Tarih boyunca tüm dünya ticaretinin gerçekleştirildiği yollara, ipek yolları adı verildi. Osmanlı İmparatorluğu zamanında, bunlardan en önemlilerinden biri de İstanbul’dan geçiyordu. Şimdilerde ise, başta Çin olmak üzere Asya ülkeleri Pekin’den başlayıp, İstanbul’da sona erecek bir demiryolu projesi üzerinde çalışıyorlar. Gerçekten de hiçbir taşımacılık demiryolu taşımacılığı kadar ucuza mal olmuyor. Bu proje gerçekleştirilebilirse, ülkemiz ana ticaret yolu üzerindeki en önemli ülke olacak.
The Silk Roads (İpek Yolları) kitabının yazarı Peter Frankopan, yeni İpek Yolu’nun “Yeni Dünya Tarihi”ni oluşturacağından bahsediyor. İpek Yolu kavramı, sadece kıymetli malların gönderildiği ticaret yollarını ifade etmiyor. Yüzyıllar boyunca, dinlerin, buluşların, fikirlerin, devrimlerin yayılışı bu yollar vasıtasıyla gerçekleşti.
Yine, kürklerin, tahılın, altın ve gümüşün ve hatta kölelerin ticaretini sağlayan, ipek yolları vardı. Bu yollar, yalnız malları değil, krizleri, savaşları, hastalık salgınlarını da beraberinde taşıdı. Cengiz Han, Büyük İskender ve Roma ile Osmanlı imparatorluklarının kurucuları ve yayılmacıları da bu yolları kullandılar.
İpek yolu diriliyor
İnternet devrimi sayesinde, bilgi ulaşımı kolaylaştıkça, üretimin ucuz ve kolay yapılabildiği ülkelerden diğer ülkelere mal ve hizmet ulaşımı zorunlu hale geliyor. Batılı bilim adamları, aşırı dincilik ve terörün de bu sayede önlenebileceğini savunuyorlar.
Ülkemizden geçirilen doğal gaz ve petrol boru hatları da küçük birer “İpek Yolu” sayılabilir. Çin’den başlayıp, İstanbul’a gelen bir demiryolu da dünya madenlerinin alıcılarına en ucuz biçimde iletilmesini sağlayacak. Bu proje, kaçınılmaz gibi görülse de hükümetimizin bir an önce, başta Çin olmak üzere bu projeden fayda sağlayacak ülkelerle iş birliği başlatması gerekiyor.
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’yı kapsayan ve gelecekteki en önemli ülkeler sayılan BRICS ülkeleri efsanesi artık bitmiş gibi. Bunun yerini Endonezya, Malezya, Güney Kore ve Türkiye’yi kapsayan MIST ülkeleri alıyor. ABD Başkanı Trump’ın bile Türkiye’yi dışlayamamasının arkasında bu gelişmenin yattığı iddia ediliyor.
İpek Yolu şehirleri
Yeni İpek Yolu güzergâhında yer alması öngörülen şehirlerde, yeni havalimanları, beş yıldızlı oteller, kongre merkezleri, rezidanslar ve dünya harikası yapılar yükseliyor.
Bu şehirlere yeni milyarderler yerleşiyorlar. Yeni Asyalı milyarderler, New York ve Londra gibi dünya merkezlerindeki gayrimenkul fiyatlarını uçurdular ama kendi ülkelerinden de hiçbir zaman vazgeçmeyecekler. Yeni İpek Yolu, onları ve sermayelerini de geri çağıracak. Çünkü bu yol üzerinde Londra misali yeni şehirler kuruluyor. Peter Frankopan’ın fikrine göre, önümüzdeki yıllarda, Ceyhan Limanı dünyanın en büyük limanlarından biri olacak.
Çin düğmeye bastı
Çin Cumhurbaşkanı XL Jinping, 2013 yılından beri “Yeni İpek Yolu” projesini şiddetle destekliyor. Çin’in Avrupa’ya ulaşması ve ABD’nin ticari yaptırımlarını bertaraf edebilmesi de “Yeni İpek Yolu”nun hayata geçirilebilmesine bağlı. Almanlar, bu konuda şimdiden Çin ile anlaşmış bulunuyorlar ve anlaşmanın bir sonucu olarak da Türkiye ile iş birliğine başladılar.
Bu nedenle de Avrupa Birliği, Türkiye’siz yapamaz duruma geliyor. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak, yakında Avrupa Birliği ile vize serbestisi ve serbest dolaşım başlatılırsa, hiç şaşmam.
“Yeni İpek Yolu”na, “The Silk Road Economic Belt (İpek Yolu Ekonomi Kuşağı)” adı verilmiş bulunuyor. Cumhurbaşkanımızın yüzümüzü Doğu’ya çevirmemiz gerektiği yönündeki 2013 yılı söyleminin nedeni şimdi daha iyi anlaşılıyor. Fırat’ın doğusunda var olma zorunluluğumuz da “Büyük ve Vazgeçilemez Türkiye Planı”nın bir parçası sayılmalı.