Maliye Bakanı, TBMM’ye sevk edilen yeni vergi kanunu değişikliğini, kamuya açıkladı. “Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”, birçok vergide artış getiriyor. Bunlar arasında, sadece finans kuruluşlarının Kurumlar Vergisi’nin iki puan artırılması, dağıtılmayan kurum kârlarına yüzde 1 oranında vergi stopajı uygulanması, Gelir Vergisi tarifesinin üçüncü dilimindeki gelirler için vergi oranın yüzde 27’den yüzde 30’a çıkarılması, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin yüzde 40 artırılması gibi vergi artışları var.
Ayrıca, bir çok konudaki istisna limitleri de düşürülüyor. Öte yandan, Merkez Bankası’ndan Denetim Kurulu’nun kaldırılması gibi, vergilerle ilgisiz konular da Tasarı’ya eklenmiş.
Maliye Bakanlığı’nın vergilerin artırılması ile ilgili olarak hazırladığı Kanun Tasarı’sını açıkladığı saatlerde, ABD’de yüzde 35 olan Kurumlar Vergisi’nin yüzde 20’ye indirilmeye hazırlanıldığı haberi geldi. İkisinin aynı anda duyurulması, ilginç bir tesadüftü.
Yersiz telaş...
Askeri harcamaların artması ve bütçe açığının yükseliyor olması, ek vergi düzenlemelerinin geleceğinin habercisiydi. Ancak, bu oranlarda ve biçimde bir değişiklik beklenmiyordu.
Açıklanan orta vadeli programda da bir çok tutarsızlık var. Örneğin, bu yıl yüzde 9.5 olan enflasyonun 2020’de yüzde 5’e düşeceği; yine, 2020 yılında dolar kuru ortalamasının “4 TL = 1 Dolar” olacağı programlanmıştı. Bu yıl milli gelirimizin yüzde 4.6’sı olması beklenen Cari İşlemler Açığı’nın da 2020 yılında yüzde 3.9’a düşürüleceği öngörülüyordu. Açıklanan bu rakamlar, gerçekçi olmayınca, kaçınılmaz olarak güven sarsıcı oldu. Orta Vadeli Program’ın açıklanmasının arkasından gelen vergi artışları için, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Erdem bile “Bu telaş gereksiz ve vergi artışları sakıncalı” yorumunu yaptı.
Vergi artışları ile ilgili tasarı açıklanır açıklanmaz İstanbul Borsası endeksinde düşüşler yaşandı. Özellikle de, banka ve finans sektörü hisseleri yüzde 6 civarında düştü.
Hatalı uygulamalar
Hazırlanan “Vergi Tasarısı”nda ciddi temel hatalar var.
Bunlardan birincisi geriye dönük uygulama. Tasarı’ya göre, yükseltilen vergi oranları bu yılki gelirlere de uygulanacak. Yani, kişi ve şirketler, dokuz ayı geçmiş 2017 yılı için, kazançları üzerinden hiç beklemedikleri ve hesaplamadıkları bir vergi ödeyecekler. Böyle bir uygulama, ileriye dönük ciddi sıkıntılar yaratacağı gibi, “vergileme prensipleri”ne de aykırıdır.
Bir yabancı şirketi düşünün, belli bir miktarda vergi ödeyeceğini beklediği ve buna göre hesaplarını yaptığı bir sırada, aniden kendisinden geçmişe yönelik vergi isteniyor. Türkiye’deki serbest piyasa uygulamalardan zaten şüphe duyulduğu bir ortamda, geriye dönük vergi alma cinliği ve mantalitesini çok sakıncalı görüyoruz.
İkinci konu, sektörler arası ayrım yapılması ve belli bir sektörden daha fazla vergi alınmaya kalkınması. “Tasarı”ya göre, sadece bankalar ve finans kurumları için Kurumlar Vergisi oranı yüzde 20’den yüzde 22’ye çıkarılıyor. Yani, Kurumlar Vergisi’nde mali şirketler için yüzde 10’luk bir artış yapılması öngörülüyor.
Banka kârlılığının öneminin anlatılmaya çalışıldığı bu dönemde, sektörler arası ayrım yapılıp, banka kârlarının düşürülmeye çalışılması mantıki görülmüyor. Bu aksaklıkların, TBMM komisyonlarında düzeltileceğini umuyorum.
Konuya yarın devam edeceğim.