Ondan çok şey öğrendim. Bazılarından bahsedebilirim. Binlercesinden, bazı özelliklerini de sayabilirim:
- Ailesini her şeyden önemli sayardı.
- Hiç kimseyi kıskandığını görmedim. Herkesin başarılı olmasını isterdi.
- Günde 12 saat çalışır; evinde de çalışmaya devam ederdi.
- İyi giyinir; işyerinde her zaman kravat takardı.
- Çok mütevazı idi; günlük hayatında az şeyle yetinirdi.
Tülin ve Erdoğan Demirören, Cannes’da.
- Bir bilgiyi, her zaman ikinci bir kaynaktan doğrulatırdı.
- İşi ile ilgili her konuyu detayları ile bilirdi.
- Maddi ve manevi değeri çok yüksek olan antika ve sanat eseri kolleksiyonu vardı. Evi bir müzeden farksızdı.
- Çok yüksek değerde, satmaya kıyamadığı arsaları ve gayrimenkulü bulunuyordu.
- Siyasette, güçlü ve tek başına iktidarları destekler; koalisyonları istemezdi.
- Her zaman bardağın dolu tarafını görürdü.
- Siyasetçilerden bir şey istediğine şahit olmadım.
- Milliyetçi idi; ülkesini severdi; yurt dışında hiçbir yatırımı ve parası yoktu.
- Kendi kendinin doktoru idi; içki ve sigarası yoktu.
Bir yılbaşı gecesi başbaşa ‘Kemer Golf and Country Club’da geçirmiştik.
- Beşiktaş sevdalısı idi. Oğlu Yıldırım Beşiktaş Başkanı iken tüm maçları evinde birlikte izledik.
- Müthiş yardımseverdi. Yaptığı yardımların haddi hesabı yoktu. Yaptığı yardımları, kendisinden başka kimse bilmezdi.
- Ona taparcasına inanan sayısız eski dostu vardı.
Sevdikleri onu unutmaz. Yaptıkları unutulmaz. Yeni mekânı, cennettir.