ABD, 2008 yılı ekonomik krizini aşmak amacıyla, Merkez Bankası (FED) bilançosunu 1 trilyon dolardan 4 trilyon dolara çıkarttı. Şimdi, piyasaya verilen bu paranın en az yarısını çekmek istiyor.
FED, Bloomberg ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafik, bu gerilemenin zamanlamasını gösteriyor. FED, bilanço küçültülmesine bu yıl başlayacak ve küçülmeyi kademeli biçimde gerçekleştirecek.
ABD ekonomisi, bu parasal genişlemeye rağmen, çok düşük faizlerle ve olumlu büyüyor. Doların, euro ve diğer paralar karşısında değer kaybetmesi de ABD ekonomisine olumlu yansıyor.
Öte yandan, FED uzun vadeli Hazine tahvili alarak, bu parasal genişletmeyi yarattığı için, ekonomistler, ABD’de bir “tahvil balonu” oluştuğundan ve bu durumun yakın gelecekte bir kriz yaratabileceğinden bahsediyorlar. Tahvil piyasasındaki bu durum, FED’in faiz artırım alanını sınırlıyor.
Bu konu bizim için de çok önemli. Çünkü, faiz artırımlarının gerçekleşmesi geciktikçe, dünya ekonomisindeki daralma ve gelişmekte olan ülke ekonomilerindeki sıkıntı sürüyor.
Sıcak para girişi
IIF, Bloomberg ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafik, bizim gibi gelişmekte olan ülkelere fon akımının durumunu gösteriyor. Gelişmiş ülkeler krizden uzaklaştıkça, fonlar gelişmekte olan ülkelere akıyor. Çünkü, gelişmiş ülkeler temkinli para politikası sürdürüp parasal genişlemeyi kontrol altına aldıkça, getiri arayışı kaynaklı olarak fonlar gelişmekte olan ülkelere kayıyor.
Öte yandan, ABD Başkanı Trump’ın harcamaları artırıcı maliye politikasını durdurması, zayıf dolara destek veriyor. Euro Bölgesi’ndeki toparlanma da euro’yu destekliyor. Ancak, güçlü euro, Avrupa Merkez Bankası’nın genişleyici para politikasına devam etmesini sağlayacak.
Yarın bahsedeceğim volatilite endekslerindeki düşük düzeyler, global piyasalarda güvenin artmasını ve yatırımların bu piyasalara yönelmesini sağlıyor. Bu gelişmeden faydalanan İstanbul Borsası da, hem dolar hem de Türk Lirası bazında, yılbaşından beri yüzde 37 değer kazandı.
Sonuçta, önümüzdeki dönemde, küresel ekonominin büyüyeceği ve ülkemize sıcak para girişinin artacağı bir ortamla karşılaşacağız. Yeter ki, iç ve dış politika hataları yapmayalım.