Rakamlar korkunç: Dünya nüfusunun yüzde 85’i şehirlerde yaşıyor, ama şehirler dünya toprağının sadece yüzde 2’sini oluşturuyor. Yani insanların yüzde 85’i yerkürenin sadece yüzde 2’sine sıkışmış durumda!
Buna 2050’de dünya nüfusunun 10 milyar olacağını, göç hareketlerini, artan çevre kirliliğini ve iklim değişikliğini ekleyin. Halimiz duman, değil mi?
***
Önümüzdeki pazar yapacağımız yerel seçimlere hızla yaklaşırken, dünyada yerel seçimler nasıl yapılıyor, gündemlerinde ne var, bir bakmak istedim. Bu rakamları da o sırada fark ettim. Yalnız belli ki tek fark eden ben değilim. Japonya ve Güney Kore’nin başı çektiği birçok ülke, bu gidişata göre şehirlerine çekidüzen vermek için kolları sıvamışlar. Bugün karşı karşıya olduğumuz sorunları çözmek için “Şehir 4.0”dan “Şehir 5.0”a geçiyorlar.
Şehir 5.0
Yüz yüze olduğumuz o kadar çok sorun var ki şehirde... Trafik, sokak kirliliği, altyapı sorunları, yaşlıların ve engellilerin ulaşım ve erişimde çektiği sıkıntılar... Bunlardan sadece birkaçı. “Şehir 5.0”da her yere yerleştirilen sensörlerle aygıtlar ve insanlar birbirleriyle sürekli bağlantıda oluyor. Toplanan bu “büyük veriler” de (big data) yapay zekâyla analiz edilerek, sorunlar çözülüyor. İnternet ve yapay zekâ bu şekilde insana hizmet ettiği için de buna “insan-merkezli şehir” deniyor.
Mesela trafiğin ana sebeplerinden biri, yol kenarına park edilen araçlar. 5.0’da, arabalara ve sokaklara yerleştirilen sensörler sayesinde park halindeki araçlara doğrudan uyarı gidiyor ve ceza kesiliyor. Park alanlarının uygunluğu da anlık olarak akıllı telefonlardan görülebiliyor. Bununla birlikte, yine sensörler sayesinde araçlar arası iletişimle kazalar engelleniyor. Trafik ışıkları yoğunluğa göre adapte oluyor, bu da trafiği azaltıyor.
***
Trafiğin bir diğer sebebi de araba sayısındaki fazlalık. Uber gibi “akıllı” ve entegre uygulamalar sayesinde, 5.0’da araba sahipliği azalıyor. Böylelikle bir yandan paylaşım ve “ortak ekonomi” de öne çıkıyor. Teknoloji araştırma firması RethinkX’e göre, ABD’de araba sayısı bu sayede 2020’ye kadar yüzde 80’den fazla düşecek. Aynı şey binalar için de geçerli. Örneğin “WeWork” gibi oluşumlar sayesinde bugün Londra’da ortak çalışma alanları, tüm ofis alımlarının yüzde %15’inden fazlasını oluşturuyor.
Dahası, “Şehir 5.0” çöplerin atımını ve atıkların toplanmasını bile yapay zekâyla düzenliyor.
Geleceği şekillendirmek
Kısacası, gelecekteki şehirlerde yapay zekâ insan kapasitesinin sınırlarını aşarak yaş, cinsiyet, etnisite, dil, din gibi farklılıkları gözetmeden ve onların ötesine geçerek doğrudan kişiye özel çözümler getirecek. Böylelikle insanın ve hükümetlerin/devletlerin üzerinden de epey yük alacak. Şehirler çok daha şeffaf, eşitlikçi, adil ve kapsayıcı hale gelecek. Hem de birbirimizle daha fazla etkileşim ve iletişim halinde olarak.
***
Ancak insanı daha da endişelendiren şu: Bir yandan insan ömrü uzuyor, tüketim ve enerjiye duyulan ihtiyaç hızla artıyor, ama diğer yandan enerji kaynakları tükeniyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) evvelsi gün açıkladığı rapora göre, dünyada karbon salımı bugüne kadarki en yüksek noktaya ulaştı. Son 5 yılda enerji geçişinde hiçbir gelişme sağlanamadı. Dolayısıyla, görüyoruz ki “Şehir 4.0”da (ya da “Toplum 4.0”) kalmak, var olan eşitsizlikleri ve sorunları hızla büyütüyor.
***
“Toplum 1.0” avcı toplumuydu. “Toplum 2.0” tarım toplumu, 3.0 sanayi toplumu, 4.0 da bilgi toplumuydu. Bu seçimlerde hiç konuşulmayan 5.0 acilen Ankara’nın gündemine girmezse, dünyanın çok gerisinde kalacağız. Zira gördüğünüz gibi “yerel” derken, aslında dünyayı konuşuyor, “yerel”i oluştururken dünyayı belirliyoruz.