Irak ABD işgalinden ve Saddam’ın devrilmesinden bu yana, yani 15 yıldan beri en kötü dönemini yaşıyor. Ülkenin güneyinde 2 haftadır tam anlamıyla kıyamet kopuyor.
***
Şiilerin ağırlıkta yaşadığı bölgede halk sokağa dökülmüş durumda. Gösteriler başladığından beri 15 kişi hayatını kaybetti, 350 kişi de yaralı. Vitrindeki sebep yoksulluk ve susuzluk. Oysaki bu, buzdağının sadece görünen ucu.
İran Dışarı mı?
Aslında Irak bu duruma 2 kırılma noktasından sonra geldi. 1.si; 2003’te ABD’nin işgaliyle Saddam’ın devrilmesiydi. Onlarca yıldır Sünni iktidar tarafından ezilen Şiiler, böylelikle “intikam zamanı” deyip sıkı bir mezhepçi siyaset izlemeye başladılar. 2006-2014 yılları arasında Başbakan olan Maliki, ülkeye Şii hakimiyetini getirdi. Sünnileri ve Kürtleri dışladı.
2. aşama ise, DEAŞ’ın Haziran 2014’te Musul’u işgal edip ülkenin yüzde 40’ına hakim olmasıyla başladı. O günden beri ülke resmen İran’ın nüfuzu altında. Bu da, Şii egemenliğini pekiştirdi. Dahası; Irak fiilen 3 parçaya (Şii, Sünni, Kürt) bölündü.
İşte şimdi Güney’e hakim olan Şiiler ayakta. Görünen sebep, işsizlik ve susuzluk. Şöyle ki: Bu bölgenin merkezi olan Basra kenti, tüm Irak petrolünün ve doğalgazının yüzde 80’ine sahip. Yani sadece bölgenin değil, tüm ülkenin kaynak açısından en zengin şehri. Deniz kenarında olması sebebiyle de Irak’ın en önemli limanı. İthalat ve ihracatın can suyu. Bu yüzden “Basra yıkılırsa, Irak yıkılır” der Irak’ı iyi bilenler. Ama ülkenin en zengin şehri, aynı zamanda en fakiri! İşte zaten bu çelişkinin tam da kendisi, tüm güneyde halkı sokağa döken.
***
Mesele sadece güney bölgesi değil. Irak genelinde işsizlik bugün yüzde 50. Ki düşünün nüfusun yüzde 60’ı, 25 yaşın altında. Gelecekten hiçbir ümidi olmayan bu genç nüfusu tutmak zor. Bir de üstüne, İran’ın Irak’ın biriken borçlarını bahane ederek bu bölgeye aktardığı suyu ve elektriği kesmesini ekleyin... Zaten yoksul ve işsiz olan halk, bir de susuz ve elektriksiz kalınca hem de kavurucu yaz sıcağında- elbette sokağa döküldü.
Şimdi “İran dışarı!” sloganı eşliğinde isyan, güneyden ülkenin ortasına doğru hızla yayılıyor. Başkent Bağdat’a da sıçrayan gösterileri sokağa çıkma yasağı bile durduramadı. Asker ağır silahlarla sokakta.
Halk Ne İstiyor?
Peki İran neden buradaki Şii halkı karşısına almak pahasına bunu yapıyor? Telefonda konuştuğum Irak’ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı (2004-2013) Labeed Abbawi, İran’ın bunu hükümete siyasi baskı amacıyla yaptığını söylüyor.
***
Irak’ta 12 Mayıs’ta yapılan genel seçimler sonrasında hükümet hala kurulamadı. Dahası; hile yapıldığı iddiaları sonrasında oylar yeniden sayılıyor. Kesin sonuçlar ay sonunda açıklanacak. Ancak yine de bunun, daha önce açıklanmış olan sonucu değiştirmesi beklenmiyor.
Buna göre ise; İran’ın ve diğer tüm yabancı güçlerin Irak’a müdahalesine karşı çıkan Şii din adamı Mukteda el Sadr, seçimin galibi. Bu da, halkın mezhepçi politikalardan bıktığının işareti. Katılımın yüzde 45’te kalması ise, halkın her şeyden önce yorgun olduğunu ve değişim istediğini gösteriyor.
***
Bu günlerde Bağdat’ta hükümet kurma çalışmaları devam ediyor. En son olarak; Sadr ve bir önceki Başbakan Haydar el-İbadi ittifak yapacaklarını açıkladılar. Zaten İran da tam da bu yüzden yerinde durmuyor! Ülke üzerindeki nüfuzunu kaybetmemek ve kendisine yakın olan Şii partilerin iktidara gelmesi için, hükümete bu şekilde baskı yapıyor.
Peki bundan sonra Irak’ta ne olur? ABD ve İsrail’in ağır baskısı altında olan İran, ne yapar? Devam edeceğiz.