Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’a ayak basar basmaz verdiği ilk mesaj, kuzey Suriye’de Fırat’ın doğusundaki YPG/PKK varlığına ilişkin oldu. ABD’nin kontrolündeki bu bölgenin bir terör yuvası olduğu uyarısını yaptı. Bunu hem Birleşmiş Milletler (BM) kürsüsünde dile getirdi. Hem de Amerikan ve Rus basınına yazdığı makalelerde.
Erdoğan’ın ABD ziyaretinden hemen önce İran’dan ve Rusya’dan da bu bölgeyle ilgili uyarılar geldiği için, kaşlar havaya kalktı: Acaba TSK’nın Fırat’ın batısında yaptığı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarından sonra, sıra Fırat’ın doğusunda mı? Peki, New York’a gitmeden hemen önce Erdoğan’ın Rusya lideri Putin ile Soçi’de yaptığı Suriye zirvesinde iki lider ortak operasyon kararı almış olabilir mi?
Fırat’ın batısı-doğusu
Önce bugün YPG kuzey Suriye’de nerelerde, ona bir bakalım. 2012 itibarıyla örgüt kuzeyde 3 kantonun özerkliğini ilan etti: Afrin, Kobani ve Cezire. Bunlardan sadece Afrin Fırat Nehri’nin batısında kalıyor. Diğer 2’si ise doğusunda. İşte ABD de bu doğudaki YPG varlığına kol kanat geriyor. Ekim 2015’ten bu yana da 18 askeri nokta (üs ve operasyonel nokta) kurmuş durumda. Suriye petrolünün yüzde 70’ine sahip olan bu bölgede 50 bin civarında YPG’li var.
Fırat’ın batısındaki YPG varlığı ise Rusya kontrolünde olageldi. Ancak Ankara-Moskova iş birliği ilerledikçe, Rusya bu desteğini gitgide azalttı. Zaten TSK’nın yaptığı harekâtlarla da bu bölgedeki YPG’liler Fırat’ın doğusuna kaçtı.
***
Bugün YPG Suriye’nin aşağı yukarı 3’te birini kontrol ediyor. Ankara’nın korkulu rüyası da örgütün Fırat’ın batısı ve doğusundaki kantonlarını birleştirmesi ve Akdeniz’e ulaşması. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ise şimdilik bunu engellemiş oldu.
Son 2 nokta
Ne var ki bugün Fırat’ın batısında hâlâ 2 noktada YPG varlığı var. Bunlardan biri, adını sık sık duyduğumuz Menbiç.
YPG’nin 2016’dan beri elinde tuttuğu Menbiç için geçtiğimiz haziranda Türkiye ve ABD bir anlaşma imzaladı. Buna göre, buradaki 5000 civarındaki YPG’li 90 gün içinde Fırat’ın doğusuna geçecekti. Sonra da iki ülke güvenliği sağlamak için ortak devriye yapacaktı. Ne var ki anlaşma bir türlü sahaya yansımadı. Ankara’daki güvenlik kaynaklarıma göre, bugün Menbiç’te hâlâ aynı sayıda YPG’li var.
2. nokta ise Tel Rıfat. Burada da 2500 civarında YPG’li bulunuyor. Ki burası Rusya’nın kontrolünde. Moskova belli ki Ankara ile hızla gelişen iş birliğine rağmen YPG kartını Türkiye’ye karşı tam olarak bırakmak istemiyor. Ne Moskova’daki YPG ofisini kapatıyor, ne terör örgütü olarak tanıyor, ne de Suriye’deki bağlantısını tam kesiyor. Fırat’ın doğusundan YPG’yi çıkarmak istemesinin sebebi bize yardım etmek değil, ABD’nin nüfuzunu kırmak.
Operasyon olur mu?
Güvenlik kaynaklarım Esad rejiminin de YPG ile ikircikli ilişkisine dikkat çekiyor. Mesela YPG Fırat’ın doğusundaki Kamışlı’nın merkezini Esad’a teslim etmiş durumda. Hem de burada stratejik bir askeri havaalanı bulunmasına rağmen. Karşılığında da rejim YPG’ye Tel Rıfat’ta göz yumuyor. Ki burası Afrin’e yakınlığı nedeniyle YPG için kritik. Bir başka deyişle, Esad bir yandan kuzeyde özerk bir yapı istemese de, diğer yandan YPG ile işine geldiğinde iş birliği yapıyor.
***
Peki, önce Erdoğan’ın, sonra Lavrov’un Fırat’ın doğusuna vurgu yapması ne anlama geliyor? Kaynaklarıma göre, Rusya ile (Soçi zirvesi dahil) şu anda buraya yönelik askeri bir adım konuşulmadı. Ankara ABD’yi desteğini çekmesi için diplomatik çabalarla hâlâ ikna etmeye çalışıyor. Ki zaten böyle bir adımın “ABD’ye rağmen” atılması da şu anda düşünülmüyor. Dolayısıyla, bu uyarılar şu anda söylem bazında baskılar.
Ancak Süleyman Şah Türbesi’nin eski yerine taşınması yakında gündeme gelebilir. Zira burası Menbiç’le Fırat’ın doğusu arasındaki bağlantıyı tam ortadan kesiyor. Bu ise sadece zaman meselesi.