Uzun süredir hem ABD hem Rusya ile ilişkimizi zedeleyen asıl mesele, kuzey Suriye’deki PKK bağlantılı PYD/YPG varlığı. Bugün Soçi’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İranlı ve Rus muadilleriyle görüştüğü asıl konu da zaten bu.
Peki, tüm bu aktörler için PYD ne anlama geliyor ve ne kadar önemli?
Bugün PYD/YPG, ABD’nin Suriye’deki gözü kulağı. Onları hem DEAŞ’a karşı kendi ordusu gibi kullanıyor. Hem de ülkedeki petrol kaynaklarının kontrolünü PYD üzerinden ele geçiriyor. Böylelikle Esad üzerinde de daha çok söz sahibi oluyor.
Esad’ın derdi
Esad ise tabii ki bu hesabın farkında. O da Suriye’de kendi egemenliğini tekrar sağlamanın, yani Kürt özerkliğini engellemenin ve petrol kaynaklarını tekeline almanın derdinde. Geçtiğimiz temmuzda Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke’de PYD ile vardığı anlaşma da buna işaret ediyor. Buna göre, buradan çıkan petrol gelirinin yüzde 65’ini Şam rejimi, yüzde 15’ini PYD, geri kalanını da Arap aşiretleri alacak. Dolayısıyla, Esad petrolü Kürtlere kaptırmayıp, aynı Irak’ta Bağdat ile Erbil arasındaki gibi bir anlaşmaya varmanın peşinde. Ve bunu ABD’yi denklem dışında bırakarak yapmaya çalışıyor.
Bu yüzden geçen hafta gündeme bomba gibi düşen DEAŞ’la YPG’nin yaptığı anlaşma, Şam rejimini küplere bindirmiş durumda. Hatırlarsanız, YPG’nin yüzlerce DEAŞ’lıyı Rakka’dan tahliye ettiği ortaya çıkmıştı. Hem de Amerikan jetlerinin gözetiminde. ABD’de Suriye’yi en yakın takip eden isimlerden, Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Joshua Landis’e göre: “Esad, bunun PYD’nin Rakka’da savaşmak yerine Suriye’nin doğusundaki petrol kaynaklarını ele geçirmesi için yapıldığını biliyor.” Landis bu nedenle önümüzdeki dönem Washington
ile Şam arasında tansiyonun
ciddi şekilde
yükselmesini bekliyor.
Diğer yandan, Esad şu anda elini güçlü görüyor. Çünkü hem Türkiye, hem İran, hem de Bağdat Suriye’de özerk bir Kürt yapısına karşı çıkıyor. Bu da kuzey Irak referandumu sonrası “bağımsız Kürdistan” fikrine karşı güçlenen Ankara-Bağdat-Tahran denklemine Şam’ı da kendiliğinden eklemliyor.
Rusya için PYD
Gelelim Rusya’ya. Moskova, Suriye’de Kürtleri ABD’ye kaptırmamak adına PYD kartını cebinde tutuyor. Ancak şu anda Rusya için İran ve Türkiye ile ilişkileri çok daha kritik. Bu iki ülkeyle yürüttüğü “Astana süreci”, ABD güdümünde paralel yürüyen “Cenevre süreci”ne rakip. Dolayısıyla, meydanı ABD’ye bırakmamak için bu üçlü işbirliğine muhtaç.
Bununla birlikte, Moskova yıllardır Esad’a para pompalamaktan usanmış durumda. Bu yüzden petrol gelirini paylaşmak üzere Kürtlerle masaya oturup anlaşmasını, böylelikle bir an önce kendi ayakları üzerinde durmasını istiyor. İşte tüm sebepler de Rusya’yı PYD ile diyalog kurmaya sevk ediyor.
Bu tablo karşısında Türkiye, Irak, İran ve Suriye başkentlerinin bugün birbirine hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Suriye’deki kaynaklarıma göre, bu denklemde eksik olan Şam rejimi Ankara ile bir anlaşmaya varmak istiyor. Elbette karşılıklı derin bir güvensizlik söz konusu. Ancak iki tarafın da hayati çıkarları bu güvensizliği alt edecek kuvvette gibi.