İlk canlı bakterinin 3.5 milyar yıl önce dünyamızda oluştuğu hesap ediliyor. Bilimsel hesaplamalara göre, ilk kompleks hayvan formu 565 milyon yıl önce (MYÖ) ortaya çıktı. Bitkilerin kara parçalarında büyümeye başlaması 460 MYÖ oldu. Karada yaşayan ilk hayvanların 428 MYÖ oluştuğu anlaşılıyor. İlk dinozorların 228 MYÖ ve ilk kuşların 151 MYÖ dünyamızda görüldüğü düşünülüyor. İlk insanların 7 MYÖ ortaya çıktığı, ancak tam olarak bize benzeyen insanların 2-1.8 MYÖ yaşamaya başladığı anlaşılıyor.
Beynimiz büyüyor
İlk insanların önce Afrika’da, daha sonra Asya’da yaşadıkları, ancak bizlerle tam olarak benzeşen insanın 27 bin yıl önce ortaya çıktığı düşünülüyor. İnsan beyninin büyüklüğü önceleri 380-430 cm³ iken, şimdilerde 1400cm³’e ulaşmış vaziyette. İlk insanların üst dişlerinin bizimkilerden daha uzun ve ön yüz genişliğinin daha büyük olduğu anlaşılıyor. Bilim insanlarının atalarımız saydığı “homo sapien” kafatası fosillerinden, şimdiye kadar 20 civarında farklı fosille karşılaşıldı. Bulunan fosiller arasında 4.1 milyon yıl önceden başlayan ve 30 bin yıl önceye kadar uzanan değişik zamanlara ait kafatasları var.
350 bin yıl ile 30 bin yıl arasında yaşadığı hesaplanan “homo neanderthal” insan kafatası fosillerinden 275 adedi Avrupa ve Asya’nın çeşitli bölgelerinde bulundu ve dünya müzelerinde korunuyor.
İnsanoğlu ateş yakmayı 1.6 MYÖ öğrenmiş olsa da “homo neanderthal”lerin ateş yakmayı bildikleri anlaşılıyor.
Maymundan gelmiyor
İnsanlardan alınan 3 milyar DNA örneğinin %96’sının şempanzelerle bire bir uyuştuğu belirlendikten sonra, insanların maymundan gelip gelmediği konusundaki tartışmalar giderek çoğaldı. Ancak, insan DNA’sının %80’nin farelerde de bulunduğu anlaşıldı. Zaten, bu yüzden fareler uzun süredir deneylerde kullanıyor. Öte yandan, geniş ölçüdeki DNA benzerliğinin, yaratılan tüm hayvanlarda bulunduğu anlaşıldıktan sonra, insanoğlunun maymundan gelmediği görüşü güç kazandı.
Okyanusların en derin sularında bile hayat formlarının bulunması ise, yaşamın önce denizlerde başladığı savını güçlendirdi. Kutuplarda yaşayan ayıların ortama uyum sağlayarak beyaz olması ve sadece et yemeleri, canlıların tabiat ve beslenme şartlarına uyum sağladığını gösteriyor. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, diğer bölgelerde bulunmayan hayvanların yaşamaları da bu savı güçlendiriyor. Örneğin, Pasifik Okyanusu’ndaki Galapagos Adaları’nda ve Madagaskar’da dünyanın diğer yerlerinden çok farklı hayvanlar yaşıyor. Leylekler, ülkemizden Mısır’a ve Mısır’dan ülkemize göç ediyorlar ve dünyanın başka yörelerinde bulunmuyor. Güneydoğu Asya’da nehir ejderhaları, Güney Amerika’da lamalar yaşarken, kangurular sadece Avustralya’da yaşıyorlar.