
Çalışma sırasında sadece objektif tedbirlerin alınması değil, psikolojik ve enerji güçlendirici tedbirlere de başvuruluyor. Kurumdaki iletişimsizlik ve etkisizlik azaldıkça, konulan sermaye karşısındaki gelir de süratle yükseliyor. Yapılan araştırmalarda, bu konuda alınan tedbirler sayesinde, kurum hisse fiyatlarının da, süratle yükseldiği gözlemlenmiş bulunuyor.