Ege Cansen’in haklı yorumlarına yer verdiğim dünkü yazıma devam ediyorum. Cansen, “Türk ekonomisinin parasal yapısı, gelişmiş ve büyük ekonomilerden farklıdır. Gelişmiş ve büyük ekonomiler, tek para birimlidir. Türk ekonomisi ise, Türk Lirası ve döviz (dolar, euro, sterlin, vs.) olmak üzere, çift para birimlidir. Tek para birimiyle yönetilen ülkelerde geçerli olan, “faiz-enflasyon” ilişkisi, bizde ters çalışır” diyordu.
Çift para birimli Türk ekonomisinde (diğer gelişmekte olan ülke ekonomilerinde olduğu gibi), “devalüasyon-enflasyon-faiz” sarmalı vardır. Sarmal, şöyle çalışır:
- (Merkez Bankası’nın temel görevi olan) “Fiyat istikrarı”, sadece Türk Lirası’nın değerli tutulmasıyla sağlanır.
- Değerli Türk Lirası ise “cari açık” yaratır; bu cari açık da “finansal istikrarı” bozar.
- Bozulan finansal istikrar ise giderek fiyat istikrarını bozacaktır.
Paranın dört işlevi
Güçlü, gelişmiş ülke paralarının dört işlevi vardır:
- Satın alma aracıdır.
- Ölçü birimidir.
- Değer saklama aracıdır.
- Uzun vadeli sözleşme akçesidir.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin para birimleri ise tek işlevlidir. Türk Lirası sadece “satın alma aracı” olma işlevini karşılayabilmektedir.
Fıtratında var...
Gelişmiş olsun olmasın her ekonomi (bir dalgalanmaya bağlı olarak), hafif veya şiddetli krizlere maruz kalır. Gelişmiş ekonomilerdeki krizlerin temel sebebi, varlık fiyatları enflasyon balonuyla TÜFE makasının açılmasıdır. (TÜFE makasının açılması, balon olmadığı halde, enflasyonist baskı yaratılmış olmasıdır. Yahut, piyasa mekanizması yeterince çalışmamaktadır.)
Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde ise kriz revalüasyonla gelir; devalüasyonla gider. (İçinde bulunduğumuz durum, bir ekonomik kriz değil, bir güven bunalımıdır. Bu nedenle, devalüasyonla bile ekonomi rayına oturtulamamaktadır.)
Ekonomi çocuk gibidir
Türk ekonomisi çocuk gibidir; akşam 39 ateşle yatar, ertesi gün futbol oynar. Türk ekonomisiyle ilgili batıl inançları şöyle sıralayabiliriz:
- “Türkiye’de tasarruf açığı vardır” inancı. Aslında, yoktur.
- “Kamu iç borcunun düşük olması güçlü yanımızdır” inancı. Aslında, değildir.
- “Yüksek faiz tasarrufu arttırır” inancı. Aslında, azaltır.
Bir de ben ekleyeyim:
- “Faiz artırmakla döviz kurunu düşürebiliriz” inancı. Aslında, yükseltiriz.