Demok-rasiye inanan kişinin, partinin ve devleti yönetenlerin anayasal ve sosyal konulardaki görüşü de demokrat olmalı; kişi özgürlüğüne, insan haklarına inanmalı ve toplumun tepkilerini her zaman göz önünde tutmalıdırlar. Toplumun ve toplumdaki tepki merkezlerinin tepkisi çoğu zaman eşitlikten ve siyasi sonuçlardan çok daha önemlidir.
Modern demokrasi
Bernard Crick “Democracy (Demokrasi)” isimli kitabında yukarıdaki görüşleri dile getirip, “Demokrasi”nin şartlarını şöyle tanımlıyor:
a) Kişilerin istediklerinde ve istedikleri ölçüde siyasi hayata katılabilmeleri,
b) Yasa ve kuralların, özel girişimler ve ticari hayat bakımından mümkün olduğunca serbesti sağlaması,
c) Laik devletin sürekliliği ve bu sürekliliğe toplumun inanması,
d) Toplumda çok geniş bir orta sınıf bulunması,
e) Entelektüel, elit bir toplum kesiminin yetişmiş ve yenilerinin yetişiyor olması,
f) Siyasi partiler, çok partili bir seçim sistemi ve parlamento gibi demokrasinin klasik unsurlarının bulunması,
g) Halk tarafından seçilen temsilcilerin ülkeyi yönetmesi,
h) Belirlenen sık aralıklarla serbest seçimlerin yapılması,
i) Serbest piyasa ekonomisinin varlığı,
j) Mülk edinme serbestisinin bulunması,
k) Mahkemelere ve yasalara güven ile yasalar karşısında eşitliğin sağlanmış olması,
l) Devlet ve özel sektör kurumlarında şeffaflığın bulunması,
m) Alternatif ve bağımsız bilgi kaynaklarının varlığı,
n) Basın özgürlüğünün sağlanmış olması,
o) Bilginin açık olması ve bilgiye serbestçe, kolayca ulaşılabilmesi,
p) Fikir özgürlüğü bulunması ve kişilerin görüşlerini istedikleri gibi ve korkusuzca ifade edebilmeleri,
q) Sivil toplum kurumlarının varlığı,
r) Çeşitli çıkar gruplarının örgütlenebilmelerine olanak sağlanması,
s) Karşı fikirlerin hoşgörü ile karşılanıp, tartışılabilmesi; genel olarak siyasetin ve siyasetçilerin toplumda kabul görmesi,
Halkın yönetimi yetmiyor
“Halkın Yönetimi” anlamına gelen dar kalıplı demokrasi anlayışı artık terkedilmiş durumda. Alınan oy miktarı da, demokrat olmak için yetmiyor. Demokrasi, yukarıdaki prensipleri içeren bir davranış biçimi ve “dünya görüşü” olarak ifade ediliyor. Özgürlük, laiklik, eşitlik, insan hakları ve hür teşebbüs artık tümüyle demokrasi kavramının içine yerleşmiş vaziyette.
Marx’ın dediği gibi, dünyayı değiştirmek için bile önce onu anlamak lazım.