New York’daki ikiz kulelere yapılan terörist saldırılarla ilgili çeşitli komplo teorileri üretildi. Bu konu üzerinde binlerce kitap yayınlandı. 12.3 milyon web sitesi konuyu ele almış ve iddialarda bulunmuş bulunuyor. İddiaların hala devam etmesi üzerine, Popular Mechanics dergisi, tarafsız 70’den fazla mühendis ve teknik adamla konuşarak, konuların tümüne açıklık getirdi. Bu açıklama ile, tüm komplo iddiaları çürütülmüş bulunuyor.
‘Jetler bulamadı’
İddia: Kaçırılan uçakların çevresindeki bölgelerde 28 uçak üssü bulunuyordu. Sadece 2 jet uçağı, onlar da Washington D.C.’deki Andrews jet üssünden kalkabildi. Jet uçaklarının kalkmalarına izin verilmedi.
Cevap: O sırada 48 eyalette hazır durumda sadece 14 jet uçağı vardı. Bir uçağın kaybolması durumunda devreye giren NORAD((North American Air Defence) sistemi devreye girip, alarm vermedi. Sivil bir kuruluş olan ATC(Air Trafic Control), NORAD’ı telefonla 3 kez arayıp bilgi verdi. Verilen bilgide, 11 uçuş numaralı uçağın Washington D.C.’ye yöneldiği söylendi; halbuki uçak, 35 dakika önce Kuzey Kuleye çarpmıştı. New York ATC, United 175 uçuş numaralı uçağın kaçırıldığını duyurduğu anda ise, o uçak zaten Güney Kuleye çarpmıştı. Boston ATC’den Delta 1989 uçuş numaralı uçağın kaçırıldığı bilgisi de geç geldi. Bu bilgiler geldiğinde, Otis hava üssünden 2 ve Langley üssünden 3 jet kaldırıldığı halde bu uçaklar kaçırılan uçakları bulamadı. Çünkü, hava korsanları uçaklarının haberleşme vericilerini kapatmışlardı. Kaçırılan uçakların bulunduğu bölge, ABD’nin uçuş yoğunluğu en yüksek olan bölgesi idi; kaçırılan uçakların tesbiti için 4500 civarında uçak bilgisinin bir anda taranması gerekiyordu. Üstelik, ABD şehirlerinden kalkıp, diğer ABD şehirlerine giden lokal uçaklarda bir saldırı olasılığı beklenmiyordu.
‘Bomba mı?’
İddia: Çöken binaların etrafından bol miktarda toz ve pislik fışkırdı. New Mexico Institute Mining and Technology Başkan Yardımcısı, patlayıcı uzmanı Von Romero, kulelerde kontrollü patlayıcılar olmadan bu manzaranın görülemeyeceğini söyledi.
Cevap: Kuleler çökmeye başlayınca, üst katların yükü aniden aşağı katlara bindi. Bu enerjinin emilmesi, olanaksızdı. Yüksek baskı, bir zincirleme reaksiyon doğurdu. Uzmanlar, bu duruma “pankek etkisi(pancaking)” diyorlar. American Society of Civil Engineers (ABD Mühendisler Birliği) de verdiği raporda bu durumu belirtiyor. Her dışarıya kapalı bina gibi, kuleler de içinde muazzam miktarda hava barındırıyordu. Çökme sırasında, bu hava her türlü pislikle birlikte dışarıya saçıldı. Bu zincirleme hareket, kontrollü patlatıcıların binayı çökerttiği izlenimi verdi. Nitekim, Von Romero da önceki savlarını geri çekti ve sadece “kontrollü patlama olabileceğini” söylediğini belitti.
‘Pentagon’da uçak’
İddia: Pentagon’a çarptığı söylenen 77 uçuş numaralı Boing 777 uçağının kalıntıları hiç yayınlanmadı. Uçak ve kanat görüntüleri olmayınca, Pentagon’da bir roket veya bomba patlatıldığı veya binaya başka cins bir uçak çarptırıldığı anlaşılıyor.
Cevap: Çarpışma uzmanı Allyn E. Kilsheimer, çarpmadam sonra olay yerine ilk gelen kişilerden birisi idi. Kilsheimer, üzerinde arma bulunan uçak parçalarını bizzat bulduğunu ve uçağın “kara kutu”sunun kendisince kuyruk bölgesinde ele geçirildiğini açıkladı. Kilsheimer ayrıca, üniforma ve vücut parçaları da bulduğunu söyledi. Öte yandan, Pentagon’a çarpan uçağı gören düzinelerce görgü tanığı oldu.